Amerikan Dışişleri Bakanlığı raporunun Türkiye'ye ilişkin bölümünde, Türkiye üzerinden Batı Avrupa'ya ve ABD'ye eroin sevkıyatı yapıldığına işaret edilerek, 'Türkiye'de uyuşturucu kaçakçılığına karışanların etnik olarak Kürt veya İranlı olduğu, aileleriyle birlikte yıllardır bu işin içinde bulundukları' öne sürüldü.

Uyuşturucu ticareti yapan bu kişilerin bir kısmının doğu ve güneydoğu bölgesinde yaşamasına karşın, bir kısmının da büyük kentlere ve Avrupa'ya göç ettiği, burada da uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerini sürdürdüğü kaydedildi.

Raporda, Türk güvenlik güçlerinin, uyuşturucu kaçakçılığını engellemede kararlı bir yaklaşım sergilediği belirtilirken, özellikle Türk polisinin, Jandarma ve gümrük kontrol yetkilileriyle birlikte önemli bir rol oynadığına değinildi.

Türk yetkililerinin, düzenlediği baskınlarda büyük miktarlarda eroin ve diğer kimyasal uyuşturucu ele geçirdiğine dikkat çekilerek, yakalanan miktarlara bakıldığında her yıl Türkiye üzerinden tonlarca eroinin kaçırıldığının tahmin edilebileceği vurgulandı.

ABD raporunda, Türk hükümetinin uyuşturucuyla mücadele faaliyetlerine ciddi bir finansal ve insan kaynağı aktardığı ve Afganistan'da üretilen uyuşturucu akışının azaltılmasındaki bölgesel çabalara önemli katkıda bulunduğu belirtildi.

Raporda, devlet politikası olarak Türkiye'nin, uyuşturucu üretimi, dağıtımı veya kara para aklama konularında caydırıcı yöntemler izlediği anlatıldı.

Türkiye-İran sınırına yakın bir bölgede eroin laboratuvarlarının bulunduğu, son yıllarda Türkiye'ye, Afganistan üzerinden ve İran sınırındaki laboratuvarlardan daha fazla eroin ulaştığına dikkati çekildi.

Raporda, Doğu Avrupa'dan da bazı sentetik uyuşturucuların da Türkiye'ye sokulduğu ve oradan da Ortadoğu'ya gönderildiğine işaret edildi.

ABD raporunda, uyuşturucu kullanımının, diğer ülkelere kıyasla Türkiye'de çok daha düşük seviyede kaldığı, ancak uyuşturucu kliniklerinde tedavi görenlerin sayısında artış görüldüğü vurgulandı. BBC