, yeni anayasa çalışmasıyla ilgili muhalefete çağrıda bulundu.

Anayasa paketinin yüzde 77,5'lik katılımla yüzde 58 oranında kabul alarak halk oylamasından geçtiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sorumluluğu olan tüm kuruluşlarla birlikte yeni anayasa çalışması konusunda çalışmaya girilmesi gerektiğini belirtti.

Yeni Anayasa konusunda çalışmaların 2011 yılının başından itibaren çalışmaların başlatılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bazı şeyler bizim ülkemizde gözden kaçıyor hafıza-ı beşer isyan ile malul. Bunu unutuyor. Bundan önce yine aynı durumları yaşadık ve Sayın Toptan'ın Meclis Başkanı olduğu dönemde biz dedik ki, Bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuralım bu çalışmayı burada yürütelim. Bizim çalışmamız olmasın. Siz bunu organize edin, yürütün ve biz bunu söylüyoruz. 'Bizim 335 üyemiz var 2 üye verilim. BDP'nin 21 üyesi var, 2 üye versin. CHP'nin 99 üyesi var o da 2 üye versin, MHP 69 üyesi var o da 2 üye versin. Yüzde 65'e sahip biz 2 üye veriyoruz, yüzde 35'e sahip olanlar 6 üye veriyor." şeklinde konuştu.
Daha önceki Anayasa çalışması sırasında da uzlaşma komisyonu için teklif verdiklerini; ancak muhalefetin yanaşmadığını aktaran Başbakan Erdoğan, "Lafa gelince bizi uzlaşmasız gösteriyorlar. Bunların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek." şeklinde konuştu.
Yeni anayasa çalışması konusunda "Biz her şeye varız." diyen Başbakan Erdoğan, parti olarak çalışmalara başladıklarını belirterek, muhalefeti de çalışma yapmaya davet etti.
Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz hemen başladık çalışmamıza. Zaten hazırlıklarımız vardı. Bu çalışmamızı yürütüyoruz. Ama diyoruz ki; 'Diğerleri de çalışmasını yapsın.' Hemen 2011 seçimlerinden sonra biz eğer iktidar partisi olursak Meclis Başkanlığına kim gelirse diyeceğiz ki, 'Gelin böyle bir uzlaşma komisyonu kuralım.' Şimdiden veriyorum müjdesini. Aynı şartları yine tekrar ediyorum. Orada bu adımı atalım hodri meydan. Yeter ki bu ülkede bütün sivil toplum kuruluşlarının, aydınlarımızın katılımın sağlayalım. Böylece Anayasamızı oluşturalım. 2011'de Allah izin verirse, 10 ay sonra bu seçimler olacak ondan sonra da bu adımı atalım."

Erdoğan MYK toplantısında partisine 'Yüzde 58'i değil, yüzde 42'yi analiz edin' talimatı verdiğini söyledi.

12 Eylül 2010 tarihinin 30 yıl öncesiyle yüzleşme günü olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin geleceği adına çok önemli bir sınavdan milletçe başarıyla geçtiğini ifade etti. Referandum sonrasında sadece 'Evet' diyenler değil 'Hayır' diyenlerin de kazandığını belirten Başbakan Erdoğan, 'Hayır' oyu kullananların da bir süre sonra 'Keşke bende Evet verseydim' diyeceğini söyledi. Referandumun muhalefet tarafından politize edildiğini aktaran Erdoğan, olayın genel bir seçim havasına döndürüldüğünden şikayet etti. İşin aslının 26 madde olduğunu belirten Erdoğan, 12 Eylül günü Türkiye'nin ileri demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü noktasında ciddi bir eşiği daha aşmayı başardığını kaydetti.

"MİLLETİMİZİN MESAJINA SAĞIR KESİLEMEYİZ"
12 Eylül referandumu sonrası Yüksek Yargı Mensubu bazı kişilerin "Karanlık günler başlıyor" değerlendirmesi yaptığını aktaran Başbakan Erdoğan, "Bu ne kadar karanlık bir zihniyet olduğunu gösteriyor aslında. Sormak lazım 'kararan ne var göster bakalım. Bunu göster ispat et.' Aslında bu ülke karanlıktan aydınlığa çıkıyor. Yüzde 75,5 gibi katılımın olduğu halk oylaması bu bunun içinden yüzde 58 gibi net bir sonuç ortaya çıktı. Bu tarihi bir Türkiye'nin ekonomisinden, dış politikasına kadar, temel hak ve özgürlüklerinden ülkemizin itibarına kadar Türkiye'nin önünde yepyeni bir ufuk açacaktır." şeklinde konuştu .

Referandum sonuçlarının belli olmasın hemen ardından partisinin MYK'sını topladığını aktaran Başbakan Erdoğan, burada parti yetkililerine " 'Yüzde 58'in analizini istemiyorum , yüzde 42'nin analizini istiyorum.' dedim. Yüzde 42 acaba bize niye 'hayır' dedi? Şu anda onun bilimsel çalışmalarını yaptırıyorum. Siyaset ve sosyal bilimci arkadaşlarım onun çalışmasını yapıyor. Çünkü bize o lazım. Onun da bizim olumlu istikamette geliştirmemiz lazım. Biz milletin mesajına sağır kesilemeyiz. Çünkü aynı mesajı almak istemiyorum. Çünkü 'hayır'ın da 'evet'e dönmesi lazım. Bir siyasetçinin de hedefi bu olmalı." diye konuştu.

"EKSİKLERİM OLABİLİR BENDE BİR KULUM"
Bireysel olarak kendi eksiklerinin olabileceğini ve bunun da normal olduğunu aktaran Erdoğan, kimseye hakaret etmediğini belirterek, "Etmişsem de özür dilerim. Bunu zaten söyledim söylüyorum." Diye konuştu. Erdoğan, "Rakibimin de nerden giyiniyor, ne yapıyor onlarla da uğraşmam. Ayakkabısıyla, bindiği arabayla uğraşmam. Politikamda böle bir şey hiçbir zaman yer almaz. Meclis görüşmelerinde çektiğimiz çileleri biz biliriz. Neler yaşadığımız biz biliriz. Ama hep içimize atarız. Başka çaremiz yok. Çünkü yanlış yapanlar. Millet karşısında zaten gereğini alıyor. Anayasa Mahkemesi sürecinde yanlışını sürdürenler halk oylamasında yanlışta ısrar edenler milletimizin kararı sonrasına aynı yanlışa devam ederlerse kimseye değil, sadece kendine yazık etmiş olur. Milletimiz hamasete, yanlışa statükoya taviz vermeyecektir."
Başbakan Erdoğan, referandumda 'evet' diyeceğini açıklayan sanatçılara yapılan baskılara da değindi. Erdoğan, "Kimseye dayatma yapmaya kimsenin hakkı yok." ifadesini kullandı.