Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
40,5740
EURO
47,0222
IMKB
10.554,000
ALTIN
4.337,400
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 39 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİNDE DÖNER,PANTOLON DİPLOMASİSİ
TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİNDE DÖNER,PANTOLON DİPLOMASİSİ
 
Almanya, Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'nin Ankara ziyareti sırasında Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreciyle ilgili sarf ettiği sözlerle 'döner diplomasisi'nde yeni bir perde açtı.
 
8.1.2010 - 23:55

Westerwelle, Ankara'da yaptığı açıklamada, Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili verdiği sözü tutacağını söyledi ve ekledi:                                                                   

 

"Ben burada kısa pantolonlu turist olarak bulunmuyorum. Burada Dışişleri Bakanı ve federal hükümet adına konuşuyorum. Ne söylüyorsam odur."

İlk bakışta Türkiye'de memnuniyetle karşılanan bu sözler, Alman Başbakan Angela Merkel'in bugüne kadar bu konuda takındığı tutuma tezat teşkil ediyor gibi  görülebilir.

                         

Ancak başka bir açıdan bakıldığında ise bu sözler, Merkel'in her seçim öncesi Berlin'deki Türk mahallesine gidip dönercileri ziyaret ettiği, hatta döner kestiği "döner diplomasi"sinin bir uzantısını teşkil ediyor.               

 

DENGE POLİTİKASI

Almanya'da yaklaşık 3 milyon Türk'ün yaşadığı ve bunların 700 bin civarının oy hakkının bulunduğu göz önüne alındığında politikacıların da döner kesmesi ya da "sözlerini tutma" sözü vermesi çok da şaşırtıcı değil.

 

Alman politikacılar, Türkiye konusunda dengeli bir politika izlemek istiyorlar.

 

Bir yandan Türkiye, Alman basının da dediği gibi, küstürülmemesi gereken bir ülke, diğer yandan da Alman seçmenin oy eğilimine etki edebilen bir konu.

 

Örneğin, Almanya'da yapılan bir araştırma, 2009 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde partilerin Türkiye'nin olası bir AB üyeliğiyle ilgili görüşlerinin seçmenin üçte birinin oy kararını etkilediğini ortaya koydu.

 

AB'NİN SÖZÜ

Türkiye meselesi, Avrupa'da ve özellikle de Fransa ile Almanya'da çok tartışılan bir konu olmayı sürdürüyor. Görünüşe göre bu durum bir süre daha bu böyle kalacak.

 

Türkiye'nin AB üyeliği söz konusu olduğu zaman da Merkel'in ortaya attığı "imtiyazlı ortaklık" önerisi, ısıtılıp ısıtılıp Ankara'nın önüne konacak.

 

Almanlar, Westerwelle'nin de dediği gibi dakiklik ve disiplinin yanısıra "sözünün eri" olarak da biliniyor. Ancak burada önemli olan hangi sözün tutulacağı.

 

Çünkü AB, 2005 yılında müzakereleri başlatırken Türkiye'ye daha önce hiç yapmadığı birşeyi yaparak, iki farklı söz verdi.

 

Bu çelişkili durumun farkına varabilmek için Türkiye ile görüşmelerin yol haritası niteliğindeki resmî AB "Müzakere Çerçeve Belgesi"ne bakmak yeterli.

 

Bu belgenin ikinci maddesinde şu ifade yer alıyor:

 

"Müzakerelerin ortak hedefi üyeliktir. Bu müzakereler, sonucu önceden garanti edilemeyen ucu açık bir süreçtir. Birliğin [Türkiye'yi] hazmetme kapasitesi de dahil, tüm Kopenhag kriterleri göz önünde bulundurularak, Türkiye’nin üyelik yükümlülüklerini tam olarak üstlenecek durumda olmaması halinde Avrupa yapılarına mümkün olan en güçlü bağlarla kenetlenmesi sağlanmalıdır."

 

ANLAMI NE?

Bu paragraf, belgenin belki de en kritik yeri. Çünkü burada AB müzakerelerin ortak hedefinin üyelik olduğunu söylüyor.

 

Yani bu cümle, Türkiye'nin "AB verdiği sözü tutsun" çağrısının da hukuki dayanağını oluşturuyor.

 

Ancak esas önemli olan paragrafın devamı. Çünkü burada AB, ilk defa Türkiye ile Hırvatistan'la müzakereleri başlatırken Birliğin "üye ülkeyi içine alabilme kapasitesini" de bir kriter haline getirdi.

 

Hırvatistan nüfus, ekonomi ve yüzölçümü açısından AB'nin kapasitesini zorlayabilecek bir ülke değil. Dolayısıyla bu kriterin Türkiye için getirildiği çok açık.

 

İkinci ve daha önemli bir nokta, aynı paragrafta AB'nin bir başka söz daha veriyor olması. AB, müzakerelerin başarısız olması durumunda Türkiye'nin "Avrupa yapılarına mümkün olan en güçlü bağlarla kenetlenmesi" gerektiğini söylüyor.

 

Bir diğer deyişle, Merkel'in "imtiyazlı ortaklık" önerisi AB belgelerine girmemiş olsa da bu yönde yorumlanabilecek bir tanımlama mevcut.

 

Dolayısıyla, belgede de belirtildiği gibi önce Türkiye kriterleri yerine getirecek, ardından AB kendi yapısının Türkiye'yi almaya uygun olup olmadığına karar verecek.

 

Eğer bu iki adımda da olumsuz sonuç çıkarsa o zaman Türkiye, Avrupa'ya en güçlü bağlarla bağlanacak. Sonuçta da AB ve Almanya vermiş oldukları sözü herhalükarda tutmuş olacak.

Hürriyet



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ALMANYA GÜNEŞİMİZİ İSTEDİ!

KILIÇDAROĞLU'NA AÇIKÇA 'DÜLLOYA VARIM' DİYEMEDİ!

ATATÜRK'ÜN GAZETE KAPATTIRAN FOTOĞRAFI
»  POŞU GERGİNLİĞİ
»  SÜPER SAVCIYA ZİNCİRLEME TACİZ DAVASI
»  "SAKIN TÜRKİYE İLE GİZLİ ANLAŞMALAR YAPMA!"
»  BAKAN ŞİMŞEK'E 425 TRİLYONLUK DÜĞÜN HEDİYESİ
»  FLAŞ.. ÖCALAN, İTALYA'DA KÖŞE YAZARI OLDU!
»  ORDU'YU ALARM'A GEÇİREN KANUN
»  "KOZMİK ODAYI GENELKURMAY'A SORUN"
»  ÖZÜRLÜ İSTİHDAMI 23 BİN!
»  FLAŞ.. CHP GENEL MERKEZİ'NDE İNTİHAR GİRİŞİMİ
»  SOLUĞU ALMANYA'DA ALMIŞ
»  KANADOĞLU, İFADE VERDİ, SERBEST BIRAKILDI
»  ERDOĞAN'DAN BAHÇELİ'YE ERKEN SEÇİM CEVABI
»  40 TEKEL İŞÇİSİ GÖZALTINA ALINDI
»  SAVCILARDAN DİNLEMENİN KİTABI
»  BELÇİKA'YA ADAPAZARI'NDAN MİNARE
»  İŞTE MEMUR'LARIN YEMEK ÜCRETİ
»  BAŞBAKAN ONAYI İLE ÖZAL'I ÇILDIRTAN ADAM
»  ERDOĞAN'DAN AB'YE REST
»  DOĞAN GRUBUNDA ŞİKE KAVGASI
»  2010 YILINDA GÖZ GÖRE GÖRE SÜRGÜN!
»  "İYİ EĞİTİM VERMEDİNİZ. FAHİŞE OLDUM" DAVASI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.