Türkiye'nin baskı altında karar almayacağını söyleyen Davutoğlu, üçüncü tarafların her müdahalesiyle Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşmenin önüne engel çıkarıldığını belirtti.
Bu arada, ABD Büyükelçisi James Jeffrey de Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Jeffrey, çıkışta yaptığı Türkçe açıklamada, "Kongre'nin bu konuda hiçbir karar almaması gerek" dedi. Jeffrey, hem Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un, hem ABD Başkanı Barack Obama'nın böyle bir kararın kongrede alınmasına karşı olduklarını açıkladığını söyledi.
Türkiye ise Jeffrey'e; tasarının özü yanlış, Türk-Amerikan ilişkileri ve Türkiye-Ermenistan normalleşmesi etkilenir mesajı verildi.
Davutoğlu: "Barışı engelliyorsunuz"
Dışişleri Bakanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Bakan Davutoğlu, "Kararların alınış tarzı ve süreci normalleşmenin doğasının nasıl değişmekte olduğunu göstermiştir. Üçüncü tarafların her müdahalesi bunu imkansız hale getirecektir. Temsilciler Meclisi'ne sesleniyorum; yaptığınız her müdahale normalleşmenin önüne engel çıkarmaktadır. Türkiye ve Ermenistan halkları arasındaki tarihi barışı engelliyorsunuz" dedi.
Davutoğlu, dünyanın her yerindeki Ermenilere ve Ermenistan'a, Türkiye'nin 2005 yılında yaptığı çağrıyı yineledi ve çözümün parlamentolarda aranması yerine, ortak tarih çalışmasında aranması gerektiğini belirtti.
Davutoğlu, "Parlamento üzerinden netice alınacağını düşünüyorsanız, 10 asırlık tarihte Türk milletini tanımadınız demektir. Türk milleti baskı altında karar almayacaktır" dedi.
Ermenistan ile protokolleri "acıları paylaşmak" perspektifinde paylaştıklarını söyleyen Dışişleri Bakanı, "İstedik ki acıları tazeleyip geleceğe güzel bir miras bırakalım. Böyle olacaksa, tarafların iyi niyetinden şüphe etmeye başlarız" ifadesini kullandı. Bakan, normalleşme için ellerinden geleni yapmakta kararlı olduklarını söyledi.
Bakan Davutoğlu, "Biz siyasi atmosferin sağlanabilmesi için birlikte çalışmaya her zaman hazır olduğumuzu söyledik. Ancak dün alınan karar bu süreci yavaşlatma hatta durdurma riskini bile getirmiştir. Bu kararlarla kimse yol alamaz" dedi.
1 oy fark
Komitede, 100 yıl önceki olaylara dair oylama sürecini "gayrıciddi" olarak niteleyen Davutoğlu, kararın 1 oy farkla onaylanması için de, "Bir danışman bir Temsilciler Meclisi üyesine 'yes' değil, 'no' diye fısıldasaydı sonuç farklı olacaktı. Tarih bu kadar basite indirgenebilir mi?" değerlendirmesini yaptı.
Davutoğlu, komitenin bu kararıyla bir millet hakkında hükmedilip tarihi olayın yargılandığını belirtti.
Davutoğlu, komite üyelerinin Türkiye ve ABD arasındaki stratejik ilişkilerin derinliğini anlamadıklarını, küçük, yerel siyasi çıkarların ikili ilişkilere zarar vereceğini belirtti.
Çanakkale Savaşı dönemi
"1915 Ermeniler için tehcir, bizim için aynı zamanda Çanakkale'dir" diyen Davutoğlu, "Bir milletin bekasıyla ilgili büyük bir savunma çabasında olduğu bir dönem. Anadolu'da çok büyük acıların yaşandığı bir dönem. Balkanlardan, Kafkaslardan 2 milyon insanın göç ettiği bir dönem. İmparatorluğun dağılış sürecinde büyük bir kaos yaşandı. Bu acıları paylaşmayı her zaman bildik" dedi.
Dün, Yeni Zelandalı muhatabıyla görüştüğünü söyleyen Dışişleri Bakanı, "Onlar Çanakkale'ye asker gönderdi. Biz 250 bin şehit verdik" dedi ve savaşta komutanlık yapan Mustafa Kemal'in Anzak annelerine verdiği mesajı okudu:
"Oğullarını uzak ülkelerden buraya gönderen anneler siz de gözyaşlarınızı silin. Oğullarınız şimdi bizim bağrımızda huzur içinde yatıyor. Canlarını bu ülkede kaybederek, onlar artık bizim de evlatlarımız oldu."
MERAK EDİLEN SORULAR
- Yahudi lobisi Türkiye aleyhinde mi çalıştı?
Bu konuda bir yorumda bulunmak istemem. Ama bu konuyu Türk-Yahudi ilişkisi olarak yorumlamak yanlış olur. Ama Türkiye tüm bu konuları tek başına göğüsleme gücüne de sahiptir.
- Tasarının komiteden geçmesinin ardından İncirlik'teki ABD üssünü kapatma ya da Afganistan'dan asker çekme konuları gündeme gelecek mi?
Sayın Büyükelçimizin gelmesinden sonra bu konuları değerlendireceğiz. Gerekirse muhalefetle de temas kurarız. Bu bir kere bizim için bir milli onur meselesidir. Bu konulardaki görüş farklılıklarını bir kenara bırakıp ortak bir tutum sergilememiz tabiidir. Bunlar aşamalı olarak oluşturulacak adımlardır. Bunları şu an için erken tartışmalar olarak görüyorum.
- Büyükelçi Tan Türkiye'de ne kadar süre kalacak?
Muhtemelen yarın Türkiye'de olacak büyükelçimiz. Ben yarın İspanya'ya hareket edeceğim. Oradan da Almanya'ya geçeceğim. Almanya sonrasında da Suriye'ye gideceğim pazar günü. Dolayısıyla pazartesi günü sayın büyükelçimizle gerekli istişareleri yapabileceğiz. ABD-Türkiye ilişkilerinin büyüklüğünü göz önünde tutarsak büyükelçimizle istişarelerimiz de uzun sürebilir.
- Dün komiteden çıkan karar sonrası 24 Nisan'la ilgili Türkiye'nin beklentisi nedir?
Biz artık ilişkilerde her bahar bir kriz yaşanmasını istemiyoruz: Türk-Amerikan ilişkilerindeki bu bahar krizlerinden Türkiye'yi kurtardık sanıyorduk ama demek ki bu algılanmamış. Umarız bu Beyaz Saray'ca doğru algılanabilir. Biz Sayın Obama'nın barış vizyonuna inanıyoruz. Biz 24 Nisan'da bu krizi daha da büyütecek bir açıklamanın yapılmamasını bekliyoruz. Basiretli davranılacağını düşünüyoruz.
- Rusya'nın Ermenistan üzerindeki rolü önemli. Bu çerçevede Rusya'nın Kafkaslar'da barış konusunda gereken çabayı gösterdiğine inanıyor musunuz?
Rusya konusu önemli. Dün ve bugün Dışişleri Bakanlığı müsteşlarımız istişarelerde buolunmak üzere Rusya'ya gittiler. Kafkaslar Türkiye ile Rusya'nın ortak coğrafyasıdır. Biz Rusya ile bu konuda bir ortak perspektif oluşturacağımıza inanıyoruz.
- Türkiye'nin Yukarı Karabağ sorununun çözümü için yaptığı baskının Türkiye-Ermenistan barışını etkilediği konuşuluyor. Bu konudaki fikriniz nedir?
Biz protokolleri müzakere ederken Türkiye'nin perspektifi olarak madem barış isteniyor neden sadece Türk-Ermeni barışından bahsediyoruz, neden Ermeni-Azeri barışından bahsedilmiyor dedik. Biz Türkiye olarak barış istediğimizde neden "Türkiye hata yapmış" deniliyor. Bunu da ABD'li muhataplarımızın düşünmesi lazım. Şimdi biz onlara soruyoruz: Ermeni-Azeri barışını istiyor musunuz? Eğer istemiyorsanız "istemiyoruz" deyin. Yok eğer istiyorsanız çıkın ve gereğini yapın. Hiçbir hedef gerçekleştirilemeyecek bir hedef değildir.