İbrahim Şahin'in avukatlarına da dağıtılan telefon kaydının tarihi 11 Aralık 2008. Telefonun diğer ucunda Isparta İç Güvenlik Eğitim ve Tatbikat Merkez Komutanı Tuğgeneral Enver Topuz var. Samimi görüşme Şahin'in "İyi haberler vereceğim. Ama telefonda konuşamıyorum. Güvenli hattan, Genelkurmay hattından konuşalım" teklifini Tuğgeneral Topuz'un kabul etmesiyle bitiyor

Genelkurmay Başkanlığı ve Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, karşılıklı olarak aralarındaki görüşme iddialarını reddederken, telefon kayıtları Şahin'in gözaltına alınmadan kısa bir süre önce Isparta İç Güvenlik Eğitim ve Tatbikat Merkez Komutanı Tuğgeneral Enver Topuz'la görüştüğünü ortaya koydu.

Telefon görüşmesinde Şahin, iki hafta içerisinde birtakım yeni gelişmelerin olacağı bilgisini veriyor. Yeni gelişmelerden Şahin'in neyi kastettiği ise muamma. Çünkü; konuşmanın tam burasında telefonunun dinlenme ihtimalinden şüphelenen Şahin, Topuz'a "Genelkurmay hattından, güvenli hattan konuşalım" teklifinde bulunuyor ve karşı taraftan da olumlu cevap alıyor. Ardından görüşme güvenli hattan gerçekleşiyor. İbrahim Şahin'in avukatına da verilen konuşma, Şahin ve Genelkurmay'ın yaptığı açıklamalar hakkında akıllarda soru işareti bırakıyor.

İbrahim Şahin 11 Aralık 2008 günü saat 16:10'da Tuğgeneral Enver Topuz'u arıyor ve aralarında şu konuşma geçiyor:

İbrahim Şahin: Isparta'ya geçmişsin ben de yeni öğrendim abi

Enver Topuz: Abi hiç artık bizi takip ettiğin yok yani

İbrahim Şahin: Abi şimdi telefonda konuşamıyorum. İyi haberler vereceğim inşallah. Onbeş, yirmi güne kadar. Sizde üsteğmen var, Levent Şahin, haberin olsun, Sivaslıdır, bizim ahbabımızdır o.

"Telefonla konuşamıyorum"

Konuşmanın tam bu bölümünde yeni gelişmeler hakkında Topuz'a bilgi aktarmak isteyen Şahin, muhatabına "Abi güvenli hattan, Genelkurmay hattından görüşelim" teklifinde bulunuyor. Topuz da yapılan teklifi kabul edip güvenli hatta geçiyor. Sorgu sürecinde İbrahim Şahin'e "Telefonda konuşamıyorum" sözü ile neyi kast ettiği, Topuz'la ilişkisi ve "Genelkurmay hattı" hakkında sorular soruluyor. Şahin kendisine yöneltilen bu sorular hakkında susma hakkını kullanıp, soruları cevapsız bırakıyor. Bu görüşmenin de içerisinde olduğu savcılık soruşturması kendisine verilen İbrahim Şahin'in avukatı Rukiye Kibar, konuyla ilgili görüşmek istemediğini, müvekkilinin gerekli açıklamayı yaptığını söyledi.

Gizli TVK hattının şifrelerini vermiş

Radikal gazetesinin Şahin'in savcılık sorgusundan yola çakarak hazırladığı haberde "gizli hat" ile ilgili önemli bölümler bulunuyor. Tutanaklara göre Fatma Cengiz, çalıştığı Kayseri Hava İndirme Tugayı'na ait "TVK" adlı telefon hattı üzerinden Şahin'i askeri yetkililerle görüştürüyor ve hattın şifrelerini Şahin'e veriyor. Şahin'in Cengiz'e ait telefonla konuştuğu kişiye "Komutanım" demesi dikkat çekiyor.

Savcı Öz de, sorgu metninde "Gizli hattan görüşme yapmaları" başlıklı bir bölüm ayırdı. Savcı Öz, bu bölümde, "Şahin'in göreve geri gelmesi konusunda çalışma yürüttüğünü" söyleyen Fatma Cengiz'in telefon kayıtlarında üst düzey komutanlarla görüşmelerine rastlanmadı. Dinlemeye takılan görüşmelerine göre Şahin ve Fatma Cengiz "TVK" adlı sistemle üst düzey askerlerle görüşme yaptıklarından bahsediyordu. Şahin, Öz'ün sorusu üzerine "TVK"nin Kayseri'deki askeriyenin telefon hattı olduğunu söyledi.

Dinlemelere göre Fatma Cengiz, 11 Kasım'da olduğu gibi, "Abilerin gül tanesi saat tam 21.30'da seni Genelkurmay Özel hatta istiyorlar seni, giriş kodlar geldi az önce" diyor.

Böyle yalanlamıştı

Genelkurmay Başkanlığı, İbrahim Şahin'in basına yansıyan ifadelerini sert bir dille yalanlamıştı. Açıklamada, "TSK'nın yaşadışı faaliyetlerde bulunan kişilerle hiçbir ilişkisi olamaz. 700 bin kişilik ordu, 150-300 kişilik yasadışı bir oluşuma ihtiyaç duyması ve bu oluşumu daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkum olmuş ve sağlık durumu tartışmalı olan bir kişiyle yapmaya kalkmasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur" denmişti. Genelkurmay'dan gelen çıkıştan bir gün sonra açıklama yapan İbrahim Şahin de, Karargâh'la ve Karargâh'tan kimseyle görüşmediğini öne sürererek, "TSK'nın benim gibi hasta bir mahkuma ihtiyacı yoktur" demişti.