Vural, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin bölgede "küresel güçlerin oyunlarının taşeronu haline dönüştürüldüğünü" savundu. Türkiye’nin Suriye ile politikasını "sabrın sonuna geldik" diyerek sil baştan yaptığını ileri süren Vural, "Sayın Başbakan’ın ifadeleri, Suriye’ye yapılabilecek muhtemel bir müdahaleyi meşrulaştırma araçlarından başka bir şey değildir" dedi.

"Türkiye burada bir siyasi Lawrence görevi üstlenmemelidir" diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Irak’ta, Kandil’de bizi bölmeye çalışan, askerlerimizi, polislerimizi vuran terör örgütünün orada beslenmesine yol açan idareye karşı ’sabrın sonuna geldik’ diyemeyen, bugün Suriye’ye neden ’sabrın sonuna geldik’ diyebiliyor.

Orada ABD’nin nüfuzu var diye mi? Yoksa Türkiye, dış dünyada etnik ve mezheplere dayalı bir yönetim anlayışı çerçevesinde reform yapılmasını isteyerek, Türkiye’de de bununla ilgili yeni reformların ortaya çıkarılmasının meşruiyetini mi sağlıyor? Birileri kalkar ’ey Başbakan önce güvenlik sonra açılım olmaz, siyasal çözüm yapın, Anayasa reformu yapın, etnik kimliklere göre tanımlamanız lazım, terörü sonlandırmanız için PKK’nın siyasallaşması lazım, dayatılan talepleri kabul etmeniz lazım’ deyip tersine bunları kullanırsa Başbakan ne söyleyecek, ne diyecek?" Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın küresel güçlerin av alanı haline dönüştürüldüğünü belirten Vural, "Türkiye’de iz sürüyor adeta" dedi.

Başbakanlıkta dış güvenlik ile ilgili yapılan toplantıyı anımsatan Vural, "Çok özel bir toplantı. Böyle bir toplantının yapıldığı ortamda ABD Büyükelçisi Başbakanlık’ta. Kimi inandırıyorsunuz? Ahmet Davutoğlu kalkıyor ve ’biz kimsenin mesajını iletmedik’ diyor. Külahıma anlat sen. Ne işi var orada? Bir utançtır.

Kararlar acaba ABD’nin isteğiyle mi alınıyor?" diye sordu.

Vural, Türkiye’nin, "dış güçlerin Suriye’ye müdahalesini meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanıldığını" ileri sürdü.

Türkiye’nin bu çatışmadan uzak durmasını isteyen Vural, "Acaba hükümet 1 Mart tezkeresini reddeden Meclisin diyetini Suriye’ye müdahaleyi meşrulaştırmak için mi kullanmaktadır?" diye sordu.

Vural, Başbakan Erdoğan’a "Diyet borcun varsa bile kabul etme. Bu millet sana yüzde 49,8 oy verdi. Bu oyun hakkını ver. ABD’nin menfaatleri doğrultusunda hareket edeceğine bu gücü millet için kullan" diye seslendi.

-EKONOMİK GELİŞMELER- Ekonomik gelişmelere de değinen Vural, uygulanan politikalar neticesinde hükümetin Türkiye’yi dış şoklara açık hale getirdiğini savundu.

Özel borcun yüksek olduğu bir ülkede dövizin bu kadar artmasının önemli yükler getireceğini söyleyen Vural, "Sonuçta kazanan yine sıcak paracılar olacak. Anlaşılan Türkiye sıcak para modeliyle kalkınmasını finanse etmeye devam edecek. Bu politikanın sürdürülebilir bir tarafı yoktur" diye konuştu.