cHP Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, "Yanınızda
olmayı, elinizi sıkmayı isterdim. Etrafınızı saran öğrencilerinizin size
bakışında, dokunuşunda kendi öğretmenlerime karşı hissettiğim duyguları bir kez
daha yaşamak isterdim. Ülkemiz için göstermiş olduğunuz özveriden ve
emeklerinizden dolayı şükran duygularımı sizinle paylaşmak isterdim. Elinizdeki
mektubu bu duygularla yazıyorum" ifadelerini kullandığı mektubunda, Van’daki
depremde yaşamını kaybeden 72 öğretmen ve atanamadığı için canına kıyan 10’dan
fazla öğretmen adayına da rahmet diledi.
-"Hangi koşullarda görev yaptığınıza pek çok defa tanık oldum"-
Mektubunda, "Sevgili eğitim emekçisi, bugün televizyonlar, gazeteler,
politikacılar sizi hatırlayacak... Mesleki, ekonomik, sosyal problemleriniz
tartışılacak; atanamayan kaç öğretmenin intihar ettiği, kaç öğretmene ihtiyacın
olduğu, sınıf mevcutları, kaç lira maaş aldığınız, kitap okuyup okumadığınız, boş
zamanınızı nasıl değerlendirdiğiniz konuşulacak. Belki bazıları sizi sorumlu
tutacaklar yaşadıklarımızdan. Hatta seçilen dramatik örneklerle öğretmenlerin
yaşadığı problemler yeniden keşfedilmiş gibi toplum vicdanında öğretmenlere
yönelik acıma duygusu oluşacak. Yıllardır bu manzara sizleri rahatsız ediyor.
Bunu biliyorum" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ülkemin geleceği olan nesilleri yetiştirme görevini üstlenmiş siz
fedakar öğretmenlerimizin hangi koşullarda görev yaptığına pek çok defa tanık
oldum. Sadece öğretmenler gününde eğitim ve eğitimcilerin içinde bulunduğu durumu
sorgulamanın yanlış olacağından hareketle TBMM’de elimizden geldiği kadar
haklarınızı savunmaya çalışıyoruz.
Sizin haklarınızı savunmaya her zamankinden daha fazla çaba
göstereceğimizi bilmenizi istiyorum. Çünkü sizler Büyük Önder Atatürk’ün muasır
medeniyet idealinin temsilcilerisiniz. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı bitiminde
İzmir’den Ankara’ya dönüşünde: ’Küçük savaş bitti. Asıl büyük savaş yeni
başlıyor. Büyük savaş cehaletle yapılacak olan savaştır...’ demişti. Genç
cumhuriyeti sağlam temeller üzerine inşa edebilmek için cehaletle ve yoksullukla
mücadelenin zorunlu olduğunu sürekli vurgulamıştır. Bu hedef doğrultusunda
yetiştirilen eğitim kadroları yurdun dört bir yanına dağılarak cehalete ve
yoksulluğa karşı mücadeleye giriştiler."
-"Uyuşuklara hareket, uysallara cesaret, muvazenesizlere istikamet verir"-
Kılıçdaroğlu mektubunda, Amerikalı eğitimci yazar Henry Van Dyke’ın,
"Onun kapısının önünde arabalar beklemez, mızıkalar çalmaz, madalyalar verilmez.
O, karanlıkların hududunda nöbet bekleyerek cehalet ve cinnetlerin siperlerine
hücum eder. Vazifesinde sabırlıdır, uyuşuklara hareket/uysallara cesaret,
muvazenesizlere istikamet verir. Öğrenme aşkını ve ruhundaki hazinelerini
öğrencileriyle paylaşır. Gelecek yıllarda kendi yollarını da aydınlatarak ona haz
verecek olan pek çok meşaleler ateşler. Onun mükafatı budur" ifadelerine de yer
verdi.