Kristof Kolomb'un Amerika'ya ulaşmasından tam 500 yıl sonra, NASA, dünya dışı yaşam arama programını resmi olarak başlattı. 10 milyon frekans tarama kapasitesine sahip program uzmanlar tarafından o ana kadar yapılmış en yetkin teknolojiye sahip, en hırslı arama olarak nitelendi. Ancak ilk yılın sonunda Senatör Richard Bryan "Milyonlarca dolar harcandı ama hâlâ bir tane yeşil yaratık yakalayamadık." diyerek tüm çabasıyla programın sonlanmasına öncülük ederek, projenin bitmesine sebep oldu.
1995: Phoenix (Zümrüdüanka) Projesi küllerinden doğuyor
NASA'nın uzaylı araştırması için bütçe kesilince özel sektör işe el attı ve NASA ekipmanını da kullanarak Phoenix Projesi'ni hayata geçirdi. Dünyanın farklı yerlerinden birçok radyo astronomi gözlemevinin birlikte yönettiği araştırma, üzerinde akıllı yaşam olma ihtimali olduğu düşünülen 1000 civarında yıldızı hedef aldı.
1999: Herkes dünya dışı akıllı yaşam arayabilir
99'da California Üniversitesi'nin SETI@home adlı bilgisayar projesi sayeseinde dünyanın her yerinden yüzlerce, binlerce ve sonunda milyonlarca bilgisayar kullanıcısı E.T.'nin peşine düştü. Program sayesinde Arecibo radyoteleskobundan gelen yığınlarca SETI verisi kişisel bilgisayarlarda parça parça işlenmeye başlandı. Böylece çok az maliyetle çalışan süper bir bilgisayar elde edildi.
2007: Radyo teleskop yerine takımuydu
Arayış 50 yıl boyunca bir astronomun dev bir radyo teleskoptan gelen verileri beklemesiyle geçiyordu. Bu durum 2007'de San Francisco'nun 300 mil kuzeydoğusundaki 42 radyoteleskopluk takımuydu Allen Telescope Array'in açılışıyla değişti. Yazılım milyoneri Paul Allen ve başka girişimciler tarafından finanse edilen düzenek dünya dışı yaşam arayışını tamamen öne çıkardı. Proje California Üniversitesi ve SETI Enstitüsü tarafından ortak yürütülüyor. Önümüzdeki 10 yılda düzeneğin 350 antene ulaşarak dünyanın en büyük radyo teleskobu olması bekleniyor.
Dünya dışı akıllı yaşam aramalarının geleceği
Dünya dışı akıllı yaşamın var olduğunu kabul etsek bile şu ana kadar yapılan araştırmalara göre bu yaşama dair net bir bulgu yok. Araştırmaların sadece 50 yıldır sürdüğünü söyleyen bilim adamları, "Umudu kesmek için çok erken." diyor. NASA ise Samanyolu'nda dünyaya benzer, yaşanabilir gezegen arayan Kepler adlı uzay teleskobuyla çalışmalara yardımcı oluyor. Araştırmayı radyo sinyallerini taramanın ötesine çekmeyi hedefleyen fikirler de var. Aynı zamanda birçok popüler bilim kitabının da yazarı olan Arizona State Üniversitesi'nde görev yapan fizikçi Paul Davies, dünya dışı canlıların mesajlarının dünyada zaten var olan canlıların DNA'ları içinde bulunabileceğini iddia ederek genomun kodunun çözülmesi gerektiğini söylüyor.12/10/2010