Kamu İhale Kurumu'nun bütçesi üzerinde söz alan Kışanak, Kamu İhale Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, kamu harcamalarının denetim dışına çıkartıldığını ve yolsuzluklara kapı aralandığını ileri sürdü.

Siirt, Bingöl, Bitlis belediyelerinde yolsuzluk yapıldığına ilişkin iddialarda bulunan Kışanak'a, AKP Milletvekilleri tepki gösterdi.
"DTP'li belediyelerde yolsuzluk yok mu?" diye laf atan AKP'lilere Kışanak, "DTP'li belediyelerle ilgili bu iddiaların binde biri kadar olsaydı, hepsi cezaevlerinde olacaktı" karşılığını verdi.

Yolsuzluk iddialarına, AKP iktidarının kulak tıkadığını, soruşturma izni vermediğini ve yargılamanın önünü açmadığını öne süren Kışanak, AKP Sakarya Milletvekili Şaban Dişli ile ilgili iddialara değindi.

Dişli'nin partideki görevinden istifa ettiğini hatırlatan Kışanak, "Şaban Dişli'nin partideki görevinden istifa etmesi yetmez. Milletvekilliğinden istifa edip, kendisini yargının denetimine açması lazım. Şaban Dişli'nin yaptığı yolsuzluk sadece kendisini bağlamaz, çünkü AKP'nin Genel Başkanından sonra 2'nci adamıdır. Dolayısıyla bu iddialar bizzat Başbakanı da bağlar" diye konuştu.

Kışanak'ın konuşma süresinin dolduğunu, 1 dakika ek süre vereceğini belirten TBMM Başkanvekili Eyyüp Cenap Gülpınar, "Sayın Kışanak, bari bu süreyi bütçeyle ilgili konuşun" dedi.

Kışanak ise Deniz Feneri davasına değinerek, bu konudaki AKP'nin tutumunu eleştirdi. Kışanak, "Halkımız arasında çok güzel bir deyim vardır. Deveyi hamuduyla yutmak...Sözün karşılığı da halkın gözü önünde açıkça yolsuzluk yapmak. Bu söz AKP hükümetinin icraatlarını açıklıyor. Halkımız, 'durmak yok, yola devam' sloganının aslında, 'Durmak yok, istismara yolsuzluğa devam' anlamına geldiğini biliyor" diye konuştu.

Sataşma olduğu gerekçesiyle AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, söz almak istedi. Bunun üzerine Başkanvekili Gülpınar, Elitaş'a kürsüden değil, yerinden söz verdi.

Elitaş, Kışanak'ın, Siirt, Bitlis ve Bingöl belediyesiyle ilgili iddialarda bulunduğunu belirterek, "İspat edilmemiş iddialarla, TBMM kürsüsünde, burada olmayan insanlar hakkında iftira atmayı yanlış buluyorum. Bununla ilgili yapılacak şey, dava etmek ve davayla ilgili kararı beklemektir" dedi.

Şaban Dişli ile ilgili davanın sonuçlandığını, sonuçlanan davanın başka bir siyasi parti tarafından gündeme getirildiğini ifade eden Elitaş, "Burada olmayan insanlar hakkındaki isnatları iftira niteliğinde sayıyor ve kınıyoruz" diye konuştu.

Usul tartışması açıldı

Elitaş'ın sözlerine tepki gösteren DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Gülpınar'dan söz istedi. Başkanlık Divanı'na doğru yürüyen Demirtaş'a "Oturur musunuz yerinize" diye uyaran Gülpınar, kendisine söz vermeyeceğini söyledi.

Bunun üzerine Demirtaş, Başkanlık Divanı'nın tutumu üzerine usul tartışması açılmasını istedi. Gülpınar, bu sırada CHP grubu adına İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz'ı konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti.

DTP'lilerin itirazlarını sürdürmesi üzerine bir süre kürsüde konuşmayı bekleyen Korkmaz'ı yerine gönderen Gülpınar, İçtüzüğe göre usula aykırı işlem yapmadığını, ama yine de usul tartışması açacağını belirtti.

DTP'li Demirtaş, hükümetin icraatlarına yönelik yapılan her eleştiride iktidar grubuna söz verilmesini eleştirdi. "(Burada bulananlarla ilgili eleştiri yapılacak) diye bir usul mü var? İyi o zaman şu anda biz İçişleri Bakanı'nı eleştiremeyiz, Çünkü kendisi burada yok" diyen Demirtaş, iktidar partisinin muhalefete karşı daha hoşgörülü ve toleranslı davranması gerektiğini söyledi.

"Kürt'lerden özür dilemeye davet ediyorum"

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise herkesin birbirine tahammüllü olması gerektiğini söyledi. TBMM Başkanlık Divanı'nın uygulamalarını sineye çektiklerini, her konuşmalarında iktidar grubundan ayağa kalktığını ifade eden Kaplan, "Sizin vicdanınıza bir şey söyleyeceğim; İçtüzüğün amir hükmü çok açık. Yurtdışı gezilerde her parti grubundan bir kişi bulunur. Bugüne kadar hiçbir dış geziye partimiz çağrılmadı. Bu Meclis'te trilyonlarca lira harcama yapılıyor. Ama bu içtüzük çiğneniyor. Biz çok sabırlı bir partiyiz. Çok büyük haksızlıklarla karşı karşıyayız. Dış gezileri de düzeltmezseniz sizinle mahkemelik oluruz. Bu konuda açık açık uyarıyorum. Onlarca yurtdışı geziye DTP grubu dahil edilmemiştir" diye konuştu.

Geçen gün Genel Kurul'da yaptığı konuşmada Kürtçe deyim kullandığını ancak, bu deyimin tutanaklara bilinmeyen dil olarak geçtiğini belirten Kaplan, "Buna kim karar veriyor, Meclis başkanlığı mı?" diye sordu.

Kaplan, ocak ayında TRT'nin bilinmeyen bir dille mi yayın yapacağını öğrenmek isteyerek, "Şaron geliyor, İbranice konuşuyor, Abbas geliyor Arapça konuşuyor, Clinton geliyor, İngilizce konuşuyor ve tutanaklara geçiyor. Ben bu topraklarda büyüdüm, bu yaşıma geldim, anadilimi konuşuyorum, bu tutanaklara geçmiyor. Bize yapılan her haksızlıkta hazır duruşa mı geçelim" dedi.

Meclis'te küfürlü konuşmalara üzüldüğünü dile getiren Kaplan, "Bilinmeyen Kürtçe tutanaklara giriyor ama en aşağılık küfürler tutanaklara geçiyor. Meclis Başkanlığımızı bilinmeyen dil konusunda Kürt'lerden özür dilemeye davet ediyorum.

CNNTÜRK