Adem Yavuz ARSLAN/BUGÜN
17 santimlik provokasyon
Kurban Bayramı öncesi bir öngörüde bulunmuş ve 'haftaya yerim dar eylemleri başlar' demiştik.
Kastettiğimiz de yeni yerine taşınan 'Öcalan'ın cezaevi koşullarını bahane ederek eylem çağrısı yapacağı' yönündeki duyumlardı.
Beklenen oldu. Hem bayramda hem de takip eden günlerde Türkiye'nin muhtelif yerlerinde eylemler başladı, hatta halen sürüyor. Kandil'den inenler de zafer kazanmış komutan edasıyla şehir turlarına başlayınca her ziyaret olaylara vesile olmaya başladı.
Peki gerçekte ne oluyor? Eylemlerin Öcalan'ın cezaevi şartlarıyla ilgisi var mı? Görünüşteki neden, bu gibi lanse edilse de kazın ayağı öyle değil. Çünkü Öcalan'ın eski hücresiyle yeni hücresi arasında bir fark yok. Söylendiği gibi 6 metrekare bir hücrede de kalmıyor. Bunu söyleyenin matematik bilgisini tekrar kontrol etmesi şart. 6 metrekareye yatak bile sığdıramazsınız. Kaldı ki önceki hücresi resmi kayıtlara göre 11.98 metrekare. Yeni hücresi ise 11.81. Yani aradaki fark sadece 0.17 metrekare. Bütün gürültü bir karışlık fark bahane edilerek çıkartılıyor.
Yani '6 metrekarelik hücreye atıldı' yalanı art niyetli bir proje. Meclis konuya el atıp hücrenin 6 değil yaklaşık 12 metrekare olduğunu açıklayınca bu kez de DTP yönetimi 'ama havalandırması küçük' dedi. Oysa o da doğru değil. Bu itiraz da çökertilince DTP'li Sırrı Sakık 'arkadaşlarıyla görüştürülmüyor, televizyonu da yok' itirazı yaptı.
Yani İzmir'e bölücü başının posterleri, PKK bayraklarıyla giden, Öcalan sloganları atarak 'sinir uçlarına dokunan' DTP, İmralı üzerinden sinir uçlarına bırakın dokunmayı artık bastırıyor. Ekranları başında bu talepleri izleyen milyonlarca insanın sinir katsayısı yükseliyor.
DTP yönetimi bir yandan da partiyi kapattırmak için elinden geleni ardına koymuyor. Öcalan istediği için İzmir'e mitinge gidiyor, Öcalan istediği için eylem çağrısı yapıyor. Gizli saklı değil doğrudan tehdit ediyor. Öbür taraftan da Kandil'deki örgüt yöneticisi de 'DTP bizi temsil edebilir' diyerek Anayasa Mahkemesi'ne adeta 'partiyi kapatın mesajı' yolluyor. Yüksek Mahkeme 8 Aralık'ta parti kapatmayı esastan görüşmeye başlıyor. İşlerinin hiç kolay olmadığı ortada. DTP'yi kapatırlarsa PKK'nın istediğini yapmış olacaklar, kapatmazlarsa da hukukla çelişecekler.
'Yerim dar' bahanesiyle eylem çağrısı yapan Öcalan'ın hedefi ise kendini muhatap aldırmak. Hâlâ örgüt ve DTP tabanı üzerinde tek ve mutlak hakim olduğu iddiasını ispatlamak için bu yöntemi deniyor. Böylece açılım sürecinde hükümetin kendini muhatap alması hatta pazarlık masasına oturtmasını istiyor. Bu yüzden deniz manzaralı bir hücreye de konsa başka bahanelerle olay çıkarmanın fırsatını kollayacaktır.