Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında Meclis'te yumruklaşmaya varan tartışmalarında TBMM Başkanvekili Mumcu'nun sınırsız yanlışlara izin verdiğini söyledi. Baykal ve Bahçeli'yi gelecekle ilgili planlarının olmaması nedeniyle eleştiren Erdoğan, 'Onlar ruh ikizi değil tek yumurta ikizidir' dedi.  TEKEL işçilerinin eylemi konusuna da değinen Erdoğan, 'Paralar hesaplarında, nerede açlık sefalet' diye konuştu.
İşte Başbakan Erdoğan'ın Kadın Kolları Teşkilat Eğitim Programı Toplantısı'ndaki konuşmasından satır başları:

EŞLERİ TARTIŞMALARIN İÇİNE ÇEKMEK KİMİN HADDİNE

O gün orada TBMM’nin kürsüsünde maske bir kez daha düşmüştür. Bugün ülkenin kadınlarına dil uzatacak, başörtüsünü ayaklarının altında çiğneyecek, peygambere saygısızlık yapacak dereceye düşmüştür.   Partimde tabu yaratmak yoktur. Tabuları yıkmak vardır. Eşleri hanımları tartışmalar içine çekmek kimin haddine.  O gün meclisi yöneten hanımefendi buradaki sınırsız yanlışlara fırsat vermiştir.
BİLMESEK BİZE YUTTURACAKLAR

Başbakan yardımcımız bir milletvekili sıfatıyla, orada 2 dönem başkanlık yapmış olmanın tecrübesiyle “Yaptıklarınız yanlış, siz tarafsız olmalısınız” demesinden Sayın Baykal rahatsız olmuş. Hanımefendi de yürütmenin yasaması diyor. Esas senin yaptığın yasamanın yürütmeye baskısıdır. Neymiş odasına baskın yapmış. Edep ya.  O odaya rahatlıkla milletvekilleri girer başkanlarla başkan vekilleriyle de konuşur. Ne diyorlar “Orası soyunup giyinme yeriymiş”. Yani görmesek bilmesek bize de yutturacaklar. Sayın Bahçeli’nin sessiz kalması vahim bir durumdur. Milliyetçiyim diyerek ortalıkta dolaşanlar ülkenin milli bankasının hortumlanmasına seyirci kaldılar.

BAYKAL VE BAHÇELİ TEK YUMURTA İKİZİ

 MHP de CHP gibi her geçen gün halktan kopuyor.  CHP milletvekilinin hacca gitmek isteyen vatandaşa karşı takındığı tutum neyse MHP milletvekilinin takındığı tutum da aynı. Şimdi görülüyor ki, bunlar ruh ikizi değil bunlar tek yumurta ikizi. Geçmişte sokaklarda sergiledikleri kavgacı tavrı şimdi mecliste sergiliyorlar. CHP’nin de MHP’nin de bu ülkenin geleceğine ilişkin söyleyecekleri tek bir söz bile yok. Sivil faşizm diye bir şey varsa işte bu zihniyettir. Bunlar sivil faşizmi iyi bilir.  Benim o gün konuşma niyetim yoktu. Grup başkanvekili arkadaşımı tebrik ediyorum. Her şeyiyle MHP’nin iktidar olduğu 3.5 yıl içinde özellikle işçi grevleri karşısında nasıl tavır takındığını ortaya koydu. Orada bir grubun hak arama mücadelesi değil bu. Yegane şikayet mercii millettir. Biz milletimize gideceğiz ve bunların maskelerinin altındaki yüzü milletimize anlatacağız.

BAYKAL, DANIŞTAY KATİLİNİN YANINDA OTUR

 Bazı davalar vardır ki onlarda savcı değil sanık olmak tercih edilir. Seni tutan yok Sayın Baykal. Zaten milletvekillerin gidiyor Silivri’ye. Sen de git Danıştay saldırısının katilinin yanında oturuver. Daha önce farklı şeyler diyordunuz irtica hortladı diyordunuz. Arkasından ne çıktı Ergenekon. Sevsinler seni Baykal.  

Danıştay saldırısından sonra hükümeti suçluyordunuz. Şimdi saldırganla aynı safta olmayı seçiyorsunuz.

EVET SİYASETE ALET ETTİM

 CHP’nin tırmandırılan bir milletvekili ne dedi: “Altındağ’daki evlere gitmiyoruz. Oraları dolaşmıyoruz.” Oraları kim dolaşıyor. Oraları Ak Parti dolaşıyor. Biz oralardaki yaşamı biliriz. Çünkü biz öyle geldik. Baykal’la Bahçeli eşimle ilgili konuyu işlemeye devam ediyorlar. Siyasete alet ettiğimi konuşuyorlar. Senin bana tavsiye ettiğin şeyleri ben gününde yaptım. Senin hayal edemeyeceğin boyutta yaptım. 3 yıl sabrettim. Yeri gelince de söyledim. Bunu o günkü genelkurmay başkanına bizzat söyledim. Burada sen haklının yanında olacağına bu uygulamayı yapanlarla değil “Bunu neden siyasete alet ediyorsun” diyorsun. Buysa eğer evet ben bunu siyasete alet ettim. Ama bunu siyasetle bir ilgisi yok. Bunu eşim için de yaparım başka bir hanım için de yaparım. Milletvekilini ölümüne bu MHP’nin sebep olduğunu iyi biliriz.

 TEKEL İŞÇİLERİNİ KULLANIYORSUNUZ

 Dertleri hükümetimizi tahrip etmek. Tekel işçilerini istismar ederken bunu yapmaya çalışıyorlar. Tekel işçilerine kullanılıyorsunuz dedim. Tarih 1999. Ankara’da cumhuriyet tarihinin en büyük eylemlerinden biri gerçekleşti. Tam 500 bin çalışan koalisyon hükümetini protesto etti. Hükümet bu protestoları görmedi, kale almadı. Bu eylem devam ederken Marmara’da felaket yaşandı.  Depremden sadece 6 gün sonra yangından mal kaçırır gibi bu yasayı çıkardılar. Şimdi o hükümetin çalışma bakanı Kızılay’da Tekel işçileriyle açlık grevinde.

 PARALAR HESAPLARINDA NEREDE AÇLIK SEFALET

 Şu anda Tekel’de iş akdi feshedilen işlerden 6294’ü hesaplarına yatırılan tazminatlarla ilgili tasarrufta bulunmuşlardır.  Bu bir özelleştirme olayı değildir. Bu iş yerlerinin kapatılmasıdır. Çünkü Tekel özelleşmiştir. Bizim elimizde kalan depoları da kapatma yoluna gittik. 3 yıldır hiçbir üretim yapılmadan maaşlarını kendilerine ödüyoruz. Acı olan nedir? Alıyorlar ellerine bir simit açı, susuz elli gün geçti deniyor. Yahu yapmayın hepsi maaşlarını alıyorlar. Nerede açlık sefalet. 4C sürecini daha önce başlattık. Şimdi diyorlar ki “4C kölelik düzenidir” kusura bakma Türkiye Cumhuriyeti yol geçen hanı değildir. Bir başka konu da öğretmenlik. Dünyanın neresinde her üniversiteyi bitirene iş garantisi veriliyor. Sınavlar yapılıyor sınavda başarılı olanın ataması yapılıyor. Bu sene 40 bin öğretmen ataması yapılacak. Dürüst olalım nerelerden nerelere geldik. Bunlar ülkeye kazandırmaz.

TEKEL İŞÇİLERİ SENDİKA TEMSİLCİLERİNE UYMASIN

Orana vurulduğunda en az yükselen bizim işsizliğimiz. Biz de yasal olmayan o tür eylemlere müsaade etmeyiz. Açlık grevine başlanmış. O senin tasarrufundur. Yaptıkları iş insani değildir. Yasal da değildir ama sorumlusu sendikalardır. 4C’ye müracaat ay sonuna kadar devam edecektir. Bu ülkede 3,5 milyon işsiz var. Asgari ücretle çalışmak için devamlı kapımızın aşındıranlar var. Bunların olduğu bir ülkede siz neyin peşindesiniz. Onları yanlışa yönlendiren sendika temsilcisine uymasınlar. Onları yanlışa yönlendiren sendikalar onların işsizliğini gidermeyecek. Hiç kimse bu hükümeti işçi düşmanı olarak nitelendiremez. Beni Türk-İş’in başkanı çok iyi bilir. Belediye Başkanı olduğumda onlara ne gibi imkanlar tanıdığımı çok iyi bilir. Bizi ancak millet köşeye sıkıştırabilir. Millet bize eğer “Artık siz gidin” diyorsa öpüp başımız koyarız. Ama millet dışında bir baskı gelirse tanımayız. 280 bin geçici işçiyi bu hükümet daimi kadroya almıştır. Neden 1 Mayıs’ı tatil etmediniz. Kim 1 Mayıs’ı tatil etti? Biz. Ben ülkenin imkanlarından bahsediyorum. Bu ülkenin işsizleri ne kadar benim sorunumsa Tekel işçilerinin de sorunu olmalıdır. “Ben bunu buldum. Hiç bunu bulamayan işsiz kardeşim de var” demelidir. Artık buradan 1 adım daha oynamaz. Bu iş bitmiştir. Bu eylem istismar aracı haline gelmiştir.