Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Arti'nin 2. Olağan Kongresi'nde konuşuyor. Erdoğan seçimlerden önceki Türkiye'nin, AK Parti ile dönüştüğünü söyledi. İşte Erdoğan'ın muhalefete mesajlar.

Hatırlayınız... 14 Ekim 2001 tarihinde hangi idellerle yola çıkmıştık. Bugün ikinci büyük kongremizde o ilk günkü heyecanı sizlerin geözlerinizde görüyüroum. Bu hizmet kervanına katılan, emek veren, başından itibaren doğumu gerçekleştiridğimiz andan itibaren, cefaya, ezaya katlanan bütün gönül yoldaşlarımı kutluuyorum, tebrik ediyorum. Bugün yeniden bir heyecanla önümüzdeki sürece hazırlanma günüdür. Bugün aylardır kongrelerini tamamlayan tüm teşkilatlarımızın kongresini yapma günüdür. Her gününüz en az bugünkü kadar bahtiyar olsun. Bugün gerçekten çok özel, çok tarihi bir gün. Teşkilatımıza, bize gönül veren kardeşlerimize, bütün milletimize hayırlı olsun. Demokrasi tarihimize adını altın harflerle yazdıran AK Parti, bütün teşkilatlarıyla 'Önce Türkiye" diyenlerin partisidir. AK parti kendini Türkiye'ye adayan kadroların partisidir. AK parti zor sürecin partisi olmuştur. Bu süreci sizler yaşadınız. Bu ülke istikrarı kolay yakalamadı. Bu ülkeye bizden önce emeği geçmiş bütün devlet adamlarımızı rahmetle anıyoruz. 68 yıl önce aramızdan ayrılan Atatürk'ü ve bugün toprağa vermekte olduğumuz Sayın Bülent Ecevit'i saygıyla anıyoruz. Bu bizim boynumuzun borcudur. Bu salonda Türkiye'nin dört bir yanı var. Bu salonda Türkiye var. Bu kongremizde birçok acıyı paylaşarak birararaya geldik. Ülkemizin güney ve doğusunda ve yine Rizemiz'de kendi ilçemde onlarca kardeşimizi kaybetmenin hüznü içerisindeyiz. Ailelerine başsağlığı diliyor ve sabırlar diliyorum. Tüm bakanlarımız bölgeyi dolaştılar, tespitleri yaptılar. Belediye başkanlarımızın ve Kızılayımızın desteği bölgeye ulaşıyor. İnşallah ayın 17'sinde de şahsım ve bazı bakan arkadaşlarımla, bürokratlarımızla biz de bölgede olacağız. Türk siyaset hayatında AK Parti'nin ne anlama geldiğini anlamak için bizden önceki fotoğrafı iyi hatırlamak lazım. Gerilimden beslenenler vardı bu ülkede. türkiye'nin tamamına hitap edemedikleri için ya kabile siyaseti, ya bölge siyasetinden medet umdular. Sorunları çözmenin yegane aracı olan siyaseti kayıkçı kavgalarının aracı haline getirdiler. Kendileri için siyaset üretenler milletin adalet ve özgürlük talebine sağırlaştı. Üretim ve yatırım talebi ne yazık ki sürekli ertelendi. Niyahet 3 Kasım 2002'de bu anlayışlar bizzat millet eliyle tasfiye edildi. Biz büyük olsun, milletin olsun diye yola çıktık. Burada sizlere uzun uzun geçmişi anlatacak değilim. Bugün köy köy, şehir şehir her alanda imar ve inşaa ediyoruz. KOYDES projeleriyle bunu yapıyoruz. Ekonomik kalkınma reformları birlikte yürütüyoruz. Özgürlük ve refah ikiz kardeşler gibidir. Birinin olmadığı yerde diğerini bulmak mümkün değildir. Türkiye çatışmalı bir bölgede refah adası haline gelebiliyorsa bu bu anlayışın sonucudur. Hangi vicdan sahibi insan bugün Türkiye'nin dünden daha iyi olmadığını söyleyebilir. Biz, yola çıkarken 3Y dedik. Yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk... Gün geçmiyordu ki yolsuzluklarla ilgili bir haber almayalım. Gün geçmiyordu ki bir banka batmasın, bir şirket bir yerlere boca edilmesin. Bunlarla yattık bunlarla kalktık. Bunları hep beraber gördük. Şurada dört yıl geçti, dört yıl içerisinde sadece kucağımızda bulduğumuz İMAR Bankası'nın dışında fona devredilen bir tane banka yok. Biz göreve geldiğimizde maalesef 22 banka fona devredilmişti. Şirketleri konuşmuyorum... Biz böyle bir Türkiye devraldık. Bunların hesabını yaptığınız zaman bu rakam 100 milyar doları aşıyor. Bugün dünyanın dört bir yanından banka almaya Türkiye'ye geliyorlar. Çünkü burada istikrar var, güven var. Her zaman söylüyoruz: Halep oradaysa arşın finas sektöründe...Bize "Bir şirketin üzerine gittiniz" diyorlar. İyi baksınlar. Kimin adı karışmış, TMSF'ye kim gitmişse, hepsinin yakasına yapışmış tahsilatları yapıyor. Biz göreve geldiğimiz zaman TMSF Hazine'ye borçlanarak personelinin maaşını ödüyordu. Bunu unutmayın. Bunlar geride kaldı. Hazine'ye olan borçlarını TMSF ödemeye başladı... Biz göreve geldiğimizdeki asgari ücret, şimdiki ile karşılaştırıldığında daha az süt, daha az şeker, daha az un alıyorsanız AK Parti'ey oy vermeyiniz... Daha fazla alıyorsanız bize desteğe devam etmelisiniz. Çünkü yapacağımız çok işler var. Vatana hizmet yoluda daha çok çalışmamız lazım. Halkın cebine giren paranın da bu kadar olmasını istemiyoruz. Kişi başına düşen milli gelir iki bin beş yüz dolardı. Şimdi 5-6 bin dolar. Milli Gelirimiz ise 400 milyar doların üzerine çıkıyor. Şimdi gelelim insan haklarına... Şiir okuyanlara ne yapıldığını biz çok iyi biliyoruz. Sürekli 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganları atılıyor. Sanki bunu değiştirecek birileri varmış gibi. Her yerde maç seğreder gibi bu sloganı atıyorlar. Niye. Türkiye sosyal demokrat bir devlet değil mi? Boynunda partinin görsel renklerinden olan sarı bir kaşkol taşıyan Erdoğan, salon etrafında eşi emine Erdoğan ile birlikte dolaşarak partilileri selamladı. Ellerinde Türk Bayrakları ve parti flamaları sallayan partililer, 'Seninleyiz, her zaman, Recep Tayyip Erdoğan' sloganı ile karşılandı. Salona girişinde, Erdoğan, '21. Yüzyılın lideri', 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan' sloganları da atıldı. Kendisine çiçekler atan kadınlarla da ayaküstü sohbet eden Başbakan Erdoğan, daha sonra protokolde bulunan MKYK üyelerinin ellerini tek tek sıktı. Bu arada, Erdoğan'an önce salona giren Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganı ile karşılandı. Erdoğan, daha sonra MKYK üyelerinin bulunduğu yere oturdu."KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer kongrede konuşuyor. Soyer özetle şunları söyledi:Başbakan Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorunun aşmak için birlikte çalışıyorlar. Bizler Türkiye ve KKTC'nin AB'ye üyeliğini gelecek neisllere bırakacağız. Bunun için hükümetimiz Başbakan Erdoğan ile en güzel şekilde işbirliğini yerine getiriyor. Bu çözüm sürecinde Dışışleri Bakanı Abdullah Gül'le çalışmalarımızı eksiksiz ve korkusuz sürdüreceğiz. KKTC'nin kendi kendine yeten, kurumsallaşmasını tamamlamış bir devlet olması için, Anadolu halkının verdiği desteğin her kuruşunu alt yapıya harcayarak, iki yılda 5 bin dolardan 10 bin dolara çıkarttığımız milli geliri daha da artırarak, varolma mücadelemizi birlikte götüreceğiz.

Sayın Rum yönetiminin lideri sizin muhatabınız KKTCumhurbaşkanı Talat'tır. AB karşısında KKTC'yi bir rehine gibi tutan Kıbrıs Rum liderine şunu söylemek istiyorum: Hiç bir şekilde mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Ada'da siyasi eşitlik temelinde bir fedarasyon çatısı altında buluşması bölge barışına ve medeniyetler buluşmasına büyük katkı yapacaktır. Kimsenin elini öpmeyeceğiz, kimseye de elimizi öptürmek istemiyoruz.