MUSTAFA MUTLU
Böyle şey olur muymuş?
Onlar “Demokrat Açılım”a destek vermek için gelmişler ve kendilerine “tutuklanmayacakları” sözü verilmiş!
Peki; dün bütün haber kanallarının ve internetteki haber sitelerinin balıklama atladığı bu “Geri dönüyorlar” haberinin kaynağı kim?
PKK‘nın propagandasını yapan Fırat Haber Ajansı...
Habere göre, “baskı ve tutuklamalara tepki gösteren” grup üyeleri dün yola çıkmış...
Bu haber bir kez daha gösterdi ki, Türkiye‘deki gazeteci meslektaşlarım, mesleğin ilk kuralı olan “Gazeteci soru sorar ve kuşkulanır” ilkesini ya umursamıyor ya da bilmiyor!
Oysa; böyle bir haber karşısında sorulması gereken sorular belli:
***
1) PKK‘lılar “geri dönüyor” da nasıl dönüyor? Sınır kapılarından pasaportla mı geçecekler, yoksa sınırı yasa dışı yollardan mı geçecekler?
2) Eğer yasa dışı bir “çıkış” yapacaklarsa, nasıl oluyor da bunu dünyaya ilan edebiliyorlar?
3) Sınır kapısından geçeceklerse, Türkiye’de bulundukları süre içinde bu kişilerden kaçı Türkiye Cumhuriyeti‘nden pasaport aldı?
4) Yoksa ceplerinde başka bir ülkenin pasaportunu mu taşıyorlar?
5) Eğer öyleyse bunca tantana, başka bir ülkenin vatandaşı olan bu adamlar için mi kopartıldı?
6) Diyorlar ki, “Biz Demokratik Açılım için geldik ve bize tutuklanmayacağımıza dair söz verildi...”
Bu iddianın hiç mi önemi yok? O sözü bu PKK‘lılara kim, hangi yetkiyle verdi?
***
Bu soruları soran yok...
Çünkü kimse, Türkiye‘nin, “Ali Baba’nın çiftliği” olmadığını, bu ülkeye girip çıkmanın tüm çağdaş devletlerdeki gibi kuralları olduğunu düşünmüyor!
Gelecekler mi? Tüm yasalar ayaklar altına alınıyor ve sınır kapılarında özel mahkemeler kuruluyor...
Dönecekler mi? “Gitsinler canım” deniliyor?
***
Eğer bu yazıyı okuduğunuz saatlerde PKK‘lıların “dönüşü” gerçekleştiyse bu, en az gelişleri kadar büyük bir skandalın daha gerçekleştiği anlamına gelir...
Yukarıdaki soruların hepsini, “açılımın koordinatörü” de olan İçişleri Bakanı‘na soruyorum:
Bakalım yanıt verebilecek mi?
***
TEHDİT!
Bir süre önce davulla zurnayla Türkiye‘ye giriş yapan ve uzun konvoylar eşliğinde günlerce gövde gösterisinde bulunan PKK‘lıların Kuzey Irak‘a döneceklerini açıkladıkları gün, PKK‘nın elebaşılarından Murat Karayılan da Daily Telegraph‘ta yayınlanan söyleşisinde Türkiye‘yi tehdit etti...
Bundan sonra yalnızca doğudaki karakol ve askeri üsleri değil Türkiye‘nin batısındaki il ve ilçeleri de hedefleyeceklerini söyledi...
Bu tehdit “kuru gürültü” olarak da kalabilir, ama...
Devlete düşen görev, gereken önlemleri bir an önce alarak masum insanlara yönelebilecek saldırıları önlemektir...
Duydunuz mu Sayın İçişleri Bakanı?
***
GÜNÜN SORUSU
Referandumda “Evet” çıkması için hummalı bir çalışma başlatan AKP, bu konuda sınır tanımıyor... Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, Sivas‘ın Ulaş İlçesi‘nde kapı kapı dolaşırken CHP İlçe Örgütü‘nü de ziyaret etmiş ve “Evet” verin demiş...
Hava çok mu sıcaktı acaba?
***
Kritik YAŞ toplantısı!
Yeni bir gerilimimiz oldu: Adı, “Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) Krizi...”
Biliyorsunuz; YAŞ yılda iki kez toplanıyor ve ordudan atılması istenen askeri personelle ilgili son kararı veriyor.
Ağustos ayındaki toplantılarda ise terfiler karara bağlanıyor.
YAŞ‘ın iki sivil üyesi var:
Başbakan ve Milli Savunma Bakanı...
***
Önümüzdeki YAŞ toplantısı 1- 4 Ağustos tarihleri arasında yapılacak; Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere bazı komutanlar emekli olacak, yerlerine yenileri atanacak...
Buraya kadar bir sorun yok!
Sorun; dün ortaya atılan bir iddiaya göre, terfisi gelen bazı üst rütbeli subayların atanması sırasında yaşanacak...
Çünkü iddiaya göre, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı, bazı subayların terfisine “şerh” düşecek...
Peki neden?
Çünkü o subayların adı Ergenekon ve bazı darbe planı soruşturmalarında geçmiş...
***
TSK Personel Kanunu‘na göre, haklarında açılmış bir dava olmayan subayların, sırf bir soruşturmada isimleri geçiyor diye terfilerinin engellenmesi mümkün değil...
Eğer böyle bir şey olursa; mevcut durumda TSK‘da terfi edecek subay bulunamaz...
Umarım Başbakan, PKK tehdidinin arttığı bu dönemde TSK‘yı demoralize edecek yeni bir tartışmayı fitillemekten kaçınır!