Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,7649
EURO
43,1152
IMKB
9.747,000
ALTIN
4.040,400
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 20 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
DENKTAŞ'A OYNANAN BÜYÜK OYUN
DENKTAŞ A OYNANAN BÜYÜK OYUN
 
Prof.Dr. Erol Manisalı, Kofi Annan’ın Denktaş’a, “Sayın Denktaş benimle pazarlık etme! Senin Başbakan’ın planı zaten kabul etti.Bunlar herşeyi kabul ettiler”
 
23.9.2006 - 00:04

Ünal Bolat’a Haftasonu Sohbetleri’nin yeraldığı Yeni Çağ gazetesinin bu konuğu olan Prof.Dr. Erol Manisalı, Kofi Annan’ın Denktaş’a, “Sayın Denktaş benimle pazarlık etme! Senin Başbakan’ın planı zaten kabul etti. Senin pazarlık edecek bir şeyin yok. Bunlar herşeyi kabul ettiler” dediğini açıkladı.

Bu haftaki konuğumuz, Prof. Dr. Erol Manisalı

Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesi demek, kendisi Ortadoğu projesine hedef olduğu halde, bu hedefe yönelik bir maşayı Batı emperyalizminin eline sunması anlamına gelir. Olağanüstü bir çelişkidir. Ve Türkiye’ye ihanettir.

Büyükanıt Paşa Gümrük Birliğini yorumlamıştı...

“Lozan’ın tasfiyesinde asker “Hayır!” derse, “Bak Avrupa sana kızar ha!” diye askere karşı Amerika ve Avrupa’yı kullanmak için Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri göstermelik yürütülmektedir. İşin özü budur”

AB’nin yeni politikası provadır

Ben bunu rahatlıkla söylüyorum. Çünkü ta 4 Ocak 1990’da Cumhuriyet’te yazmışım. Irak’ta Kürt Devleti kuracaklar diye. Tam 16 yıl önce. Yeni çıkan var. “Türkiye’nin askersiz işgali “Gümrük Birliği” adlı kitabımda belgeleriyle var. AB ve ABD kafalarında Türkiye’ye yeni bir elbise dikmişler, bunu yavaş yavaş giydirmeye çalışıyorlar. Son AB parlamentosunun Dış İlişkiler komisyonunun kararı da bu elbiseyi prova yapma operasyonudur. Onların politikası böyle. Sorun bizden kaynaklanıyor. Onlar Türkiye’yi Lozan’dan Sevr’e götürmek istiyorlar. Türkiye’nin sınırlarını değiştirmek istiyorlar. Bu artık açık ve net biliniyor. Dış İlişkiler komisyonunun aldığı her yeni karar bu yolun kilometre taşıdır. Sorun Türkiye’dedir. Türkiye’de TBMM’nin, Hükümetin, Bürokrasinin ve diğer sivil toplum örgütlerinin bu gerçeği görüp, bu gerçek doğrultusunda “ Biz de milli çıkarlarımızı korumak zorundayız. Bu süreç bizi yavaş yavaş parçalamanıza doğru götürmektedir. Bunu kabul edemeyiz “ diyerek meclisin meclis olarak (meclisse), hükümetlerin hükümet olarak (hükümetse) kararlar alması gerekir. Sorun meclisimizin, hükümetimizin bu konuda gerekli tavrı koyamamasıdır. Çünkü herkes kendi hesabına oynuyor. Bu bizim konuştuğumuz gerçeği bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Herkes biliyor. Artık raporlarda yayınlanıyor. Amerika’da Avrupa’da haritalara geçiyor. Bilebile buna gereken tepki vermiyorlarsa o zaman onların taleplerine hayır demeyerek kendi menfaatlerini gütmelerinden kaynaklanıyor.

Bu konuda üç grup görüyorum
Ülkenin milli menfaatleriyle bağdaşmayan tutum içinde on, bu dayatmalara ılımlı yaklaşan üç grup görüyorum. Birincisi: Bölücüler. İki; kaderlerini Batı kapitalizmine bağlamış bazı sermaye çevreleri. Ben onlara gayri milli sermaye diyorum. Üç: Türkiye’de İslamcı bir cumhuriyeti oluşturmak için işbirliği yapan İslamcılar. İslamcı siyasileri ikiye ayırmak gerekir. Biri Batının yeni biçtiği elbiseye evet diyenler. Diğeri Batının biçtiği elbiseye hayır diyenler. Mesela Abdullah Gül’ün çizgisini 1995’ten bugüne kadar getirdiğimiz zaman Erbakancı Abdullah’tan, Batıcı Abdullah’a nasıl gelindiğini görür ve biraz önce ifade ettiğimiz tarifi oturtmuş oluruz.

GB Anayasaya aykırı
Geçen sene öğrencilerimle bir yayın çıkardım. İçine de hukuk doktoru ve Anayasa Mahkemesi Raportörü Dr. Faruk Başlar’ın 56 sayfalık bir yazısını aldık. Orada Gümrük Birliği yasasının Anayasaya aykırı olduğu ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Onun Anayasaya aykırı olduğunu 95’te ben biliyordum. Son kitapta da yazdığım gibi Tansu Çiller’e ve Murat Karayalçın’a söyledim. Bu Anayasaya aykırı dedim. Belgeleri içinde. Bunu bilebile imzaladılar. Çünkü Özal’ın misyonunu sürdürüyorlardı. Biz sizin arka bahçeniz olmaya razıyız diyenler imzaladı. Türkiye imzalamadı. Türkiye’nin haberi yok. Türkiye adına Türkiye’yi yönettiğini söyleyen bir azınlık imzaladı. Bu azınlık söylediğim üç gruptan oluşuyor. Tayyip Erdoğan hükümeti 17 Aralık 2004’te Avrupa Birliğinde görüşme sürecini belirleyen bir belge imzaladı. Bu Gümrük Birliği’nin derinleştirilmesiydi. Yani Türkiye içeri alınmadan tamamen Avrupa Birliği yükümlülükleri altına Türkiye’nin sokulmasıydı.

Yaşar Büyükanıt demişti ki
Yine ilk defa kamuoyunda bu kitapta Yaşar Büyükanıt’ın bir ifadesi var. Yaşar Büyükanıt, 2003 yılında Harp Akademilerinde bir seminerde, hem konuşmasında söyledi. Hem yeşil bir kitapçık var. Onun içinde geçer. Ondan alıntı yaptı. “ Eşi benzeri görülmemiş Gümrük Birliği “ diyor. Yani bu kepaze bir belgedir diyor. Bunu 2003’te, şimdiki Genelkurmay Başkanımız, Harp Akademilerinde benim oturum başkanlığı yaptığım bir büyük seminerde söyledi. Ben de bunu alıntı yaparak kitabıma koydum. Yani askerin içinde Gümrük Birliği’ne karşı çıkan var. 7- 8 Mart 2002 MGK Genel sekreteri Tuncer Kılıç Paşa olay yaratan konuşması’nda Erol Manisalı’yı destekliyorum dedi. Benim Avrupa Birliği konusunda sunduğum tebliğimden sonra Erol Manisalı’nın söylediği her şeye ben de imza atarım dedi. Olay çıktı. Orada MGK Genel sekreteri de “ AB konusunda Gümrük Birliği yırtılıp atılmalıdır. Bunlar bizi almayacaklar. Bir denge politikasını gütmek zorundayız. Rusya ile İran ile yakınlaşmamız gerekir “ dedi. Ve o üç grup bir anda kıyameti kopardı. Dolayısıyla asker meseleyi görüyor. Belli politikalarını yürütüp amaçlarına ulaşabilmeleri için askerin önlerinde engel olmasını istemiyorlar. Yani Cumhuriyetin tasfiyesinde, Lozan’ın tasfiyesinde asker eğer hayır derse, “Hayır diyemezsin. Bak Avrupa sana kızar haa!” diye askere karşı Amerika’yı ve Avrupa’yı kullanmak için bugün Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri göstermelik olarak yürütülmektedir. İşin özü budur.

Limanlar hakkında
AKP hükümeti imzaladığı iki belge ile zaten Kıbrıs Cumhuriyetini yani Rumları tanımıştır. Niye? 17 Aralık 2004 belgesinde Başbakanın ve Abdullah’ın (Gül) imzaladığı bu görüşme süreci belgesinde ABD diyor ki: “Biz 25 Avrupa Birliği ülkesiyle oturup müzakere edeceğiz” Tutanak tutuluyor. O 25 ülkeden bir tanesi de Kıbrıs Cumhuriyeti. Yani sen bir belge imzalıyorsun. Diyorsun ki “ 25 AB üyesiyle ben görüşme sürecine oturacağım. “ Onlardan biri de Kıbrıs Cumhuriyeti ise her 25 ülkeden biri itiraz edebilir. Sen imzaladığın belgede o 25 ülkenin her birinin senin söylediklerine itiraz etme, seni yönlendirme, müzakerelerde seni değerlendirme için imzan ile yetki veriyorsun. Şimdi, “Gemileri sokmam” demiyor. Seçimleri bekliyor. Kamuoyunda hani minareyi kılıfına uydurma hikâyesi.


Denktaş’a oynanan büyük oyun

Denktaş’a büyük bir oyun oynandı. Ben bunu kendisine de itiraf ettirdim. Ne zaman? 2 Haziran 2005’te Kanal Türk’te iki saat kendisiyle konuştuk. ” Başkan “ dedim, ” Burada söyle açık olarak. Sen Şubat’ta, Annan planının pazarlığını yapmak için gittin New York’a. Sana ne demişti Kofi Annan?
 “-Sayın Denktaş, benimle pazarlık etme. Senin Başbakan’ın planı zaten kabul etti. Senin pazarlık edecek bir şeyin yok. Bunlar her şeyi kabul ettiler” demişti değil mi? Yani sen hükümet tarafından bilebile, hiçbir pazarlık imkanın olmadığı biline biline New-York’a gönderildin mi, itiraf et lütfen buradan. Halk bilsin “ dedim. Önce söylemek istemedi. Sonra ” Evet “ dedi. Aynen bugün AB’de olduğu gibi, Türkiye’nin alınmayacağı baştan bellidir. Hani sanki alınacakmış gibi müzakereler vs. yapılmaktadır. Hatta ben sıksık yazıyorum. Soğuk savaş sonrası Batı emperyalizmi Kıbrıs’ta minyatür bir oyun oynadı. Esas oyun Türkiye üzerinde oynanan oyun. O küçük bir prova. Orda da gazetecilere para dağıtılmıştı. Sivil toplum örgütlerine para dağıtıldı.  Talat’ın resmî olarak Pakistan’a davet edilmesi falan bir göstermelik oyundur. Ya Ankara’da hükümet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti lafını ağzına almıyor. Kıbrıslı Türkler, adanın kuzeyi gibi şeyler söylüyorlar.


Lübnan’a asker göndermek


Bir: Lübnan’a BM asker gönderme kararı, Ortadoğu projesinin bir parçasıdır. Bu yeni Ortadoğu’nun Avrupa ve ABD’nin istediği doğrultuda oluşmasının bir safhasıdır.

İki: Bana göre Lübnan’a asker göndermenin esas sebebi, Lübnan’da ve dışındaki Ortadoğu’da İran ve Suriye nüfuzunu ortadan kaldırmaktır. Çünkü orta ve uzun vadede ABD, İran’ı ve Suriye’yi Irak gibi dağıtmayı öngörmektedir. Dolayısıyla İran ve Suriye’nin etkisini ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyon.
Üç: Türkiye buna asker gönderirse, söylediğim birinci ve ikinci unsurun bir maşası haline gelecek. Hem yeni Ortadoğu’nun yapılanmasında bir unsur olacak, hem Suriye ve İran’ın ortadan kaldırılmasına bir maşa vazifesi görecektir. O zaman, dört: Türkiye mutlaka Suriye ve İran ile karşı karşıya gelecektir. Yani örneğin onların Hizbullah uzantısı ile karşı karşıya gelecektir. Bugün Hizbullah hangi misyonu görmektedir. Yeni Ortadoğu Projesini kabul etmeyen bir misyon. E, Türkiye Cumhuriyeti de özünde Yeni Ortadoğu projesini ve onların Kürdistan Projesini kabul etmiyor. Bakın Kandil dağını biz bombalayamıyoruz, İran bombalıyor. Bizim yapamadığımızı İran yapıyor. Türkiye bu duruma geldi. Hem Kandil dağında İran kadar etki yapamıyorsun. Hem de İran’a karşı bir hareket için Lübnan’a asker gönderiyorsun. Bu inanılmaz bir çelişki. Dolayısıyla Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesi demek, kendisi Ortadoğu projesine hedef olduğu halde, bu hedefe yönelik bir maşayı Batı emperyalizminin eline sunmak demektir. Olağanüstü bir çelişkidir. Ve Türkiye’ye ihanettir. İhanet budur. İhanet oraya asker göndermektir.


Washington ve Brüksel politikası


Hatırlayalım. 3 Kasım 2002 seçimleri yapıldığında Tayyip Erdoğan milletvekili bile değildi. Daha o zaman kalktı bir şey dedi. ” 40 yıllık Kıbrıs politikamız değişecek “ dedi. ” Bu iş Denktaş’la olmaz “ dedi. Sorun şuydu orda. Washington’un ve Brüksel’in taleplerinin karşılanmasıydı. Hatırlarsanız İstanbul Patronlar Kulübü de aynı görüşteydi. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri şey bunların tümüne denk düşen ifadelerdi.

Yani yeni gelen siyasiler 3 Kasım 2002 sonrasında gösterge olarak, bazı sermaye çevrelerini ve Washington’u ve Brüksel’i esas alarak Kıbrıs politikalarını belirlediler. Denktaş’ın altı yavaş yavaş oyuldu. M. Ali Talat zaten Amerikalıların ve İngilizlerin desteklediği bir insandı. Ne dedi Verhaugen: “M. Ali Talat kazanmazsa, seçimleri kabul etmeyiz” dedi. Kazandığında “Ha çok güzel olmuş” dedi. Karen Fogg Annan planının kabulü için dünya kadar gayret gösterdi.



Kısa... kısa...


HAYATIM AVRUPA:
Bilindiği üzere birincisi ” Ortak Pazar’dan AB’ye Hayatım Avrupa “, ikincisi ” Askeri Darbeden Sivil Darbeye Hayatım Avrupa “ yayınlanmıştı. Şimdi ” Türkiye’nin Askersiz İşgali: Gümrük Birliği “ kitabı Hayatım Avrupa dizisinin üçüncü kitabıdır.


YENİÇAĞ:
Yeniçağ kimsenin yazmadığını yazıyor.
Cumhuriyet dahi yazamıyor bazı şeyleri. Ama Yeniçağ yazıyor.


KIBRIS:
Ankara’da milli bir meclis, milli bir hükümet olursa, eski tas eski hamam düzelir. Sorun Ankara’da benim milli bir meclisimin ve hükümetimin olmamasından kaynaklanıyor.Çünkü hâlâ benim uluslararası anlaşmalardan doğan haklarım var.


SEÇİM:
Bugün Türkiye’de CHP, MHP hangisi olursa olsun, samimi olarak milli politika programıyla çıksın iktidar olur. Çünkü halkın % 99’u Türkiye’de bunu istiyor.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


BÜLENT ARINÇ'TAN IRAK'A MEKTUP

DENİZ BAYKAL: "TÜRKİYE SOYULUYOR"

EYÜP FATSA'YA SALDIRANLAR ARASINDA AKP'Lİ DE VARMIŞ!
»  HİZBULLAH'TAN BEYRUT'TA GÖVDE GÖSTERİSİ
»  "ÇAYLARINIZIN HEPSİNİ ÇAYKUR ALSIN, DENİZE Mİ DÖKELİM"!
»  BAKAN COŞKUN, TARTIŞILAN ÖNERGEYİ GERİ ÇEKİYOR
»  VEKİLLER OLAĞANÜSTÜ İKİ GÜN TOPLANABİLDİ!
»  MECLİS TELEFONLARINI DİNLEMEK GÜÇLEŞECEK
»  VAN ÜNİVERSİTESİ'NDE 'YUSUF İSLAM' VAKASI!
»  CHP İSTANBUL'DA İKTİDAR SAVAŞI
»  DERS KİTABINDA ABDEST HURAFESİ
»  13 MÜDÜRLÜ 'ÇARŞAMBA KIZAK KARAKOLU'!
»  TERÖRİST BAŞI APO,"BENİ ÖLDÜRENLERİ BULUN" DEDİ
»  DEVLET BAKANI BEŞİR ATALAY HAKKINDA ŞOK İDDİA
»  CHP'NİN KARŞI ÇIKTIĞI SAYIŞTAY KANUNU MECLİSTE
»  ONLARIN BOB'UNA KARŞI BİZİM DE TOP'UMUZ VAR
»  STANDART BELİRLEYİCİ KURUM GELİYOR
»  BÜYÜKANIT: "TERÖLE MÜCADELEYİ KİMSEYE HAVALE ETMEYİZ"
»  TALAT:"FİA CEZASI İZALASYONLARA ÇİVİ ÇAKTI"
»  GÖÇMEN KUŞLAR DÖNÜYOR, KUŞ GRİBİNE DİKKAT
»  HOLANDA'DAKİ YANGINDAN DEMOKRASİ DERSİ ÇIKTI
»  MECLİS'TE 'VAKIF' KAVGASI
»  ASGARİ GEÇİN ENDEKSİNE ŞERH'Lİ OLAN
»  DANIŞTAY SALDIRGANI AKILLI ÇIKTI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.