İddianamede, sanıkların ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp başka bir düzen getirmeye kalkışma'', ''bu amaçla tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürme eylemine kalkışma'', ''DHKP/C terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik yapma'', ''patlayıcı madde bulundurma'', ''patlayıcı madde bulundurarak genel güvenliği kasten tehlikeye sokma'', ''ruhsatsız silah taşıma'' ve ''DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapma'' suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.

Edinilen bilgiye göre, terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla görevli başsavcıvekilliğince açılan davanın iddianamesinde, 29 Nisan 2009'da Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki derslik önünde eski Adalet Bakanı Türk'e yönelik canlı bomba eylemi gerçekleştirilmek istendiği anımsatıldı.

Eyleme kalkışan Didem Akman'ın, soru sorma bahanesiyle Türk'e yaklaşarak vücuduna sarılı patlayıcı maddeleri fünye ile patlatmak istediği ancak patlamaması üzerine beraberinde getirdiği tabanca ile Türk'ü hedef alarak öldürmeye çalıştığı ifade edildi. Didem Akman'ın, Türk'ün olay yerine yetişen korumaları tarafından etkisiz hale getirildiği belirtilen iddianamede, olayda eski bakanın herhangi bir yara almadığı, canlı bomba eylemcisinin ise fünyenin ateşlenmesinden kaynaklanan şekilde sol karın boşluğundan yaralandığı hatırlatıldı.

İddianamede, olaydan hemen sonra, bu eylemle bağlantısı olabileceği değerlendirilen Serkan Onur Yılmaz'ın, bir otobüs firmasının terminalinden İstanbul'a gitmek üzere beklediği sırada Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yakalandığı kaydedildi. Yılmaz'ın giydiği kot pantolonun sağ paça kıvrımının içine dikilmiş beyaz kağıt üzerine bilgisayar ortamında yazılmış, örgütsel içerikli olduğu anlaşılan şifreli doküman elde edildiği belirtildi.

İddianamede, Çankaya'da bir temizlik görevlisi tarafından jelatine sarılı olarak bulunan cep telefonuna ilişkin incelemelerde de bu telefonun Yunanistan'daki bazı telefon numaraları ile bağlantısının olduğunun tespit edildiği ifade edildi.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KULLANDIĞI HABERLEŞME YÖNTEMLERİ
Davanın iddianamesinde, Serkan Onur Yılmaz'ın üzerinde çıkan dokümanın incelenmesi sonucunda, ''patlayıcı ve silahlar için 43-199, örgütsel eylem ve talimatlar için 28-248, durum bildirme için 32-257, yer ve yön belirleme/bildirme için 19 256 arasındaki rakamların kullanıldığı yine para, renkler, internet, günler, aylar ve tarihler, gazete ve dergiler için de şifrelerin belirlendiği bir doküman olduğunun'' görüldüğü kaydedildi.

SPB'LER EZOP DİLİ KULLANIYOR

İddianamede, ''Sol örgütlerin uzun süredir her harfine karşılık olarak rakam, harf, işaret kullanımı ile oluşturulan, ayrı bir çözüm anahtarına sahip 'Kızılırmak Şifresi' ve 'EZOP Dili' denilen haberleşme yöntemleri ile iletişim sağladıkları dikkate alındığında, rakamsal karşılıkları belli olan bu haberleşme sisteminin DHKP/C terör örgütünün 'Silahlı Propaganda Birliği'ne üye şahıslar tarafından kullanıldığı belirlenmiştir'' denildi.

İncelenen bazı güvenlik kamerası kayıtlarından ise 27 Nisan 2009 tarihinde 10.00-10.30 saatleri arasında Yılmaz ile Akman'ın cadde üzerinde birlikte yürüdükleri, bir kuyumcuya döviz bozdurmak için girdikleri ve Akman'ın eylemden sonra yakalanması sırasında yanında bulunan sarı renkli poşetin, Yılmaz tarafından taşındığının tespit edildiği belirtildi.

YUNANİSTAN'DAKİ TELEFONLARLA YAPILAN GÖRÜŞMELER
İddianamede, Yılmaz'dan elde edilen GSM hattının, 11 Nisan 2009'da görüşmeye açıldığı, Yunanistan'da kullanılan bir kısım telefon numaraları ile 11 ve 15 Nisan tarihleri arasında görüşme yapıldığı ve SMS gönderildiği, son olarak da 25 Nisanda Yunanistan'da bazı telefon numaraları ile görüşüldüğü bildirildi. Ayrıca bir temizlik görevlisi tarafından bulunan cep telefonunun da 7-11 Mart tarihlerinde Yunanistan'da kullanılan bir kısım telefonlarla irtibatlı olduğunun belirlendiği ifade edildi.

Terör örgütü DHKP/C'nin amacı ve stratejisine ilişkin bilgiler verilen iddianamede, ''Olayın hemen ardından DHKP/C terör örgütü tarafından www.halkınsesi.tv isimli internet sitesinde, 387 nolu açıklama yapılmış ve Türk'e yönelik eylemin terör örgütünün sözde cephe savaşçısı tarafından gerçekleştirildiği ilan edilerek bu eylem DHKP/C terör örgütü tarafından üstlenilmiştir'' denildi.

İSTENEN CEZALAR
İddianamede, Didem Akman'ın, ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp başka bir düzen getirmeye kalkışma'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ''bu amaçla tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürme eylemine kalkışma'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ''DHKP/C terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik yapma'', ''patlayıcı madde bulundurma'', ''patlayıcı madde bulundurarak genel güvenliği kasten tehlikeye sokma'', ''ruhsatsız silah taşıma'' ve ''DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapma'' suçlarından ise çeşitli hapis cezalarına çarptırılması talep edildi.

Serkan Onur Yılmaz'ın ise ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp başka bir düzen getirmeye kalkışma'', ''bu amaçla tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürme eylemine kalkışma suçuna katılma'' ve ''DHKP/C terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik yapma'' suçlarından cezalandırılması istendi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianamenin kabul edildiği, sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacağı öğrenildi.