Muhalefet, askerlere sivil yargı yolunu açan düzenlemeye karşı çıktı. CHP, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu söylerken, MHP de, "Ordunun siyasete bulaşmasını istemiyoruz" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, TCK ve bazı kanunlarda değişiklik yapan tasarıda AK Parti milletvekillerinin önergesiyle gerçekleştirilen düzenlemeyle ilgili olarak, "Bu değişiklikle siyasal iktidar Dursun Çiçek değişikliği yapmak istiyor" dedi.
Okay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in önceki gün TCK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısı nedeniyle kendisini ziyaret ettiğini ve "sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasını ortadan kaldıracak yasal düzenleme için destek istediğini" söyledi.
TCK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısının aynı gece TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini hatırlatan Okay, AKP milletvekillerin verdiği önergeyle tasarıda yapılan değişikliği doğru bulmadıklarını belirtti.
Bu değişiklikle suç işleyen askerlerin, bu suça karışan bir tek sivil olması durumunda sivil mahkemelerde yargılanmasının önünün açıldığını ifade eden Okay, "Bu değişiklikle siyasal iktidar Dursun Çiçek değişikliği yapmak istiyor" dedi.
Bunun bir gece yarısı operasyonu olduğunu ve "art niyet" taşıdığını ileri süren Okay, "Bu değişiklik sadece ve sadece tek bir amaca yöneliktir. Dün Sayın Genelkurmay Başkanı'nın kağıt parçası dediği sahte bir belge nedeniyle, belki bundan sonra ortaya çıkarılabilecek olası sahte belgeler nedeniyle sivil yargıya doğrudan doğruya 'asker kişiler bu suçu işledi' diye taşıma amacı gütmektedir" diye konuştu. Yasal düzenlemenin hem Askeri Mahkemeler Kanunu'na hem de Anayasa'nın 145/1. maddesine aykırı olduğunu savunan Okay, düzenlemeyi siyasi açıdan da "şık bulmadıklarını" dile getirdi.
Değişikliğin "masum ve art niyet taşımayan bir ifade değişikliği" olarak sunulduğunu belirten Okay, bunun, "tipik bir AKP zihniyeti" olduğunu savundu.
Okay, "Kapkaç, oldu-bitti, hukuk tanımaz, demokrasi tanımaz, alacakaranlıkta iş bitirme düşüncesi... Parlamentodan komisyonlardan, tartışmadan kaçacaksın, gece 01.05'te bir yasa değişikliği yapacaksın. Yapılmak istenen şu, Dursun Çiçek'le ilgili 'Sivil mi, askeri yargı mı yetkili olsun?' tartışmasının gündemde olduğu bir ortamda Sayın Genelkurmay Başkanı'nın açıklama yapacağının bilindiği bir noktada, 'Türkiye'de yargıya ve hukuka inanıyoruz' denilen bir noktada, yargının bir bölümüne inanmayacaksın, kendine göre ben de bu işin savcısıyım dediğin bir yargılamada, özel bir düzen hazırlayacaksın ve bu özel düzenle zannedeceksin 'ben birilerini kendi yargımda yargıladım' Şık olmayan doğru olmayan budur" şeklinde konuştu.
Bunun, "hem siyasetin ahlakına, etiğine ve hem de hukuka uymadığını" ifade eden Okay, AKP'nin bu tür bir uygulamayı ilk defa yapmadığını öne sürdü. Başbakan Erdoğan'ın "Ergenekon davasıyla içiçe olduğunu" ileri süren Okay, "Ergenekon sürecinde 'savcıyım' diyen Başbakan bilfiil savcılığa soyunmuş ve kendi yargılama yöntemini belirlemek istiyor ve savcı Başbakan, kendisine göre Türkiye'de ayrı bir yargılama süreci yaratıyor" dedi.
Erdoğan'ın il kongresindeki sözleri
Okay, Başbakan Erdoğan'ın bugün AKP İstanbul İl Kongresi'nde "Ana muhalefet partisinin Ergenekon terör örgütüne avukatlık yaptığını biliyoruz. Avukatlığını yaptıkları karanlık odakları bu olayla ilişkilendirip, buradan hem çetelere hem de mafyaya pay devşirmenin gayreti içine girdiklerini biliyoruz" dediğini hatırlattı.
"Ergenekon" davasına bakan mahkemenin, dava sonuçlanmadan "Ergenekon terör örgütü" ifadesinin kullanılamayacağı yönünde karar aldığını belirten Okay, Başbakan Erdoğan'ın davayla ilgili olarak "hem hakimlik, savcılık yaptığını hem de hüküm verdiğini" iddia etti.
CHP'nin çetelerle ve mafyalarla ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını belirten Okay, şöyle konuştu: "CHP Genel Başkanı ve CHP'de sorumluluk mevkisinde olan hiç kimsenin, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, kamu ihalesine fesat karıştırmak, kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilikten Mecliste dosyası yok. Ama tüm bu suçlardan dolayı Recep Tayyip Erdoğan'ın dosyası Mecliste. Önce kendine bakacaksın. CHP'nin içinde de etrafında da hiçbir avantacı yok, devleti yağmalayan hiç kimse yok. Dön kendi partine bak" dedi.
Sayın Başbakan 'laikliğin güvencesiyim' demiş, şaşırmış... Daha bir sene önce AKP'nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tescil edildi. Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tespit ve tescil edilen bir kişinin neyin güvencesi olduğunu ben de merak ediyorum ama laikliğe aykırılığın baş aktörüdür" şeklinde konuştu.
"Cumhurbaşkanı'nın tavrına bakacağız"
Bir gazetecinin "TCK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören yasayı Cumhurbaşkanı'nın onaylaması halinde Anayasa Mahkemesine götürecek misiniz?" sorusunu Okay, "Cumhurbaşkanı'nın yasaya ilişkin tavrına bakar, değerlendiririz. Ancak Anayasaya aykırılığı açıktır" diye yanıtladı.
Söz konusu önerge görüşülürken muhalefetten söz alan milletvekili olmayışını nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine de Okay, bu önergenin AKP grubunun önergesi olduğunu ve sadece önerge sahibi partinin söz hakkı olduğunu söyledi. Okay, milletvekillerinin önergeyi uzun uzadıya inceleme imkanına sahip bulunmadığını da savundu.
"Özünde bu düzenlemeye karşı mısınız?" sorunu üzerine Okay, düzenlemenin TBMM'den "oldu bittiye" getirilerek geçirilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini belirterek, "getirsinler, bakarız" dedi. Okay, düzenlemenin bu haliyle Anayasa'ya ve Askeri Mahkemeler Kanunu'na aykırı olduğunu kaydetti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP olarak askerin, ordunun siyasete bulaşmasını istemiyoruz, demokrasiye müdahalesini kabul etmemiz mümkün değil" dedi.
Partisinin Bursa'nın merkez Osmangazi ilçe başkanlığının kongresine katılan Vural, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "CHP'nin 12 Eylül darbecilerini yargılama yolunun açılmasıyla ilgili çalışması var. Bu konuda MHP olarak ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Vural, "MHP olarak demokrasimize darbeler yoluyla müdahale edilmesinin demokrasinin gelişmesini engelleyen bir husus olarak düşünüyoruz, milli iradeye uygun görmüyoruz" diye konuştu.
Vural, bunun ötesinde bir müdahalenin anayasal zırha sokulmak suretiyle korunmasının da doğru olmadığını, bu konuda değişiklik yapılması yönünde talepte bulunulması halinde parti olarak duruşlarını net olarak ortaya koyacaklarını belirtti.
Taraf Gazetesi'nde yayınlanan belge ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un son açıklamalarıyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Vural, "Birincisi şu var. Bu belge ordunun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin AKP'yi bitirme planı olarak sunuldu ve iki hafta tartışıldı. MHP olarak askerin, ordunun siyasete bulaşmasını istemiyoruz, demokrasiye müdahalesini kabul etmemiz mümkün değil. Ama asker-sivil gerilimi üzerinde sanal gerilimler oluşturmak suretiyle milletin oyunu ve milli iradenin maniple edilmesini de kabul etmiyoruz" dedi.
Bu belgenin ordu tarafından hazırlanmamış olduğunun ortaya çıkarıldığını belirten Vural, "O halde şu soruyu hep birlikte sormamız lazım, o zaman bu belgeyi kim hazırladı, hangi amaçla hazırladı, bu senaryoyu kimler hazırladı, aktörleri kimlerdir? Bu senaryo oynandığı zaman bir, sahte demokrasi havarileri çıkmıştır, iki, Türk Silahlı Kuvvetlerine bu belge münasebetiyle saldırılar artmıştır. Böyle bir ortamda Sayın Genelkurmay Başkanı 'Psikolojik savaşla karşı karşıyayız' diyor ki biz de TSK'nın psikolojik bir savaşla karşı karşıya olduğunu ifade ettik" şeklinde konuştu.
"Şu sorunun cevabını hükümetin vermesi lazım, Sayın Başbakan, ey AKP yöneticileri, böyle bir belge ortaya çıkmışken ve bu belgenin doğru olup olmadığı, TSK'de hazırlanıp hazırlanmadığı henüz belirlenmemişken Şanlıurfa kongresinde bu belge üzerinden siyasetler neden ürettiniz?" diye soran Vural, "Ondan sonra askeri savcılıktan bu belgenin TSK'da hazırlanmadığıyla ilgili ilk açıklama yapıldıktan sonra 'Efendim bu şüpheleri artırmıştır' diye niye beyanda bulundunuz? Ondan sonra Arnavutluk'a giderken 'Bu belge üzerinde araştırmalar yapılmalıdır' diyerek bu belgenin hala TSK'da hazırlanmış olabileceği şüphesinin üzerinde kalmasını neden istediniz? Bu durumda Sayın Başbakan'a soruyorum 'Genelkurmay Başkanı psikolojik savaşla karşı karşıyayız' derken TSK'yı böyle bir konumda neden yalnız bıraktınız? Acaba bu kampanyanın neresindeydiniz? Hangi rolü oynadınız?" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de bir senaryo yazıldı"
Oktay Vural, AKP ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu belge üzerinden TSK'yı yıpratma çabası içinde olduğunu öne sürerek, bunun da Türkiye'nin yönetiminin ne kadar büyük zafiyet gösterdiğinin tipik bir örneği olduğunu söyledi.
Bu konuda AKP'nin meselenin gerçek olup olmadığını açıklığa kavuşturmasından ziyade bu belge üzerinden siyaset yapmayı öncelik haline getirdiğini iddia eden Vural, "27 Nisan bildirisi hazırlandığı zaman 'Bu, hükümete karşı yapılmış' diyenler, 22 Temmuz seçimlerine kadar bunu acımasızca miting meydanlarında kullananlar, bu 27 Nisan muhtırasının e-bildirisinin müellifiyle kapalı kapılar ardında mezara kadar gidecek sırları paylaşmışlardır" diye konuştu.
MHP'li Vural ayrıca, "Onun için biz diyoruz ki 'Evet, ordu siyasete müdahale etmemelidir.' Ben AKP ile mücadele ederim ama sanal bir asker-sivil gerilimi oluşturarak milli iradeyi çarpıtan sahte demokrasi havarileriyle ve bu eksende milletin iradesini çarpıtan bu siyaset maskesi hazırlayanlarla da açıkçası hep beraber birlikte mücadele edelim. MHP olarak bu belgeyi kim hazırlamışsa, neden hazırlamışsa, bütün bunların ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Türkiye'de bir senaryo yazıldı. Bu senaryo çerçevesinde bir oyun oynanmıştır. Bu oyun çerçevesinde birtakım aktörler görevini yapmıştır. Bu konuda Sayın Başbakan ve AKP hangi rolü üstlendiğini açıklamalıdır" dedi. ANKA