Göçmenlik alanında hükümete danışmanlık eden Entegrasyon Yüksek Konseyi adlı kuruluşun hazırladığı raporda hizmet almak için kamu kuruluşlarına başvuran vatandaşların inançlarına saygı görmeyi beklemelerinin doğal olduğu ifade ediliyor.
Bununla birlikte, karşılarındakileri kendi dini inançlarının doğru olduğuna ikna etmeye çalışmak, istisnalar yapılmasını talep etmek ya da dini gerekçelerle memurlarla iletişim kurmayı reddetmek gibi yaklaşımların kabul edilemeyeceği vurgulanıyor.
Ülkede Müslüman bazı erkeklerin, kadın yakınlarına erkek sağlık görevlilerinin müdahale etmesini engellediği olaylar kamuoyunda yankı bulmuştu. Hatta bir hasta yakını geçtiğimiz günlerde bir doktoru tokatladığı için hüküm giydi.
Bazı Fransız doktor ve hemşireler, sindirmeye yönelik muamele gördüklerinden kimi zaman bunun saldırıya dönüşebildiğinden şikayet etmişlerdi.
Bazı Müslüman grupları da yüzme havuzu gibi kamuya açık tesislerde cinsiyet ayrımı siyaseti güdülmesini talep ediyor.
Konseyin hazırladığı raporda, hükümete bu alanda yeni yasalara gerek olmadığı, ancak bir 'sözleşme' hazırlanabileceği tavsiyesinde bulunuldu.
Sözleşmenin vatandaşlığa geçiş gibi törenlerde katılımcıya verilebileceği, ilgili kısımlarının ilgili kamu birimlerine iletilebileceği belirtildi.
Beş milyon kadar Müslümanın yaşadığı ülkede, İslam en büyük ikinci din. Son yıllarda Müslümanların topluma entegrasyonu tartışması da sık sık yineleniyor.
Ülkede 2004 yılında orta öğretim kurumlarında dini simgelerin göze çarpacak şekilde kullanılması yasaklandı. Bu yasak özellikle başörtüsünü hedef aldığı gerekçesiyle Müslüman grupların tepkisini çekiyor.