Ferit Orhan Pamuk'un "Beyaz Kale" romanı maalesef büyük çaplı bir "intihal" ürünü olarak karşımıza çıkıyor.

Girişte de belirttiğimiz gibi Pamuk'un romanı Fuad Carım'ın (1892-1972 Hariciyeci, Yazar) "Kanuni Devrinde İstanbul" kitabından intihal edilmiş satırlarla dolu.
İşte o satırlar:Orijinali
"Cenova'dan Napoli'ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponz Adaları'nda bekleyen Türk donanmasının hücümuna uğradık" (Carım, 11)
İntihali
"Venedik'ten Napoli'ye gidiyorduk, Türk gemileri yolumuzu kesti"
(Pamuk, 11)
Orijinali
"Gene esir düşebiliriz korkusuyla, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. ...Esir düşerlerse şikáyet göreni feci şekilde cezalandırırlar, hatta yokederler" (Carım, 12)
İntihali
"Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız, kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu" (Pamuk,11)
Orijinali
"Rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çırılçıplak ettiler. Beni tepeden tırnağa soymadılar, sırtımdakiler, onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi" (Carım, 13)
İntihali
- "Rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım. ...Dışarıda herkesi toplamışlar, çırılçıplak soyuyorlardı. ... Önce bana ilişmediler" (Pamuk, 14)
Orijinali
"...Láfa, sözü geçen kaptanlardan Durmuş Reis karıştı. Cenevizli dönme Durmuş Reis, 'İdrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır' dedi. Kürekten, işte bu suretle kurtuldum" (Carım, 13)
İntihali
"Reis sordu: İdrardan ve nabızdan anlıyor muydum hiç? Anladığımı söyleyince hem küreğe verilmekten kurtuldum, hem de bir iki kitabımı kurtarmış oldum" (Pamuk, 14)
Orijinali
"En üste, Muhammed'in sancaklarını astılar; bunların altına bizden aldıkları bayrakları, haçları ve Meryem Anamız'ın tasvirlerini astılar. Külhanbeyler, başaşağı asılan bu haçlarla tasvirleri, bir ok yağmuruna tuttular" (Carım, 18)
İntihali
"Bütün direklerin tepesine sancaklar çektiler, altlarına da bizim bayrakları. Meryem Ana tasvirlerini, haçlarını tersinden asıp külhanbeylerine aşağıdan oklattılar" (Pamuk, 15)
Orijinali
"İşi çaktım ve bir kaşık isteyerek gözü önünde üç kere doldurup içtikten sonra ...beş hap gerekirken altı tane yaptım. Altısını da kendisine verdikten sonra, bir tanesini isteyip yuttum" (Carım, 22)
İntihali
"Paşa zehirlenmekten korktuğu için göstererek şuruptan bir yudum içip haplardan bir tane yuttum" (Pamuk, 17)
Evet yukarıdaki örneklerin ortaya çıkardığı durum "intihal"in özellikle ABD'deki tanımından yola çıkıldığında suça giriyor.
Peki bundan Nobel komitesinin haberi var mı?
Hiç sanmıyoruz...
Türkçe'yi nereden bilip de intihali anlayacak adamlar değil mi?
Çünkü böyle bir şeye göz yummak da suça giriyor...(JONTURK)