Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,9212
EURO
44,0497
IMKB
9.475,000
ALTIN
4.121,280
 
Hava Durumu ANKARA
8 / 26 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
GÜL'DEN HÜKÜMETE, UYARI GİBİ KRİZ YORUMU
GÜL DEN HÜKÜMETE, UYARI GİBİ KRİZ YORUMU
 
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi, Ankara Sheraton Otel'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katılımıyla toplandı. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç'un konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir konuşma yaptı
 
19.12.2008 - 12:14
Toplantının çok önemli bir süreç içinde gerçekleştirildiğini ifade eden Gül," Küresel ekonominin tarihi bir süreçten geçtiği dönemde bu toplantının yapılması çok iyi.Burada yapılacak tartışmalar neticesinde güzel fikirler ortaya çıkacaktır ve bundan herkes faydalanacaktır.
Son 3 -4 aydır küresel ekonomide büyük çalkantılar yaşanıyor.1929'dan bu yana en büyük ekonomik bunalım ile karşı karşıya kaldık.ABD ve AB başlayan krizin birden bütün dünyayı nasıl etkilediğini de şahit oluyoruz.Bu kürenin içinde olan herkes bundan nasibini almaktadır.Umut ediyoruz ki, bu süre uzun sürmez.Yapılan araştırmalara baktığımızda bunun 2009 yılının sonunda ancak iyimserliğin başlayacağı gözükmektedir.Bütün dünya ülkelerinin önceliği artık ekonomi olmuştur.Bu kriz sadece ekonomik değil, birçok ideolojik tartışmaları da beraberinde getirdi.

Tüm dünyayı ilgilendiren bu krizin yüksek büyüme performansı gösteren bizim gibi ülkeleri etkilememesi ve bunların dışında kalacağımızı düşünmek mantıklı olamaz.Bu kriz tabi ki, Türkiye gemisini dalgalandırmaya başladı.Burada önemli olan bu gemi sağlam mı değil mi?Böyle durumda yapılması gereken nelerdir?Uluslararası boyutta büyük bir dayanışma ve işbirliği ile ülkelerin kendi içinde işbirliği ve dayanışması gerekmektedir.Hiçbir ülke uluslararası dayanışma içine girmeden bu işin içinden çıkamaz.Türkiye'de hükümet, iş dünyası, sendikalar, herkes büyük bir dayanışma içine girmezse, işbirliği içine girmezse ve suçlayıcı söylemlerden kurtulunmazsa hep beraber kaybederiz.Böyle dönemlerde kimsenin bencil davranmaya hakkı yoktur. Daha çok temas, daha çok görüşme, daha çok diyalog...Uluslararası işbirliğine katılma ve içindeki gerekli tedbirlerin alınması gerekir. 

IMF ile görüşmelerin başlayacak olmasından memnuniyet duyuyorum.Türkiye'nin borç ödemede sorunu olacağı kanaatinde değilim.Bu, belirsizliklerin giderilmesi açısından çok büyük katkısı olacaktır.Psikolojiyi idare etmekte çok önemli.Panik havası asla yayılmamalı.Halkın psikolojisinin bozulması, tüketimin kısılması demektir.Onlar kısılınca en çok etkilenen üretenler yani üretim olacak.Ondan sonra çalışanlar etkilenecek.O açıdan birbirini tetikleyecek davranışlar içine girilmemelidir.
Türkiye birçok ülkeye göre bu krize daha iyi ortamda yakalandı.Bunu söyleyerek bir şey yapmazsak bu da işe yaramaz.Geminin içindeki sarsıntının vereceği zararı giderecek tedbirler almalıyız.Hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız ama büyük bir panik içinde asla olamayız.Gerekenleri işbirliği içinde yapmalıyız.

AB SÜRECİ
Müzakerelere başlamak kolay olmadı.Müzakerelere AB'nin en elverişsiz olduğu ortamda başladık.Bu aslında Türkiye'nin değişimi, yenileşme sürecidir.Bütün yapılan çalışmalar Avrupa'nın mı Türkiye'nin mi çıkarına?Bunu iyi anlamak lazım.Biz bu fasılları kendi irademizle açıp kapatabilmeyi gerçekleştirmeliyiz.Resmi açıp, kapama 5 dakikalık iştir.Bırakın AB kendi ilkeleri ile çelişsin, tezata düşsün.Bu onların inandırıcılığını, itibarını sarsar.Biz kendi işimize bakalım.Kendi yapmamız gerekenler bellidir.Örnegin Türk Ticaret Kanunu'nu yenilek AB'nin mi Türk işadamlarının mı işine yarayacak?İnanıyorum ki bütçe çalışmalarının ardından gerekli yasal düzenlemeler yapılır.

YİK BAŞKANI KOÇ
2008 yılının dünyada önemli değişimler yaratması beklenen gelişmelere sahne olduğunu vurgulayan Koç, "Her ülkeyi etkisi altına alan bir ekonomik kriz, finans ve ekonomi dünyasını yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Bir yanda Gürcistan örneğinde olduğu gibi, politik gerilimler kolaylıkla klasik savaşlara dönüşebilmektedir. Öte yanda Hindistan örneğinde olduğu gibi, siyasi mesajını iletmek için kitlesel kurbanlar peşinde koşan terör, dünyamızda huzuru önümüzdeki yıllarda da çok kolay tesis edemeyeceğimizi bize açıkça gösteriyor. "dedi.
"Bizlere iyimser veya kötümser bakış açısının egemen olmasını, başta ABD olmak üzere, gelişmiş dünyanın liderlerinin geleceği şekillendirmedeki gücü ve kapasitesiyle, kendi dışlarındaki güçlerle geliştirecekleri diyalog ve işbirliği belirleyecek." diye konuşan YİK Başkanı Koç, ABD seçimlerinin dünyada bir iyimserlik yarattığının altını çizdi.

OBAMA'NIN BAŞKANLIĞI
ABD'de başkanlığı net bir sonuçla kazanan Barack Obama'nın seçim kampanyası sürecinde verdiği mesajların yeni dönemde ABD'nin yol haritası için önemli ipuçlar verdiğine dikkat çeken Koç, konuşmasında şunları söyledi; "Dünya ekonomisinin ve siyasetinin başını çeken ABD, küresel işbirliğine daha açık, bölgemizde nispi bir huzuru hedefleyen, anlaşmazlıklarda diyalogu ön plana çıkaran, buna rağmen tehditlere karşı müteyakkız bir yeni siyasal yapının oluşacağını vaat ediyor.
Tabii biz bu ilk manzaraya ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşmak durumundayız. Tecrübelerimizle biliyoruz ki, gelişmelerin ne yönde seyredeceğini, oturulan koltuklar ısınmadan, iktidar sahipleri gerçekten muktedir olmaya başlamadan görmek mümkün değil. Bu da bizi, 2009'da da hayatlarımızı henüz hala üç temel faktörün şekillendireceği gerçeğine getiriyor: ekonomi, siyaset ve terör… Dünya için geçerli olan bu durum, Türkiye için de sonuna kadar geçerli.

ÜÇ ALANDA YÜKSEK TANSİYON RİSKİ
2009'da Türkiye bu üç alanda yüksek tansiyon riskiyle yüz yüzedir. Sondan başa doğru gidelim:

TERÖR
11 Eylül ile birlikte şekil ve kapsam değiştiren terör, tüm dünyada yalnızca siyasal değil, ekonomik ve toplumsal sonuçlar da yaratmayı hedefleyerek saldırıyor. Sansasyonel eylemlerle hedef kitlesinde korku ve teslimiyet yaratmaya çalışıyor. Toplumsal kesimler arasına nifak sokuyor. Siyaseti rotasından çıkarmaya çalışıyor. Ekonomiyi sabote ediyor. Ne yazık ki ülkemizde de terörizmin yaratmaya çalıştığı kışkırtma ortamının, zaman zaman başarılı olmanın kıyısına kadar gelebildiğine şahit oluyoruz.
2009 yılının ekonomik ve siyasal gerilim noktalarının terörizme önemli fırsatlar sağlayabileceği düşünülebilir. Türkiye'nin, başında bunca sıkıntı varken, bir de böyle bir toplumsal çatışma ile uğraşmak zorunda kalması büyük bir talihsizlik olur. Bu yüzden, bu ülkede yaşayan her birey, toplumsal gerilim anlarında, tansiyonu düşürmeyi ulusal bir görev olarak görmelidir.

SİYASET
Tansiyonu düşürülmesi gereken bir başka alan da siyasettir. Birkaç istisnai kısa dönem dışında, ülkemizde siyaset, son 20-25 yılda, ekonomik gelişimi ve toplumsal dönüşümü sağlayacak bir atılımı şekillendirmek ve yönlendirmek yerine, kendi kendini tüketen bir seyir izlemiştir. Son yıllarda, siyasi tansiyonun sürekli yükseldiğine, kısır çekişmelerin arttığına, ülke gündemini hep aynı konuların işgal ettiğine hepimiz şahit oluyoruz. 2009 yılında zamanımızı, enerjimizi ve kaynaklarımızı mümkün olan en yararlı biçimde kullanmak istiyorsak siyasi tansiyonun yükselmesine kesinlikle izin vermememiz, ülke gündeminin toplumsal hedeflerimizle uyumlu olmasına özen göstermemiz gerekiyor.

YEREL SEÇİM
Önümüzdeki zor yılda siyasetin izlemesi gereken akılcı rotanın en öncelikli unsuru, yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklememek olmalıdır. Ülkeyi rejim tartışmalarına sürükleyecek tutumlardan kaçınmak esas olmalıdır. Siyasal çatışma ile toplumsal çatışma arasındaki ince duvarın yıkılmasına yol açacak eylem ve söylemlerden arınmış bir mücadele şeklini benimseme hususunda azami gayret sarf edilmelidir.
Yıllardır ağır aksak da olsa bir ilerleme kaydetmiş olan demokratik reformların zemin kaybetmesi de bizi siyasal gerilim açısından hiç istemediğimiz sonuçlara sürükleyebilecektir. Türkiye'nin demokratik reform çizgisindeki yürüyüşüne devam etmesi siyasal tansiyonun düşürülmesine hizmet edecek en önemli gelişmelerden biri olacaktır.

AB SÜRECİ
Bu çerçevede, ülkemizin AB ile olan ilişkilerinin yeniden canlandırılmasının da ekonomik, siyasal ve toplumsal bir referans noktası yaratmak açısından son derece önemli olduğunu söylemek gerekir. Yakından baktığımızda, Avrupa'nın, küresel ekonomik krizin yanı sıra İrlanda'nın Lizbon anlaşmasını reddetmesi sonucu ortaya çıkan yapısal bir kriz ile de uğraştığını görüyoruz. Bu, AB'nin genişleme sürecini de sıkıntıya sokuyor. Ancak özellikle AB iş dünyası, genişlemenin AB'ye güç kazandıracağı yönündeki yorumları destekliyor. Bu nedenle, AB'nin yapısal krizinin kısa vadede çözülmesi ve küresel krizin depresif etkilerinin geride bırakılması ile birliğin genişleme süreci tekrar ivme kazanacaktır.
Ancak genişleme sürecinin ivme kazandığı noktada bizim de ülke olarak hazır olmamız gerekecek. Küresel kriz veya yerel seçimler sebep gösterilerek ab reform sürecinin yavaşlatılmaması bu bakımdan büyük önem taşıyor. Bugün itibariyle iki başlığın daha müzakereye açılmasını yeni bir başlangıç vesilesi yapmak yerinde olacaktır.
Kuşkusuz bunları Avrupa Birliği'ne bu süreçte düşen büyük görevi göz ardı etmeden söylüyoruz. AB, bir yandan reformların toplumsal mutabakat içinde kabul edilmesinin önemini vurgularken, bir yandan da Avrupa'daki bazı kesimlerin Türkiye aleyhtarlığının bu mutabakatın gerçekleşmesinin önünü tıkayan tepkiler yarattığını görmezden geliyor. Bu çelişkinin giderilmesi, müzakerelerin ucunun açık olduğu söyleminin terk edilmesiyle mümkündür. Türkiye'nin AB üyeliği yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam ettiği algısının dünya kamuoyunda yer etmesinin, her gün yeni bir boyutu ile hayatımızı kuşatan küresel kriz ile mücadelede de bize önemli bir destek noktası sağlayacağına inanıyoruz.

IMF İLE ANLAŞMA
Zaten yapılacaklar üç aşağı-beş yukarı bellidir: dalgalanmalara karşı, AB ve IMF gibi güçlü çıpalardan destek almak listenin en başına yazılması gereken maddedir. IMF anlaşması, yaratacağı kredi olanaklarıyla döviz cinsinden yetersizliğimizi nispeten dengeleyecektir.
AB sürecinin ivme kazanması ise güven yaratıcı başka referans noktası oluşturacaktır. Bu zeminde, istihdamı destekleyen ve istihdam maliyetini azaltan, üretimi destekleyen ve finansman maliyetini azaltan, piyasada likidite konusunda nisbi bir rahatlama yaratan, iç talebi canlandıran, ihracatı destekleyen önlemler çok daha etkili sonuçlar üretebilecektir. Tabii bunlara ek olarak, kriz sonrasını düşünerek, ekonomide yapısal reformlara yeniden hareket kazandırmak gerekecektir."

'BİZE BİR ŞEY OLMAZ' TAVRINDA ISRAR EDİLMEMELİ
2001 krizinden herkesin gerekli dersleri çıkardığını ve gerekli çalışmaların yapıldığını belirten Koç,"Ancak, efsane şirketlerin, dev kurumların birer birer çöküşünü gördüğümüz bir ortamda, 'bize bir şey olmaz' tavrında ısrar etmeyi, krizin varlığı ve yokluğu üzerine tartışma sürdürmeyi, gelişmelerin sorumluluğunu yükleyecek günah keçisi yaratma çabalarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Tüm ülkeyi ilgilendiren böyle bir konuda, bizler ekonomik ve sosyal tarafları bir araya getirip, öneriler toplamanın, teknik kadrolara derinlemesine sektör analizi yaptırmanın ve kesimler arası mutabakat sağlamanın hükümetin asgari görevleri olduğunu düşünüyoruz. Hükümet bu asgari görevini layıkıyla yerine getirdiği taktirde, Türk özel sektörü de tüm gücüyle çözüm üretimine katkıda bulunabilecektir."



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ÖZÜR DİLEME KAMPANYASINA ASKER TEPKİSİ

AYTAÇ DURAK: "EVET, MHP İLE TEMASIM DOĞRU"

TÜSİAD'DAN YÜKSEK TANSİYON UYARISI
»  BELEDİYE BAŞKANINA 1 KURUŞ CEZA
»  AKP, GÖKÇEK'İN EKRAN TARTIŞMASINI BEĞENMEDİ
»  JET FADIL, ÜSTE PARA ALACAK!
»  GÖKÇEK'İN ERGENEKON BELGESİ!
»  AYTAÇ DURAK'IN GÖRÜŞTÜĞÜ SÜRPRİZ PARTİ
»  CHP, BÜYÜKERŞEN'İN ŞARTINI KABUL ETTİ
»  TACİZCİ ÖĞRETMENE 18 YIL HAPİS
»  ŞEHİT ELÇİYE ÖZÜR DİLETTİLER"
»  HALAÇOĞLU: HAİNLERİN GERÇEK KİMLİĞİNİ AÇIKLASIN!
»  BEBEĞİN BEYNİNDEKİ EL VE AYAK ÇIKARTILDI
»  ELEKTRİK FATURASINI DÜŞÜREN İCAT TÜRKTEN GELDİ
»  BAKAN'A GÖRE TÜRKİYE'DE HANE HALKININ DURUMU İYİ!
»  KARAYALÇIN: "GÖKÇEK HESAP VERECEK"
»  BAŞBAKAN TRAKTÖR HESABIYLA KENDİNİ VURDU
»  TSK'DAN İKİ YERLİ FİRMAYA 3 BİN ARAÇ SİPARİŞİ
»  BAHÇELİ,BAYKAL'I CANLI YAYINDA CENK'E DAVET ETTİ
»  KILIÇDAROĞLU'NDAN GÖKÇEKLE İLGİLİ YENİ BOMBALAR
»  ERGENEKON'DA İLGİNÇ GELİŞME!
»  GÖKTÜRK UYDUSUNU İTALYA YAPACAK
»  CHP'Lİ ÖZTRAK: HÜKÜMET KRİZDEN DE KÖTÜ
»  YAZICIOĞLU: "İSLAM, İSLAMDIR, ILIMLISI OLMAZ"
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.