-80 KİŞİLİK PM LİSTESİ-

Kongrede Genel Başkanlık, Parti Meclisi ve Merkez Disiplin Kurulu seçimleri birlikte yapılırken BDP’nin 80 kişiden oluşan Parti Meclisi listesinde İstanbul Milletvekili Ufuk Urası’ın dışında tüm milletvekilleri yer alıyor. Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan da DTP’de olduğu gibi BDP’de de PM listesinde yer alırken Kandil ve Mahmur’dan dönenler arasında bulunan Nizar Buldan yedek PM listesinin başında yer aldı. BDP’nin PM listesi şöyle:
"Gültan Kışanak, Abdulkerim Bingöl, Abdullah Bozkoyun, Adnan Ekmen, Ahmet Yıldırım, Akın Birdal, Aleddin Erdoğan, Ali Oruç, Atila Koca, Ayhan Bilgen, Ayla Akat Ata, Ayşegül Devecioğlu, Bengi Yıldız, Bircan Demir, Cafer Akdoğan, Cesim Soylu, Cihan Sincar, Demir Çelik, Diyadin Fırat, Emine Ayna, Emine Büşra Ersanlı, Fatma Kaşan, Fatma Kurtulan, Ferhat Önder, Fethi Gümüş, Filiz Koçali, Filiz Yılmaz, Gülay Calap, Halil Aksoy, Hamit Geylani, Hasip Kaplan, Hatice Çoban, Haydar Sayılı, Hayri Ateş, Hülya Dikme, Hüseyin Altun, Hüseyin Cengiz, İbrahim Binici, Kemal Parlak, Kemal Peköz, Kibriye Evren, M. Şamil Altan, M.Nezir Karabaş, M.Salih Yıldız, Mehdi Aslan, Mehmet Can Demir, Mehmet Öcalan, Melik Şengül, Meral Danış Beştaş, Mihdi Perinçek, Murat Kaçar, Musa Ertaş, Nazan Üstündağ, Nazmi Gür, Nihat Oğraş, Nizamettin Öztürk, Nuri Yaman, Nursel Aydoğan, Oktay Konyar, Osman Ergin, Osman Özçelik, Ömer Ağın, Özdal Üçer, Pervin Buldan, Ruhşen Mahmutoğlu, Sebahat Tuncel, Selami Turan, Sevahir Bayındır, Sırrı Sakık, Sinem Ekinci, Songül Ercan, Şefika Gürbüz, Şerafettin Halis, Tuncer Bakırhan, Türkan Yüksel, Yeşim Dorman, Yıldız Aktaş, Yüksel Mutlu, Zerife Kıran, Zeynep Ölbeci"

DEMİRTAŞ:  AKP HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI

BDP Genel Başkanı Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, "Artık AKP’nin kendiliğinden çözüm üreteceğini bekleyen herkes sadece büyük hayal kırıklıkları ve kandırılmışlık duygusu yaşamaya devam edecektir" dedi.
Demirtaş, BDP’nin Ahmet Taner Kışlalı Salonu’dan gerçekleştirilen 1. Olağanüstü Kongresi’nde seçimlerden önce yaptığı konuşmada, AK Parti’nin 2002 yılında halkın önemli ölçüde desteğini alarak iktidar olduğunu hatırlattı. Demirtaş, aradan geçen süreye rağmen AK Parti’nin yeni bir anayasa yapmak yerine "cunta anayasasına" herkesten daha fazla biat eder hale geldiğini öne sürdü.
Demirtaş, AK Parti’nin "demokrasicilik" adına dayattığı şeyin gerçekte statükoyu allayıp pullayarak yeniden üretmekten başka bir şey olmadığını iddia etti.
"Artık AKP’nin kendiliğinden çözüm üreteceğini bekleyen herkes sadece büyük hayal kırıklıkları ve kandırılmışlık duygusu yaşamaya devam edecektir" diyen Demirtaş, şöyle konuştu:
"Hükümet önce ’Kürt sorununu düşünmezseniz yoktur’ dedi. Sonra ’Kürt sorunu benim de sorunumdur’ dedi. En sonunda ’Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır’ dedi. Önce ’vatandaşlar düşüncelerini açıklarken hiçbir şeyden korkmamalıdır’ dedi, sonra yürüyüş yaparak düşüncelerini açıklayanlara kadın da olsa çocuk da olsa ’gereğini yap’ dedi. ’TRT-Şeş bı xer be’ dedi, anadilde konuşan Sayın Ahmet Türk’ü ’Meclis’ten atın’ dedi. ’Bu vatanın 780 bin kilometre karesi bütün farklılıklarımızla hepimizindir’ dedi, sonra da ’beğenmeyen çeksin gitsin’ dedi. Önce ’Kürtçe açılım’ dedi, sonra ’demokratikleşme’, sonrasında ’Milli Birlik’ en sonunda da ’tasfiye projesi’ dedi. Bütün bunları aynı başbakan aynı parti gerçekleştirdi. Gerçek durum budur işte. Şimdi burada AKP ne yapmaya çalışıyor deyip, durum artık anlaşılmazmış gibi davranmak yerine bizler ne yapıyoruz deyip kendi tutumumuzu netleştirmemiz gerekiyor."
Demirtaş, "parti olarak yeni dönemin temel politikasının halkı AKP’den kurtarmak olacağını" ifade ederek, "Halkımızın önünde söz veriyoruz, elimize vurulan kelepçeleri çıkarıp AKP zihniyetinin boynuna takacağız. Bu kongremiz AKP’yi Türkiye genelinde yola getirme, güçlü olduğumuz bölgelerde ise silme kongresi olacaktır" diye konuştu.

-BEDELİNİ ÖDETECEĞİZ-

Konuşmasında, "katletme" iddiasını dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti: "Onlarca yıl cezalar verdiğiniz, hapislere attığınız küçük çocuklarımızın hakkı için yemin ediyoruz ki bunun bedelini size ödeteceğiz. Bu vesile ile bütün halkımıza buradan çağrı yapıyoruz, bu aldatma, kandırma, imha siyasetine son vermek için size dayatılan onursuzluğu, yoksulluğu, imhayı kırabilmek için AKP’nin, CHP’nin teşkilatlarından topluca ayrılın. Tarihin bu kritik döneminde halkımızın yanında yer alın. Halka yönelik bu saldırıların en önemli dayanağı olarak sizleri kullandıklarını unutmayın. Gelin kendi birliğimizi güçlendirelim, her türlü farklılığımızı koruyarak temel ilkeler etrafında mücadele birliğimizi kuralım."
Demirtaş, "AK Parti hükümetinin asimilasyon sürecini en fazla hızlandıran ve sonuç alıcı hale getiren hükümet olduğunu" iddia etti. Türkiye’de herkesin kendi anadilinde bilimsel ve ücretsiz eğitim hakkının olması gerektiğini savunduklarını dile getiren Demirtaş, "Kürtçe için değil, bütün ana diller için özgürlük istediklerini" söyledi. Demirtaş, "Devlet eğer çocukların sokaklarda taş atmasını engellemek istiyorsa cezaevlerine atmak ya da balon, şeker dağıtmak yerine bu çocukların anadillerinde bilimsel ve ücretsiz eğitim yapabilecekleri donanımlı okullar açmalıdır. Bunun başka çaresi yoktur. Ya Türkiye’deki bütün taşları toplayacaksınız ya da çocukların anadillerinde eğitimlerinin önünü açacaksınız" diye konuştu.

-ERDOĞAN VE KIRMIZIGÜL’DEN ANA DİLDE FİLM İSTEĞİ-

Selahattin Demirtaş, sanatçıların da kendi anadillerinde sanat eserleri üretmeye ağırlık vermesi gerektiğini belirterek, sanatçı Yılmaz Erdoğan ve Mahsun Kırmızıgül’den "kendi anadillerinde sinema filmleri ve sanat eserleri üretmelerini" istedi. Demirtaş, Erdoğan ve Kırmızıgül’e yönelik, "Anadilinizin bu şekilde göz göre göre erimesine seyirci kalmamalısınız. Bu asimilasyon sürecini durdurmanın başka yolu yoktur" diye konuştu.
Öğretmenlerden, öğretim görevlilerinden, esnaftan ve tüccarlardan da her yerde anadillerini kullanmalarını isteyen Demirtaş, doktorların doğup büyüdükleri yerlerde görev yapmaları, iş adamlarının da memleketlerine yatırım götürmeleri gerektiğini söyledi.
BDP’nin Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak da "siyasette bugün gelinen noktada Kürt sorununu çözmenin çok kolay bir hale geldiğini" söyledi.
"Türkiye’nin en zor, en çetrefilli aynı zamanda en temel sorunu olan Kürt sorununun çözüm olanaklarının hiçbir zaman olmadığı kadar ortaya çıktığını" savunan Kışanak, yıllardan beri topluma empoze edilen "bölünme" fobisinin de anlamsız olduğunun görüldüğünü öne sürdü.
Kürtlerin bu ülkede özgür, eşit yurttaşlar olarak yaşamak istediklerini her fırsatta iradi olarak beyan ettiklerini belirten Kışanak, "Kürtlerin bu yaklaşımı Kürt sorununu diyolog ve müzakere yöntemiyle çözebilmek için en önemli fırsattır. Artık, Kürtlerin özgürlük taleplerine bölünme ile eşdeğer gören yaklaşımların hiçbir anlamı kalmadı. Artık ’ortak bir yaşam, ortak bir gelecek ama nasıl?’ sorusunu sormanın ve cevabını bulmanın zamanı geldi" diye konuştu.
"Demokratik, çoğulcu, özgürlükçü, sivil bir anayasa yaparak Kürtlerin beklentilerini karşılamanın mümkün olduğunu" ifade eden Kışanak, "Kürtlerin en temel beklentisi ana dillerini özgürce kullanabilmek, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmaktır. Yani kimliğini korumaktır. Bir dil eğitim dili olmaz ve kamusal alanda kullanılmazsa unutulmaya mahkumdur. Partimizin önerdiği ’Demokratik Özerklik’ modeli tüm Türkiye için çağdaş ve demokratik bir modeldir" dedi.
Kışanak, sorunun çözümü noktasında, "sayın" ifadesini kullandığı terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan’ın rolüne dikkat çekmek istediğini söyleyerek, "soruna çözüm üretilmek isteniyorsa Kürt toplumu tarafından kabul gören Öcalan muhatap alınmalıdır" dedi.
Bu arada, Kışanak’ın konuşması sırasında partililerin bulunduğu bölümde yüzleri maskeli bir grup tarafından Abdullah Öcalan’ın posterleri açıldı. Salondakiler de Öcalan lehine Kürtçe slogan attı.(radikal)