İşte Tarık Akan'ın gönderdiği yazı
Tarık Akan önceki akşam NTV’de Okan Bayülgen’in programının konuğuydu. Gerçekleri dürüstçe anlattı:
"Müjde Ar’ın programında söylediğim her şeyin arkasındayım ve ben bunu yıllardır söylerim. Hatta kitabımın arkasına bile yazmış bir adamım.
Orada da aynı şeyi söyledim. Pazar günü, programı seyretmek istedim, açtım gayet güzel seyrediyorum. Birdenbire pat kesildi. Orada NTV Genel Müdürü Cem Aydın, diyor ki: ’Arkasında haber olduğu için kesmek mecburiyetinde kaldık’. Hayır, bir daha izlesin. Kesildikten tam 35 dakika sonra reklam giriyor! Ben bunu kabul edemem. Tufan Türenç’i ben hayatımda hiç görmedim, tanımam, yazılarını okurum ama o eleştirisinde yerden göğe kadar haklı."
Tarık Akan’ın sözlerine eklenecek bir şey yok. Konu benim için kapanmıştır.
NTV'DEN TARIK AKAN'IN SANSÜRLENMESİNE YANIT BÖYLE VERİLMİŞTİ
Doğuş Yayın Grubu Genel Müdürü Cem Aydın, "Sade Vatandaş" programında, Tarık Akan'ın orduyu öven sözlerinin NTV tarafından çıkarıldığını söylemesi üzerine şu açıklamayı yaptı:
Tufan Türenç’in yazısıyla gündeme gelen “NTV’nin sansür yaptığı iddiası” ve Tarık Akan’ın sözlerinin böylesine yoğun bir gündemde zamanınızı almasından sıkıntı duyuyoruz. Türenç gibi biz de konunun kapanmasını istiyoruz ama söz konusu NTV olunca ve 13 yıl emek verdiğimiz kurum, kafaların bu kadar karışık olduğu bir dönemde “sansürcü” gibi haksız bir suçlamayla karşılaşınca yanıt vermek zorunlu hale geliyor.
Bilmiyorum biz mi çok alınganız? Yoksa sansür o kadar da kötü bir şey değil mi?
“Tarık Akan’ın en önemli sözlerine tekrar yayında yer vermediniz” gibi bir eleştiri kabul edilebilir. Ama “Akan’ın askeri öven sözlerini iktidar korkusu ile kestiniz, sansürlediniz” demek çok ağır, ölçüsüz ve haksız bir iddia.
Biz ne kadar beceriksiz sansürcüleriz ki “Çıkarmayın artık bu adamı” talimatını bir türlü veremiyoruz. İnternetten de kaldırmıyoruz, “Tarık Bey, buyrun bir daha çıkın ve söyleyin istediğinizi” diyoruz. O da çıkıp “Evet, NTV sansür yaptı, Tufan Bey haklı” diyor. Absürd komedi...
Vatan Gazetesi’nden dün muhabir bir arkadaşımız aradı, “Tarık Bey’in sözleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” diye sordu. “Konuyu uzatmak istemiyoruz, yanlış değerlendiriyor ya da yanlış görmüş desek ayıp olacak, konuyu bu gözle değerlendirmenizi rica ediyoruz” dedik. Onlar da sağolsunlar, bize güvenerek konuya yer vermemişler. Bazı gazeteler ise görüşümüzü sormak ihtiyacı duymamış, kesmiş yapıştırmış, eklerine manşet yapmışlar.
Tarık Akan, “Bir daha izlesin, 35 dakika sonra reklam girdi” diyor. Bir daha izledim, programın hemen ardından reklam giriyor. Prodüktör arkadaşımız özet yayın için blok bölümler çıkartmış; bahse konu olan konuşma da bu kısaltmanın kurbanı olmuş. (Dileyenlere tekrar yayın bandını gönderebiliriz.)
Biz de şüpheci bir yaklaşım içinde olsak, “Tarık Akan sözlerinin kesilmesinden memnun olmuş, beni konuşturmuyorlar havasında dikkat çekmek istiyor” diye düşüneceğiz. Ama herhalde bu yaklaşım da ona haksızlık olur.
Diyelim ki, bilinçli bir sansür uyguluyoruz, Akan’ı sürekli ekrana çağırmamız tuhaf değil mi? Cuma günü yine filminin tanıtımı için CNBC-e’ye konuk olacak.
Ayrıca “Orduya güveni sarsmayalım” sözlerini neden keselim? Bu sözler kimi rahatsız eder? Etse ne olur? Biz mi anlamadık acaba, çok yeni ve orijinal bir görüş mü bu?
Seçim öncesi bir başka grup da bizi darbe yanlısı olmakla suçladı. Onlara da çok net “Biz darbeye karşıyız” dedik; “Yok yok öylesiniz, siz farkında değilsiniz” dediler. Akıl alır gibi değil.
Tamam... Kavram karmaşası, güven sıkıntısı var. Herkes duymak ve görmek istediği şekliyle yorumluyor olup biteni. Ama yapacak bir şey yok, biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Farklı görüşler bu ekranlarda yer alacak. Tarık Bey görüşlerini istediği zaman yine bu ekranlarda dile getirebilecek.
Ama bilinçli ya da değil, NTV’nin bir yerlere çekilmeye çalışılmasına karşı duracağız. Durmak zorundayız.
Saygılarımla;
Cem Aydın