AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı’nın düzenlediği 23. Dönem Milletvekili Eşleri 2. İstişare Toplantısı, parti genel merkezinde yapıldı.
      "Mevlana ve Kadın" temasıyla yapılan toplantıya, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın eşi Saime Toptan, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, milletvekili eşleri, kadın milletvekilleri, yabancı misyon temsilcilerinin eşleri ve davetliler katıldı.
      Toplantıda "onur konuğu" olarak konuşan Emine Erdoğan, Mevlana’nın sevgi, güzellik, aydınlık dolu dünyasının söze konu edileceği bir toplantıda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Mevlana, o kadar engin bir hikmet hazinesidir ki, aradan asırlar bile geçmiş olsa da onun kapısından tek bir gönül bile boş dönmez" dedi.
      Gönüllerin mahzun olduğu, sevgi ve muhabbetin azaldığı, acı ve gözyaşının vicdanları yaraladığı zamanlarda herkesin, Mevlana’nın ışığında aydınlanmaya ihtiyacı olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
      "Mevlana’ya göre her insan hayra açılan bir sonsuzluk kapısıdır.
      İyiliğin de, kötülüğün de kaynağı insandır, insanların içinde bulunduğu şartlardır.
      Bu sebeple Mevlana, ülkelerin imarından, şehirlerin imarından önce gönüllerin imarını gerekli görür. Sosyal çevreyi, toplumsal ilişkileri önemser. İnsanlar arası ilişkide, toplumsal ilişkilerde hep böyle bir ilkeyle hareket edersek insanlığın çözülmemiş meselesi kalır mı?
      Gönüller aydınlığa ermeden, dünya da aydınlığa ermez. İnsanı, Allah’ın aynası olarak anlatan Hazreti Mevlana’ya göre insanlar çöldeki kum taneleri gibi birbirine eşittir.
      Hiçbir kum zerresinin ötekine üstünlüğü yoktur. Derisinin rengi, konuştuğu dil, yaşadığı yer farklı farklı da olsa, bütün insanlar hakikat karşısında aynı mertebededir. Beyazın siyaha bir üstünlüğü olmadığı gibi, erkeğin de kadına bir üstünlüğü yoktur.
      O, insanı hakikatle arındırmak, buradan faziletli bir toplum oluşturmak derdindedir. Kötülükle mücadeleyi kazanmanın yolu da gönül kazanmaktır.
      O, kapısına gelenin, sohbetinde bulunanın, sözüne kulak verenin, kim olduğuna bakmaz, nasıl olduğuna bakar. Dolayısıyla Mevlana’da son tahlilde kadın veya erkek de yoktur, eşref-i mahlukat olarak gördüğü insan vardır.
      İnsan, kainatın özüdür ve hakikate muhatap olması bakımından yaratılmışların en seçkinidir."
     
     "İNSANA DÜŞEN..."
      Bugün insana düşenin, insanlığın faziletine, erdemine uygun hareket etmek, tüm insanlık için mutluluğun, huzurun, refahın yaygınlaşması için çalışmak olduğuna işaret eden Erdoğan, "İnsana hizmet etmek, gönül kazanmak en ulvi meseledir. Siyasetin de, devlet yönetiminin de temeli halka hizmet etmek, halkın rızasını kazanmaktır. Çünkü biz biliyoruz ki halkın rızasını kazanan Hakkın da rızasını kazanır" dedi.
      İnsan ruhunu derinliğine tanıyan böyle bir bilgeliğin, kadın ve erkek ruhu arasındaki başkalıkları, farklılıkları, çatışmaları bilmemesinin kuşkusuz mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, Mevlana’nın felsefesinin özünün, "vahdet" ve "birlik" olduğunu anlattı.
      "Mevlana’nın sözü zaten bütün bu başkalıklara, farklara, çatışmalara rağmen, kadını ve erkeği bir insan tarifinde buluşturmaya yöneliktir" diyen Emine Erdoğan, "Bu incelikli tavrı bugün belki bir kere daha hayatımızın merkezine almalı, kadını ve erkeği konuşmadan önce belki de insanı konuşmalıyız" diye konuştu.
      Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
      "Belki de parçalardan bütüne gitmenin değil, bütünden parçalara gitmenin yollarını aramalıyız. Çünkü eskilerin de isabetle söylediği gibi kadın ve erkek elmanın iki yarısı gibidir.
      Kadın olmadan erkeği anlamak, erkek olmadan kadını bilmek mümkün değildir.
      Evet, 800 yıl sonra gönüllerimizi bir araya getiren Mevlana bizi sonsuzluk kapısına çağırıyor. Bu kapıdan giren kimse insana asla zulmetmez. Bu kapıya yönelen kimse asla başkasının hukukunu çiğnemez.
      Hele kadının hak ve hukukunu çiğnemesi mümkün değildir.
      Bugün evrensel değerler olarak sahiplendiğimiz temel hak ve özgürlüklerin, hoşgörü ve eşitliğin temel felsefesini Mevlana’nın, Yunus’un, Hacı Bektaş-ı Veli’nin öğütlerinde görebiliyoruz.
      Gönüller sultanı Mevlana, kadını ’nur’ sıfatıyla anıyor. Bu sıfat ayrıştırıcı değil, kuşatıcı bir sıfattır. Mevlana’nın gözü, nurun yanında bir karanlık nokta görmüyor. Aksine hem varlığın devamına, hem de erkeğin kadın ruhundaki incelik ve güzelliğe ihtiyacına işaret ediyor.
      Bugün bu saygıdeğer meclisi bir araya getiren Mevlana’nın sevgi mesajına bütün insanlığın ihtiyacı var. BM’nin ilan ettiği Mevlana Yılı dolayısıyla bu evrensel mesajın yalnızca ülkemizde değil bütün yeryüzünde yankılanmış olması bizim için onur vericidir. Zira Mevlana bu toprakların sesidir, bu toprakların ruhudur. Bu toprakları biz o ruhla vatan kıldık. Ve bu vatanda biz, sevgiyle ocaklar şenlendirdik. İnşallah millet olarak, ülke olarak sonsuza kadar yolumuzu aydınlatan Mevlana gibi manevi öncülerin tavsiyelerini aklımızdan çıkarmayacağız.
      Onun sesine kulak verelim. O diyor ki; Sevgide güneş gibi ol, dostlukta akarsu gibi ol ve kardeşlikte hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol."
     
     DİĞER KONUŞMALAR
      Kadın Kolları Başkanı, Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin de kadının toplumdaki önemine işaret ettiği konuşmasında, barışın kalplerde başladığını söyledi.
      Mevlana’nın torunu Esin Çelebi de üç büyük dinde ilk iman edenlerin kadınlar olduğuna işaret ederek, Mevlana’nın önemine değindi.
      Bugünün, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının veriliş yıldönümü olduğunu anımsatan Çelebi, Türk kadınının bu hak ile siyasette söz sahibi olduğunu vurguladı.
      Konuşmaların ardından günün anısına, Mevlana araştırmacıları Nur Artıran, Cemalnur Sargut, gazeteci-yazar Elif Şafak ve Profesör Emine Yeniterzi’ye seramik tabak hediye edilirken, Ankara Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan kıyafetlerin sunulduğu bir defile yapıldı.
      Daha sonra, "Mevlana ve Kadın" konulu panele geçildi. Basına kapalı panelin ardından toplantı, Mevlana’dan rubailerin okunması ve sema gösterisi ile sona erdi.