İstanbul Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen’in hazırladığı iddianamede, Dink ailesinden 5 kişi “müşteki”, 19 Ocak 2007’de Şişli’de genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos Gazetesi önünde öldürülen Hrant Dink ise “maktul” olarak yer aldı.

Soruşturma sırasında, kullandığı cep telefonunun 13 ve 19 Ocak 2007 tarihleri arasında Ümraniye’den sinyal verdiğinin tespit edilmesiyle Trabzon’da yakalanan Osman Hayal’in, emniyet ve savcılıkta ifadesinin alındığı anlatıldı.

Hayal’in ifadesinde, Dink’in öldürülmesinden önce çalışmak için İstanbul’a gelip dayısı İlyas Hayal’in ortağı olduğu şirketin inşaatında çalıştığını ve şantiyedeki konteynerde 3-4 gün kaldığını söylediği belirtilen iddianamede, sanığın daha sonra kendisine uygun arkadaş bulamadığı için durumu anlattığı dayısından 300 YTL alarak Trabzon’a döndüğünü ve telefonunun sinyal verdiği yerlerin de Ümraniye’deki iş yeri ve dayısının evinin çevresi olduğunu anlattığı kaydedildi.

İddianamede, Osman Hayal’in, 25 Ocak 2008’de Trabzon’da alınan ifadesinde, yanlış anlaşılacağını düşündüğü için İstanbul’da olduğunu söylemediği ve Dink’in öldürüleceğinden önceden haberdar olması halinde Yasin Hayal’i engelleyebileceğini söylediği de kaydedilerek, sanığın, Dink’in öldürüldüğü gün Esenler’den hareket eden otobüse, Trabzon’a gitmek için saat 16.45’te Harem’den bindiği ifade edildi.

“DİNK’E, YASİN HAYAL DE ATEŞ AÇTI” İDDİASI
Bir gizli tanığın 30 Ocak 2007’de verdiği ifadede, olay günü Mecidiyeköy yönüne yürürken Akbank’ın yanına geldiğinde Hrant Dink’in bankadan çıkıp Agos Gazetesi’nin bulunduğu binaya doğru yürüdüğünü gördüğünü anlattığı belirtilen iddianamede, Dink’in yanına gelen kıvırcık saçlı, yuvarlak yüzlü bir kişinin kendisiyle 3-5 saniye konuşup el temasında bulunduğunu söylediği kaydedildi.

İddianamede, bu sırada Dink’e yaklaşan Ogün Samast’ın önden, Yasin Hayal’in de arkadan ateş açtığını söylediği anlatılan gizli tanığın, 23 Ağustos 2008’de savcılıkta verdiği ifadede ise Dink’in öldürülmesi sonrası toplanan vatandaşlar arasında gördüğü Osman Hayal’in, olayın ardından kafasını sallayıp gülerek koşmaya başladığını anlattığı ifade edildi.

“DİNK’İN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ GÜN ŞİŞLİ’DEYDİ”
Gizli tanığın, 21 Ağustos 2008’deki ifadesinde de olay günü Taksim’den Agos Gazetesi’nin bulunduğu yöne doğru yürürken, önceden tanıdığı Dink’i görüp kendisine selam vermek için yöneldiği anda 4 kişi gördüğünü ifade ettiği bildirildi.

İddianamede, gizli tanığın, bu kişilerden birinin Ogün Samast, ikincisinin Yasin Hayal, üçüncüsünün siyah kıvırcık saçlı biri, dördüncüsünün de kendisine gösterilen şahıslardan teşhis ettiği Osman Hayal olduğunu söylediği kaydedildi.

Bu kişilerin 4’ünün de bir banka şubesinin önünde ayakta durduğunu söylediği belirtilen gizli tanığın, olayın ardından, Osman Hayal’in diğer kişilere yönelip kafasını salladıktan sonra karşı kaldırıma geçerek Mecidiyeköy istikametine kaçtığını anlattığı bildirildi.

GİZLİ TANIĞIN İFADELERİ ÇELİŞKİLİ
İddianamede gizli tanığın, “Hrant Dink’in öldürüldüğü saatlerde Trabzon’da olduğu tanık beyanlarıyla tespit edilen Yasin Hayal’i, Dink’e ateş açan kişi olarak teşhis ettiği, yine olayda tek silah kullanıldığının bilirkişi raporlarıyla sabit olmasına rağmen olayda 2 silah kullanıldığını belirttiği, ilk ifadesinde olay yerinde 3 kişinin, ikinci ifadesinde ise 4 kişinin bulunduğunu söylediği” anlatılarak, şöyle denildi:

“Tanığın, Dink’e arkadan yaklaşarak ateş eden kişi Ogün Samast olmasına rağmen bu şahsın Yasin Hayal olduğunu beyan etmesi, yine Osman Hayal’i Dink öldürüldükten sonra başında bekleyen kişilerden biri olarak gördüğünü belirtmesi hususları, tanığın bu ifadelerinin somut olayla örtüşmediğini ve ciddi çelişkiler içerdiğini ortaya koymaktadır.”

İddianamede, Osman Hayal’in lehine ve aleyhine olan delillerin anlatıldığı belirtilerek, “bu sanığın olay tarihinde İstanbul’da olması ve gizli tanığın kendisini olay yerinde bulunan kişilerden biri olarak teşhis etmesi yönündeki beyanı” dolayısıyla sanığın yargılanmasının istendiğine işaret edildi.

Osman Hayal hakkında, Dink cinayetine ilişkin “adam öldürmeye iştirak” ve “yasa dışı örgüte üye olmak” suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapis cezası istemiyle açılan dava, “Dink Cinayeti Davası” ile birleştirilmişti.