Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Aydın, Anayasa Mahkemesinde yapılan Yüce Divan duruşmasının ardından mahkeme çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Aydın, 9 Kasım 2004 günü Ramazan ayında Kadir gecesi TBMM'de yapılan bir oylama ile Yüce Divan'a sevk kararının alındığını belirterek, o gece eve gidip yastığa başını koyduğunda, kendini ifade etme, anlatma fırsatı imkanı verdiği için Allah'a şükrettiğini söyledi. Aydın, şunları kaydetti: ''Yine içinde Kadir gecesi olan bir Ramazan ayında, bir Cuma gününde, Cuma namazından sonra bu yüce mahkemenin önünde başım dik, alnım açık olarak mahkemeden çıkıyorum. Bana bu anı yaşatan yüce Rabbime de şükürler ediyorum. Bugüne kadar siyasi bir linç olayıyla bizi karşı karşıya bırakanlar bu mahkeme kararı ile yerle bir olmuşlardır. Bu yüce mahkemenin verdiği karar onların yüzüne indirilmiş bir tokat olmuştur.''

Siyasete MHP Gençlik Kolları başkanlığı ve yönetim kurulu başkanlığı yaparak başladığını anlatan Aydın, bugüne kadar çeşitli görevlerde MHP çizgisinde siyaseti sürdürdüğünü, eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin genel sekreterliklerini yaptığını söyledi. Aynı zamanda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve TBMM Grup Başkan Vekilliği görevlerinde de bulunduğunu belirten Aydın, ''Bütün bu süreç içerisinde doğrultu tutarlılığı içerisinde oldum. Bir gün bile davamın ve fikriyatımın dışında, dışarısında kalmadım'' dedi.

57. Hükümet döneminde kendisi bakan olduktan 3 ay sonra Türkiyede büyük bir deprem olduğunu belirten Aydın, deprem nedeniyle 18 bin kişinin öldüğünü, 100 binlerce evin yıkıldığını, 100 binlerce insanın mağdur olup, açıkta kaldığını kaydetti. O dönemde açıkta kalan insanların derdine derman olacak bir atılım ortaya koyarak 30 Kasımda geçici barınma problemini çözeceğini söylediğini anlatan Aydın, 30 Kasım tarihinin ''devlet sözünün yerine getirildiği bir tarih olarak hafızalarda yer ettiğini'' ifade etti.
Hemlen arkasından ''Mayısta güller açacak vizyonu'' ile bir yıl gibi bir süre içerisinde yepyeni şehirler kurduklarını dile getiren Aydın, bu projeleri kredilendiren Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası'nın bu projeyi dünyaya örnek proje olarak gösterdiğini, dünyanın çeşitli ülkelerinden doktora öğrencilerinin bölgeye gelerek incelemeler yaptığını, projeye ''Türk mucizesi'' ismini verdiklerini kaydetti. Aydın, şöyle devam etti: ''Fakat, devam eden süreç içerisinde Türkiye'de kör bir siyasi inatlaşma ve bir mücadele var. Siyasetçinin siyasetçiye yaptığını hiç kimse yapmıyor. Yine o dönemin şartları içerisinde yapılan 'Beyaz Enerji Operasyonu'na karşılık olarak planlanıp sunumu bir şekilde organize edilerek bakanlığımda yapılan operasyondan sonra hedef tahtası haline getirildim.

Çok büyük saldırılara ve hiç üzerime alamayacağım suçlamalara maruz bırakıldım. O dönem içerisinde bana yapılan suçlamalar içerisinde kanıma dokunan, özellikle kabul edemediğim ve hiç bir şekilde kabul edemeyeceğim, bunlardan bir tanesi benim deprem bölgesindeki müteahhitlere iş yerlerimden mal sattığım iddiasıdır. Böyle alçakça bir iddia olamaz. Bunu hiçbir araştırma, inceleme yapmadan söyleyenlere karşı Cenab-ı Hakkın bana verdiği imkan ve fırsatla ben hem soruşturma komisyonunda hem de yüce mahkemede şirketlerimin bütün defterlerini bütün fatura kayıtlarını getirerek bunun alçakça bir iftira olduğunu ispatladım.
Bugün bu yüce mahkeme de verdiği bu kararla bugün o süreç içerisinde gelişen olaylarla, ben bir ilke daha imza attım. Koltuğa yapışmadım. Bana yapılan saldırılar karşısında dik durdum. Hem bakanlığımdan hem milletvekilliğimden istifa ederek Türk siyasi hayatında örnek olacak bir davranış sergiledim. Bakanlık gücünü ve kudretini kullanmayacağımı, hesap vermeye hazır olduğumu söyledim. Hatırlayın, o süreç içerisinde hazırlanan iddianamede benimle ilgili bir ima dahi olmayınca genel başkanımız iade-i itibar yaparak beni gurup başkan vekilliğine getirdi. Ben bugün düne bakarak bugünü yorumladığımda üzerlerine atılı o kadar ağır suçlar olmasına rağmen bakanlıklarına ve koltuklarına yapışarak, hiçbir utanma göstermeden oturanları gördükçe bugün yaptığım işin anlamını çok daha iyi anlıyorum.''

''Bugün Yüce Mahkeme'nin vermiş olduğu karar çok anlamlıdır''diyen Aydın, kendisinin malvarlığında artış olduğunun iddia edildiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Benim malvarlığımda artış yoktur. Bana bu suçlamayı yapanlar böyle olduğunu bilmiyorlar mıydı? Elbette biliyorlardı. Ama kör bir siyasi mücadele, kör bir siyasi mücadelenin getirdiği insafsızlık, zalimlik, bunu anlatmak için beni bu mahkeme kapılarına getirdi. Bugün Yüce mahkemede 11 hakim, oy birliğiyle 11-0 böyle bir şey olmadığını söylediler. 'Görevini kötüyü kullandın' dediler. İhaleye fesat karıştırdın dediler. Her iki suçlamada da yüce mahkeme 11-0 oy birliğiyle benim lehime karar verdi ve bu karar, zalim suçlayıcıların yüzünde bir şamar gibi patladı.'' Mahkemesinin sürdüğü üç yıl boyunca duruşmalarını yurdun her yerinden gelip katılan insanlar olduğunu anlatan Aydın, ''Onların ülkücü bir duruş ve dayanışma sergileyerek bana verdikleri bu destek benim için büyük bir manevi güç olmuştur'' diye konuştu.

Aydın, duruşmanın karar günü için Türkiye'nin çeşitli illerinden gelenlere teşekkür etti. -

SORULAR-

Aydın, bir gazetecinin bütün suçlardan beraat eden tek bakan olduğunu hatırlatması ve bu konudaki görüşünü sorması üzerine Aydın, ''Yüce Divan'da yargılananlar içerisinde bütün suçlamalarından 11-0 gibi sonuçla karar çıkması beni güçlendirmiştir. bunun bilincindeyim, şuurundayım. Şunu söyleyebilirim; bugün siyasette bir yılgınlık, bıkkınlık ortamı yaratılıyor. Siyasi gücü ele geçirenlerin yaptığı bu presle siyaset grubunun yılgınlığı ve yorgunluğunu görüyorum ama ben şunu söylüyorum. Ben bir ülkücü olarak yılmayacağım. Siyasete de bıraktığım yerden devam edeceğim'' diyerek yanıtladı. Bir başka soruya da Aydın, genel başkanlığa aday olmayacağı yanıtını verdi.

-NOTLAR-

Aydın'ın konuşmasını izleyenler zaman zaman alkışlarla ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' şeklinde slogan atarak tekbir getirdiler. Koray Aydın'ın duruşması için çeşitli illerden gelenlerden bir grup duruşma salonuna alınırken, kalabalık bir başka grup da mahkeme binası karşısında bekledi. Gruptakiler, Aydın'ı destekleyen sloganlar atarak çeşitli dövizler taşıdılar. Aydın açıklamasının ardından, eşi Gönül Aydın ile yanlarına geldiği gruptaki kişileri selamladı.