Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP ve diğer partilerin, terörle mücadelenin, uzmanlaşmış gönüllü birliklerle ve bu
konuda tecrübeli yapılarla yapılmasının daha yararlı olacağı yönündeki görüşlerini defalarca dile getirdiklerini belirterek, "Aslında şu anda yapılan; bu açıdan baktığınız zaman, CHP’nin de başka partilerin de geçmişte dile
getirdiklerinin kısmen hayata geçirilmesinden başka bir şey değil. Ama şimdi tabii farklı değerlendirmeler yapıyor olabilirler, bu onların görüşüdür" dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Bekir Bozdağ’ı makamında ziyaret etti.

Bozdağ, ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Dün terörle mücadelede 1990’lı yıllara dönüş için muhalefetin eleştirilerine yanıt verdiniz. Ancak bugün CHP Grup Başkanvekili
Emine Ülker Tarhan, ’Sayın Bozdağ, hafızasını zorlasın ve o döneme ilişkin kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapsın’ eleştirisinde bulundu. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bozdağ, "Ben o zaman şunu ifade ettim, benim hatırladığım kadarıyla terörle mücadelede polis özel timlerinin veya özel
harekatın geçmişte terörle mücadelede başarısız olduğu için terörle mücadeleden el çektirildiğine dair bir bilgi hatırlamıyorum" dedi.

Bekin Bozdağ, şunları söyledi:
"O dönemde el çektirilmesine ilişkin o dönemdeki tartışmaları zannedersem 1997 yılı içerisinde terörle mücadeleden özel harekat el çektirildi.
O dönemdeki tartışmalara bakılırsa, yani başarısızlıktan ziyade başka saiklerin etkin olduğunu... ’O nedenle başarısız bir sistemin yeniden gündeme getirilmesi
diye bir şeyin söz konusu olmadığını’ ifade ettim.

Tabii hem polis bizim polisimiz, hem asker bizim askerimiz. Polisimiz de askerimiz de bu ülkenin güvenliğinden sorumlu. Ülkeyi yönetenler, polisin ve
askerimizin güvenliğimizin temini konusunda daha etkin kullanılması konusunda her türlü karar alma yetkisini yasalar çerçevesinde sahiptir. Bu çerçevede
hükümetimiz bu dönemde böylesi bir tasarrufun mücadele açısından yararlı olacağını değerlendirirse ki değerlendiriyor, böylesi bir adımın atılması
Türkiye’nin yararına diye düşünüyoruz. Fakat bunu kamuoyu değerlendirecektir. Terörle mücadelenin belli bir kısa eğitimden sonra araziye giden 20 yaşındaki
gençlerle değil, bu konuda uzmanlaşmış gönüllü birliklerle ve bu konuda tecrübeli yapılarla yapılmasının güvenlik boyutuyla mücadelenin bu çerçevede yapılmasının
daha yararlı olacağını, CHP adına konuşan, başka partiler adına konuşanlar defalarca dile getirdiler. Aslında şu anda yapılan; bu açıdan baktığınız zaman, CHP’nin de başka partilerin de geçmişte dile getirdiklerinin kısmen hayata
geçirilmesinden başka bir şey değil. Ama şimdi tabii farklı değerlendirmeler yapıyor olabilirler, bu onların görüşüdür."


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yeni
anayasa çalışmalarına ilişkin, "Biz kendimiz bir komisyon kurup, buradan bir dayatma yapmayacağız. Bu zaten Mecliste oluşturulan bir Uzlaşma Komisyonu ile
olacak" dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Bekir Bozdağ’ı makamında ziyaret etti.

Bozdağ, ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bozdağ, bir gazetecinin, yeni anayasa hazırlıkları kapsamında AK Parti bünyesinde kurulan komisyona muhalefetin, "Bir ilke metni hazırlanacak ve bu
metin bize dayatılacak" yönünde eleştiriler getirildiğini anımsatması üzerine, muhalefetin olayları doğru okuma sıkıntısının bulunduğunu ifade etti.

"Biz yeni dönemde dayatacağımız bir anayasa taslağı hazırlamıyoruz"
diyen Bozdağ, yeni anayasanın artık milletin talimatı haline dönüştüğünü söyledi
ve bu talimatın gereğini yerine getirmek gerektiğini vurguladı.

Bozdağ, "Bizim yaptığımız şey dersimize çalışmak. Yani AK Parti, kendi bir komisyon kurmayacak, bu uzlaşma komisyonunun parlamento zemininde olmasını
biz hep ifade ettik. Parlamento zemininde olacak. Parlamento zemininde oluşan Uzlaşma Komisyonu bu çalışmayı yapacak" diye konuştu.

Anayasa konusunun önyargıların, ön kabullerin, ideolojik reflekslerin belirleyeceği bir konu olmaması gerektiğine işaret eden Bozdağ, "Tamamen iyi
niyetle Türkiye için daha iyisini, daha güzeli ne ise onun arayışı niyetiyle masaya oturmalıyız" dedi.

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani muhalefet partileri, bu derse çalışmayı bence, eleştirmeleri yerine bence kendileri de ’millet bize böyle bir talimat verdi’, masaya
oturduğumuzda bize ’nasıl yapacağız’a dair onlar da derslerini çalışmış olsalar, daha faydalı bir iş yaparız, çünkü yeni anayasa konusunun da partiler arası bir
rekabet konusu olmaktan bizim çıkarmamız lazım.

Çok net söylüyorum, başka zamanlar da söyledik; çalışmalar sırasında daha iyi bir formül hangi parti ortaya koyarsa koysun herhangi bir konuda, biz o daha
iyi formülleri benimsemekten hiç çekince göstermeyeceğiz. Çünkü bizim derdimiz Türkiye için daha iyisini, daha doğrusunu ve daha yararlısını bulmaktır."

-"DAYATMA İÇİNDE DEĞİLİZ"-

Bir dayatma içinde olmadıklarını, bundan sonra da olmayacaklarını ifade ederek, geçmişte de eleştirilerle karşılaştıklarını hatırlatan Bozdağ, şöyle
konuştu:

"(Bir metin olsun) diyorsunuz, onu da eleştiriyorlar. (Metin olmasın, beraber yazalım) diyorsunuz onu da eleştiriyorlar. (Uzlaşma Komisyonu Meclisin
çatısı altında kurulsun, orada çalışalım. Biz de o çalışmaya giderken dersimize çalışmış olarak gidelim) diyoruz. Dersimizi çalışmayı da eleştiriyorlar. Artık
ben diyorum ki, bu konuyu eleştiri konusu olmaktan çıkarıp herkes milletten aldığı talimatın gereğini yapmalı, herkes dersini çalışmalı. Biz dersimizi
çalışmış olarak masaya oturacağız. Umarız herkes dersine çalışarak masaya oturursa daha güzel şeyler yapmayı birlikte başarırız. Yeni anayasa inşallah
dayatarak değil, birlikte uzlaşarak yapmayı düşünüyoruz. İnşallah böyle bir uzlaşma zemini olur."

-"YAPTIĞIMIZ TAKDİR EDİLESİ İŞ"-

"Muhalefet, sizin çalıştığınız bu ders notlarıyla aynı masaya oturmazsa bu ders notları yeni bir anayasanın taslağı olabilir mi" sorusu üzerine Bozdağ,
şunları söyledi:

"Biz ders taslağımızı kendimiz için hazırlıyoruz, başkaları için hazırlamıyoruz. Biz diyelim, anayasaya çalışırken; ’bir konuyu öğrenmek, bu konu
dünyada ve Türkiye’de nasıl, bu maddeyle ilgili bugüne kadar kim ne söylemiş, Türkiye’de eleştiriler neler, daha doğrusu ne’, buna çalışmak ayıp değil. Bizim
yaptığımız iş takdir edilesi bir iş ama öyle görünüyor ki eleştiriliyor. Ben dilerim ki herkes bu takdir edilecek işi kendileri de yapsınlar."

-BDP’LİLERİN AÇIKLAMALARI-

Bozdağ, "BDP’lilerden bir açıklama geldi ’gerekirse vergi de ödemeyiz’
şeklinde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine de demokratik özerklikle ilgili görüşlerini daha önce ifade ettiğini belirtti.

Ülkenin birliğini, kardeşlik hukukunu, dirliğini güçlendirme konusunda her adımı atacaklarında tereddüt bulunmadığını anlatan Bozdağ, bunun karşısında
hiçbir adımı ise kabul etmeyeceklerini, buna izin de vermeyeceklerini vurguladı.

Türkiye’de bir bölgeye veya bir etnik yapıya dönük adımlardan öte insan eksenli, ülkenin bütün vatandaşlarına dönük adımlar atılmasını daha doğru
bulduklarını ifade eden Bozdağ, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu yönde adımlar atacaklarını söyledi.

Vergi gibi konuların devletin vatandaşlara yüklediği mükellefiyetlerden olduğunu dile getiren Bozdağ, başka mükellefiyetlerde de olduğu gibi vergilerin,
vatandaşlarca kanunlarda belirtilen süreler içinde ödendiğini anlattı. Ödenmediği zaman devletin bu noktada yapması gerekenleri yapacağını, vergisini tahsil
edeceğini vurgulayan Bozdağ, bunun devlet olmanın da bir gereği olduğunu belirtti.

Bozdağ, şöyle dedi:
"Bugün Türkiye’de bu noktada herhangi bir sorun yoktur. Bundan sonra da olması da mümkün değildir. Çünkü baktığınız zaman BDP’lilerin söylediklerine;
onların da bir genel geçerliği de yok. Çünkü BDP’nin bugünkü tavrı da doğru değil. Meclisi boykot etmelerinin hukuki zemini yok, meşru değil. Demokrasi
açısından da bana göre meşru değil ve milli irade açısından da meşru değil. Hukuki zemini şundan yok; seçilen vekilin görev yapacağı adres Meclistir. Orada
milletin sorunlarını dile getirecek, orada çalışacak. O nedenle hukuki bir yapı yok. Millet seçerken ’Meclise git’ diye seçim yapıyor. Meclise gelmemek veya
Meclisi boykot etmek, kendini seçen iradeye karşı da bir saygısızlıktır. Bu irade tarafından da meşru karşılanmaz. Benim gördüğüm kadarıyla bu açıdan da sıkıntısı
var.

Öte yandan Meclis, demokrasilerin kalbi olan yerdir. Siz, demokrasi diyeceksiniz, insan hakları diyeceksiniz, milli irade diyeceksiniz. Milli
iradenin en önemli organına karşı boykot uygulayacaksınız. Bu da kabul edilemez. Dolayısıyla demokrasinin ruhu ile de çelişen bir yaklaşımları söz konusu.

O nedenle hukuki açıdan, milli irade, demokrasimiz açısından meşruiyet zemini olmayan hiçbir yaklaşımın kabul görmesi mümkün değildir. Umarım Ekim’de
gelirler ve yemin ederler."

"Van’daki BDP kampından (anayasa çalışmalarına ortak olmak için Ekim’de Meclisteyiz) kararı çıktı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna karşılık da
Bozdağ, "Meclis milletvekillerine açıktır. Bizim dileğimiz de meşru zemin TBMM’dir. Yani yemin edip Mecliste çalışmalarına başlarlarsa doğrusunu yapmış
olurlar" yanıtını verdi.