. Başbakan, söylemlerinde özellikle inanç temelli ayrım yapıyor. Bu çok tehlikeli. Başbakan’ı uyardık. ‘Milletin inançlarıyla ne uğraşıyorsun’ dedik. Dersim meselesinde de böyle. Bir yandan inanç farklılıklarını körükleyen, birbirlerine karşı tutum takınmalarını söyleyen sözleri var. Bir yandan Dersim için özür diliyor. Bu çelişki nedir?”Kılıçdaroğlu uçakta şunları söyledi:

Dersim yapay gündem

Türkiye gündeminden kopmuş yapay gündemlerle ilgilenir hale geldi. Dersim de öyle yapay bir gündem. Ülkenin gündemi depremdir. Erciş’te insanlar depremin ardından şimdi de yangından ve açlıktan ölüyor.

Ekonomimiz ciddi sorunlar yaşıyor. Fitch notumuzu durağana çevirdi diye suçlanıyor ama sorunumuz belli: Cari açık. Görmezlikten gelinemez.

Hak ihlalleri büyük

Türkiye’de çok büyük hak ihlalleri var. Yargı süreçlerini iki arkadaşımız sürekli izliyor. Biri poşu bağladı diye 40 küsur yıl ceza istenir mi? Konuları gündemde tutmaya çalışıyoruz.

Gensoruyu yayınlamadılar

Başbakan CHP’li belediyelerin Alman vakıflarından para alarak PKK’ya yardım yaptığını ileri sürdü. İddiasını belgelemesini istedim. Açıklamadı. Gensoru verdik, önce BDP’nin gensorusunun arkasına takıp akşam 19.00’dan sonra görüşülmesini sağladılar. O saatte Meclis TV vermiyor. Biz geri çektik, bir daha verdik. Bu kez de yine Meclis TV yayını olmayan cuma gününe denk getirdiler. Ciddi ahlak sorunu var burada. Ama medya üstüne gitmiyor. Kimse üstüne gidip ‘Kim bu belediye, açıkla’ demiyor.

6 kez önerge verdik faili meçhuller için. Altısını da AKP reddetti. Buna izin vermeyen AKP mi şimdi bunu sağlayacak? Faili meçhullerin en fazla olduğu dönemdeki kişiler AKP döneminde İçişleri Bakanı, Meclis Başkanı oldular. Bakın kaç tanesi etrafında.

Sine-i millete çaresiz kalırsak döneriz. Bu parlamento işlevsiz hale gelirse döneriz. Şu anda işliyor parlamento. Daha yeni kadına şiddeti engellemeye yönelik sözleşmeyi onayladık.

Dersim’e yasak AKP’den

Başbakan’la Dersim’i yüz yüze tartışmaya hazırım. Onun elinde olmayan belgelerle konuşacağım. Dersim konusunda aslan kesiliyor ama Dersim yasağını getiren kim? Kendi hükümeti. Kendi Kültür Bakanı Dersim konulu bir belgesele yasak getirdi. Adam hayatta ve anılarını anlatıyor.

Parti içi eleştiriler bitecek. Grupta da söyledim. Her partide demokrasi olması lazım. Ama bunu istiyorsak bunun disiplin içinde olması lazım.

Arşivleri açsınlar

Başbakan’ın kafasında Cumhuriyet ile ve Atatürk ile hesaplaşmak var. Bu konuda mutlaka hazırlığı da var. Ağır ağır altyapıyı oluşturuyor. Arkasından gelen İstiklal Mahkemeleri gibi taleplere bakarsanız bu çok belli. O mahkemelerde de binlerce kişinin asıldığı iddiası da yalan. Arşivler açıklansın ki o iftira da ortaya çıksın. Meclis’teki arşivin açılmasını destekleriz.

Göç listesi açıklansın

Başbakan’ın gösterdiği belgelerin hiçbiri bilinmeyen değil. Ama açıklanmamış belgeler var. Açın belgeleri. Zorla göç ettirilen aileler var. Bunların listesi açıklanmalı. Yeri de belli. Eski Bayındırlık Bakanlığı, şimdi Şehircilik Bakanlığı’nda. Ben Grup Başkanvekili iken istedim, vermediler. Bu ailelere toprak verildi. Sonra da geri alındı. O toprakların yeniden tahsis edilmesi lazım. Tazminat konusu hukukçuların işi. Başbakan ‘Devlet adına özür diliyorum’ diyor ama o aslında hükümetin başı. Yetkisi yok devlet adına özür dilemeye.

Liderlerimiz Araplara özeniyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES) liderler oturumunda Norveç Savunma Bakanı Espen Barth Eide ile tartıştı. Oturumu yöneten Eide, Kılıçdaroğlu’na söz vermeden önce ‘Yeni Türkiye’ hakkında olumlu ifadeler kullandı. Eide, “Tarihiyle ve Müslüman kökenleriyle uzlaşmış Türkiye’nin, Kemalist Türkiye’nin otoriter yöntemlerle Batılılaşma çabasından daha Avrupalı olduğunu” söyledi.

Rol model olamayız

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Arap Baharı’nda rol modeli olup olamayacağını sorarak söz veren Eide’ye, şu yanıtı verdi: “Türkiye son dönemde parlak gelişmeler sağladı diyorsunuz, doğrudur. Ama o gelişmelerin hangi bedeller ödenerek sağlandığını tahlil ettik mi? Dünyada cari açıkta bir numarayız, bu sorgulanmıyor. Hapisteki gazeteci sayımız Çin’den daha fazla, sorgulanmıyor. Medya özgürlüğü yok, bu hiç sorgulanmıyor. Arap, Ortadoğu halkları Türkiye’deki yurttaşların yaşadığı gibi demokrasisi gelişmiş bir ülkede yaşamak istiyorlar. Bizim halkımıza, Türkiye halkına özeniyorlar. Ama bizim yöneticilerimiz Arap yöneticilere, Ortadoğu yöneticilerine özeniyorlar. Demokrasisinin, özgürlüklerin geliştiği bir ülkede, medyanın özgürce düşündüğü ve yazdığı bir ülkede elbette ki rol modeli olmak isteriz. Ve bu konuda önemli adımlar atmak isteriz. Ama Türkiye bugün içinde bulunduğu koşullar, özellikle siyasal koşullar gereği rol modeli olmaktan çok uzaktır.”
Eide, Avrupa Sosyalistleri Partisi’nin kongresinde Arap Baharı çalışma grubunda “kavramsal çerçevede İran’dan Türkiye dönüş, sosyal demokrasinin ılımlı İslam’la uyumlu hale gelmesi ve ülkelerin diktatörlerce yönetilmemesi” gibi değerlendirmeler duyduğunu aktardı.

Ilımlı İslam yok

Kılıçdaroğlu tekrar söz alarak, şunları söyledi: “Sayın Başkan, şu yanlışa düşmekten de özenle kaçınmamız gerekiyor. Ilımlı İslam diye bir kavram yoktur. Bu kavram belli literatürde yer alıyor ve belli yerlerde kullanılıyor ama sonuçta eğer biz laik bir devleti oluşturacaksak elbette ki herkesin inançlarına saygılı olacağız. Elbette ki herkesin etnik kimliğine saygılı olacağız. Ama dini siyasette belli bir dozda kullanmak olarak eğer ılımlı İslam’ı adlandırıyorsak, bu doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum.”
Eide, yeniden cevap verme ihtiyacı hissederek, “Sadece (Arap Baharı ile ilgili) çalışma grubunun hazırladığı metinlere işaret etmiştim. Benim ülkemde Hıristiyan Demokrat Parti var. On yıllar önce bunlar az ya da çok Ak Parti gibiydiler. (En önemli farkları) Müslüman yerine Hıristiyan olmalarıydı. O halde bu (süreç) tüm dünyada yaşanıyor” dedi.(HÜRRİYET)