9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, devletin üniterliği, ulus devlet oluşu, laik devlet oluşu ve çağdaş devlet oluşu gibi
Cumhuriyet'in 4 tane vasfının bulunduğunu belirterek, 'Bunlara itiraz var mı
Türkiye'de? Var. Dördüne de var. Peki ne yapacağız bunlara itiraz olursa?
İnsanımızı fikri bakımdan irşad ederek korumak lazım. Yanlışlara kapılmamasını
sağlamak lazım' dedi.

Demirel, Başkent Üniversitesi'nin Cumhuriyet'in 83. kuruluş yıl dönümü
kutlamaları çerçevesinde düzenlediği 'Laiklik-İrtica Tartışmaları ve
Cumhuriyetin Geleceği' konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, bugün 82
yaşına girdiğini belirterek, Cumhuriyet ile yaşıt sayılması gerektiğini ifade etti.
'Cumhuriyetin ürünü' olduğunu ifade eden Demirel, kerpiç bir evde doğan bir köylü çocuğunun Türkiye'de başbakan, cumhurbaşkanı, parti başkanı
olabileceğinin, bu imkanların herkese açık olduğunun kanıtı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden doğduğunu belirten
Demirel, Osmanlı'nın dağılma süreci, Osmanlı aydının dağılmanın önüne geçme
arayışlarını anlattı.
Cumhuriyet'in bir devrim olduğunu vurgulayan Demirel, laiklik konusunda
değerlendirmelerde bulundu.
Demirel, Türkiye'nin laikliğinin kendine mahsus olduğunu vurgulayarak, her
ülkenin laiklik anlayışının laiklik düşüncesinin temel çizgileri ile birlikte
kendi şartlarını da taşıdığını ifade etti. Demirel, Fransa ve İngiltere'nin
laiklik anlayışlarının kendine özgülüğü konusunda değerlendirmeler yaptı.
Demirel, 'Dini siyasete alet ediyorsanız laik falan değilsiniz, çağdaş değilsiniz' dedi.
Bugün moderniteye ters düşen birtakım davranışların bulunduğunu dile getiren
Demirel, şöyle devam etti:
'Avrupa'da da var bunlar. Devletin üniterliği, ulus devlet oluşu, laik
devlet oluşu ve çağdaş devlet oluşu gibi Cumhuriyet'in 4 tane vasfı var. Bunlara
itiraz var mı Türkiye'de? Var. Dördüne de var. Peki ne yapacağız bunlara itiraz
olursa? Bu kadar cereyanın bulunduğu bölgede bulunan bir ülkede bizim insanımızı
fikri bakımdan irşad ederek korumak lazım. Yanlışlara kapılmamasını sağlamak
lazım.
Yalnız hepinizin dikkatine getirmek istiyorum. Bu korumayı yaparken ikiye
bölünerek yapamayız. Yani (sen dindarsın, sen yobazsın, sen dinsizsin) diye
bölünemeyiz. Dindar da olacaktır, dinsiz de olacaktır. 50 sene Türkiye'nin
hizmetinde olmuş bir insan olarak en çok dikkat etmemiz gereken şeyin Türkiye'nin
birliği olduğunu ifade etmeliyim. Kutuplaşma dediğimiz zaman Cumhuriyet'in
niteliklerine sahip çıkmayalım demiyorum. Onlara sahip çıkarken çok dikkat
etmemiz ve mutlaka bölünmeye işi götürmememiz lazım. Kaldı ki bir taraftan bu
ülkenin insanlarına din ve vicdan hakkı tanıyorsunuz ve (Allah ile kul arasına
girmeyelim) diyorsanız, din ve vicdan görevini kendi bildiği gibi yapan,
Cumhuriyete sadakatla bağlı, işine gelip işine giden kişiyi de kırmamak,
incitmemek lazım. 'Yobaz' dediğiniz adam kendisine 'laik' diyen adama 'dinsiz'
diye bakıyorsa, 'dinsiz' dediğiniz adam da her gördüğüne 'yobaz' diye bakıyorsa
bu da bölünmedir. Toplumumuzu korumak mecburiyetindeyiz. Toplumumuzu koruyamazsak
Cumhuriyet'in temel vasıflarını korumakta sıkıntıya düşeriz, kavgaya gideriz. Hiç
yapmamamız gelen bir şey. Onun için daha çok konuşmamız, bir birimizi daha çok
ikna etmemiz, birbirimizi daha normal yere getirmemiz lazım.'

-'BÖLÜNEREK İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAYIZ'-

Türkiye'nin etnik bakımdan da bölünmemesi gerektiğini belirten Demirel,
'Ben Türküm, sen Kürtsün, sen Lazsın, sen Çerkezsin bölünmesine gittiğiniz zaman
çok şeyi yitiririz' dedi.
Demirel, şöyle konuştu:
'Kimse kimsenin ne olduğunu merak dahi etmiyor. Bunları niçin merak
vesilesi haline getiriyoruz? Niçin durup durduğumuz yerde havanda su döverek
birbirimizi incitmenin yolunu arıyoruz. Hep beraber bu çeşit şeylere karşı
çıkalım. Türkiye'nin bölünmesine yönelik cereyanlara karşı halkı bölerek bu işin
içinden çıkamayız. Terörü kim yapıyorsa onun yakasına yapışacaksınız. Onun
yakasına yapışıyorum derken onun temsil ettiğini, iddia ettiği halkın yakasına
yapışırsanız bölünürüz. Aslında bölünmeyi, bölünmek isteyenler sağlamıyor,
bölünmek istemeyen sağlıyor. Şöyle sağlıyor; Bir yere kadar bakıyor bakıyor sabrı
tükeniyor ve (bunları atalım içimizden gitsin) diyor. Buna dikkat edilmesi lazım.
Eğer Türkiye'de bir bölücü hadise varsa ve bu hadisenin amacı Türkiye toprakları
üzerinde yeni bir devlet kurmak ise bunun karşısına kendisini Türk sayan,
kendisini Kürt sayan herkesin çıkması lazım.'

-'YAŞANMIŞ ŞEYLER'-

Demirel, panelden sonra bir gazetecinin, anılarının yer aldığı bir kitapta
yer alan, gece eve geç geldiği için eşi Nazmiye Demirel tarafından eve alınmak
istenmediği yolundaki bilgiyi hatırlatması üzerine, 'Geçmişte kalmış bir takım
şeyleri toparlıyorlar, yazıyorlar. Bizim bir şey söylememize, yorum yapmamıza
gerek yok. Her şey açıkça ortada' dedi.
Aynı gazetecinin 'Bu tür olaylar yaşandı mı' sorusuna ise Demirel,
'Yaşanmıştır' karşılığını verdi.