Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TT Arena’nın açılış töreninde Galatasaraylı taraftarlar tarafından protesto edilince tepkisi sert oldu. Stadyumun yapılmasına kulübün hiç bir maddi katkısı olmadığını söyleyip, “Daha sözleşmeyi yapmadık” diyerek aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmedi. Oysa tüm dünyada politikacılar türlü şekillerde protesto edilir ve bakanlardan cumhurbaşkanlarına kadar herkesin protestonun bir hak olduğu bilinciyle hareket etmesi gerekir. İşte tüm dünyadan politikacıların başına gelmiş türlü protesto örnekleri ve politikacıların tepkileri...
Berlusconi fena ‘tartag’landı
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, 14 Aralık 2009’da saldırıya uğradı. Milano’daki miting sonrası yüzüne heykelcikle vurulan Berlusconi’nin dudağı patladı ve burnu kırıldı. Saldırgan Massimo Tartaglia’nın eyleme önceden hazırlık yapmış olduğu ortaya çıktı. Berlusconi saldırının hemen ardından Tartaglia’ya, “Bunu neden yaptın?” diye bağırmıştı. Saldırgan olayın ardından tutuklandı.
İlk ‘flash mob’ eylem!
20 Eylül 2009’da Almanya Başbakanı Angela Merkel, Hamburg’ta yaptığı seçim konuşması sırasında ‘gürültü’ ve ‘uğultu’yla protesto edilmişti. YouTube’da 300 bine yakın kişi tarafından izlenen protesto videosu sonradan bir rekora da imza atmış oldu.
Gänsemarkt Meydanı’nda binlerce seçmene hitap eden Merkel, bir vaatte bulunduğu her cümlenin ardından yüzlerce izleyicinin ‘Yeaaah’ (İngilizce ‘Eveeet’) diye alaylı bir şekilde bağırmasıyla şoke oldu. Morali bozulan Merkel, “Bunları bağıranlara söylüyorum” diyerek tepki gösterdi.
Daha sonra, protestonun, hükümetin eğitim politikalarını beğenmeyen öğrenciler tarafından gerçekleştirildiği anlaşıldı. Eylemci grup, ‘flash mob’ yani ‘organize gösteri’ eylemini, Flickr, Twitter ve Facebook’ta örgütlemiş.
Ekmek bulamayınca pasta attılar
Fransa Eski İçişleri Bakanı Jean Pierre Chevenement, Tarım Fuarı’nı gezerken yüzüne pasta yedi. Olaydan sonra biraz gerilen bakan, olay yerini hızla terk etti. Protestonun sebebi giderek kötüleşen tarım politikaları yüzünden yükselen gıda fiyatlarıydı. Fransız protestocular, “Ekmek bulamıyoruz, pasta attık” diyerek Bakana ironik bir mesaj da verdi. Chevenement, salonu terk ederken, “Pastanın tadı oldukça güzelmiş.” diyerek protestoyu olgunlukla karşıladığını gösterdi.
‘En azından organik’
6 Mart 2009’da İngiltere’de Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Lord Peter Mandelson’un üzerine, çevreci bir protestocu tarafından yeşil renkli bir muhallebi döküldü. Başbakan Gordon Brown ile görüşmek için Londra’nın merkezinde bulunan ‘The Royal Society’deki toplantıya gelen Mandelson protestoyu sakinlikle karşılayıp bir de üstüne espri yaptı: Bunlar çevreci insanlar, en azından başıma döktüğü şeyin organik olduğundan emin olabiliriz. Ben ilk gördüğümde bezelye çorbası sandım ancak tadı pek benzemiyordu.
Chumbawamda’dan bir kova buzlu su
İngiltere Başbakan Yardımcısı ve Çevre Bakanı John Prescott, bir toplantı için gittiği salonda, Chumbawamba’nın sulu protestosuna uğramıştı. Ekip, Prescott’un başından aşağı bir kova dolusu buzlu su boşalttı. Kimse tutuklanmadı!
‘Beni patates kızartmasına benzetmiş olmalılar’
18 Nisan 2002’de Fransa’da cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan Lionel Jospin, bir konuşma sırasında ketçaplı saldırıya uğramıştı. Jospin gülerek, “Beni patates kızartması sandılar herhalde” dedi.
Irak’a ambargo uygulayan Blair’e domates
İngiltere Başbakanı Tony Blair de protesto edilen politikacılardan. Blair, Bristol kentinde domatesli saldırıya uğradı. Irak’a uygulanan ambargoyu protesto eden bir grup Blair’ı, domates yağmuruna tuttu.
‘Haklıydılar ama biraz kaba davrandılar’
Atina’da 16 Aralık 2010’da hükümeti protesto eden göstericiler, eski ulaştırma bakanı Kostis Hatzidakis’e saldırdı. Hatzidakis göstericilerin kaba davrandığını ancak öfkelerinde haklı olduklarını söyledi.
Türkiye ve Avrupa’da protesto cezaları...
Türk Ceza Kanuna’nun (TCK) 125. maddesinde hakaretin suç sayılabileceği belirtilir. Ancak ıslık ya da yuhalamanın bir ‘hakaret’olduğu yazmaz. Ceza Kanunu’nun 125. maddesine göre bir sözün ya da hareketin hakaret suçları kapsamına girmesi için hakaretin edilen kişinin ‘şerefine’ yönelik olması gerekir.
Madde 125- (1) bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Bu düzenlemeyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda benimsenen hakaret ve sövme suçu ayırımı kaldırılmıştır.
İngiltere’de protesto eyleminin tekrarı halinde protestocuya yönelik maddi ceza ya da hapis cezası uygulanabiliyor. Ancak, cezai yaptırım uygulanması için protestoya uğrayan kişinin şikayetçi olması gerekiyor. Aynı kişi ya da firmalara yönelik sürekli eylemlerde, kişi ya da firma temsilcileri, protestocuların yanlarna yaklaşamamsı yönünde karar çıkarttırabiliyor. Yumurta, domates gibi maddelere maruz kalan politikacılar şikayette bulunursa, mahkeme bunu kişinin fiziksel bütünlüğünü bozmaya yönelik bir saldırı olarak değerlendiriyor ve hapis cezası gündeme gelebiliyor.
Fransa’da izinsiz gösteri ve protestoda 6 ay hapis ve 7 bin 500 Avro para cezası gündeme gelebiliyor. Kişinin canına kastedildiği suçu sabitleşirse hepis cezası iki yıla ve/veya 45 bin Avro’ya kadar çıkabiliyor. Ancak, kişisel protestolar genellikle demokratik hak kapsamında değerlendirilip, protestoculura ceza uygulanmıyor. Cezai yaptırım için protestoya uğrayan kişinin şikayeti ve ceza talebi gerekiyor.
Avusturya’da politikacılara karşı gerçekleştirilen protesto eylemlerinde 1 yıla kadar hapis cezası gündeme geliyor.
Danimarka Ceza Yasası’nın 121. maddesine göre fiziksel bütünlüğü bozacak herhangi bir protesto eylemi altı ay hapisle cezalandırılır. Yani politikacıya yumurta ya da domates atılırsa protestocu bu maddeyle yargılanır.
Alman Ceza Kanunu’nun 185. maddesi, politikacılara yönelik şiddet içeren protestoların 1 yıla kadar hapis ve 9 bin Avro ile cezalandırılacağını öngörüyor. İtalyan yasalarına göre politikacılara yapılacak sözlü taciz bile 1 yıla kadar hapis cezası ve 1 yıla kadar hapis cezası gündeme gelir. Eğer kişinin canına kastedildiği düşünülürse ceza iki yıla ve/veya 2 bin 65 Avro’ya kadar çıkabilir.
‘Almanya’da protesto kültürü var’
Almanya’da zaman zaman protestocular, siyasilere yönelik fiziki şiddete kadar varan gösterilerde bulunuyor. Ancak bu konuda özel bir yasal düzenleme yok. Savcılık, ancak politikacıların şikayet etmesi üzerine soruşturma başlatıyor. Genelde de siyasiler kendilerine yönelik saldırılarda şikayetçi olmuyor. Hele hele yuhalama veya ıslıklama durumunda politikacılar tepki vermiyor.
Mesela, Yeşil-Sosyal Demokrat Parti SPD koalisyon hükümeti döneminde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Joschka Fischer, Yugoslavya’daki savaşa Alman askeri gönderilmesine destek verdiği için partisinin Bielefeld kurultayında saldırıya uğramıştı. Göstericiler, Fischer’e, konuşması sırasında renkli boya torbası atarak kurultaya damga vurmuştu. Joschka Fischer ise göstericilere yönelik şikayette bulunmadı.
‘Yunanistan’da affetmek gelenektir’
Yorgo Kırbaki: Radikal Yunanistan temsilcisi
Yunanistan bu konuda Türkiye ile karşılaştırılamayacak kadar farklıdır. Politikacıların protestocuları affetmesi de neredeyse bir çeşit gelenektir. Bu hep böyle olagelmiştir, politikacılar ıslıklanır, yuhalanır ancak gelenek olarak şikayette bulunmazlar. Mesela Kostis Stefanopulos’a yoğurt kasesi fırlatıldığında şikayette bulunmadı, bunu olgunlukla karşıladı. Yine aynı şekilde şimdiki Başbakan Yorgo Papandreu’ya geçenlerde ayakkabı fırlatıldı.
Papandreu sadece affetmekle kalmadı, protestocuyla konuştu, derdini sordu. Bir de Yunanistan’da basın da çok eleştirel davranır böyle konularda. Yani politikacı protestocuyu şikayet etse basının dilinden kurtulamaz. Cumhurbaşkanına, Başbakana hakaret suçtur ama kimse şikayet etmez. Yunanistan’da demokrasi kültürü var. Bu olgunluğun sebebi budur. Ayhan Can: Hürriyet Almanya temsilcisi
23/01/2011