 |
İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Seyman, sokak çocuklarının devletin, yasalar tarafından uygun görülen, cevaz verilen bir hizmet şemsiyesi dışında birtakım kişilerin, grupların eline geçmesi halinde çok farklı anlamda kullanılabileceklerine dikkat çekti.
Çocuk ve Gençlik Merkezlerinde barınan çocuklara ilişkin bilgi veren Seyman, Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezinde bundan 1 ay önce bir çocuğun, 3 çocuğu ithamının gündeme geldiğini ve aynı gün yasal işlem başlatılarak olayı savcılığa intikal ettirdiklerini bildirdi.
Bu olayla ilgili 2 çocuğun tutuklandığını, birinin ise serbest bırakıldığını, şikayetçi olan çocuğun ise başka bir kuruma yerleştirildiğini ifade eden Seyman, bu iddia ile ilgili yapılması gerekenlerin yerine getirildiğini söyledi.
Mehmet Seyman, söz konusu olayın basında yer aldığını hatırlatarak, çocuk ve gençlik merkezleri ile yurtlara ilişkin tecavüz, dayak, işkence gibi iddia ve haberlerin, buralardan hizmet alanlara yapılan bir kötülük olduğunu dile getirdi.
"Orada kalan çocukların tamamı demoralize olmuş vaziyette. Hepsiyle konuştum" diyen Seyman, geçmişte yıllarını sokakta geçirmiş, ancak aldığı hizmetler sonucu olumlu aşamaya gelmiş, askerliğini yapmış Ayvansaray’da, İstanbul Çocukları Vakfı’nda, Beyoğlu Kaymakamlığının Kimsesizler Evi’nde çalışan personel olduğuna işaret etti.
İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Seyman, bu tür haberler nedeniyle ailelerinden kaçan çocukların yurtlara da gelmeyebileceklerini ifade ederek, "Sokaklarda yaşamaya devam edecekler. Sokaklarda yaşamaları herkes için bir risktir, sadece o çocuklar için değil" diye konuştu.
YELDEĞİRMENİ’NDEKİ İDDİA
Seyman, Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezinde "tecavüz, işkence ve dayak" iddialarını ortaya atan Murat Ç’nin, bir dönem Florya Çocuk ve Gençlik Merkezinde "bakıcı baba" olarak çalıştığını ve "çocukları dövmekten" dolayı sözleşmesinin feshi talimatını kendisinin verdiğini söyledi.
Murat Ç’nin, 2 yıl sonra Kartal’da bir dernek kurduğunu, bunun üzerine bir komisyon kurarak inceleme yaptıklarını anlatan Seyman, Ç’nin, sokaklardan çocukları toplayarak ne amaçla olduğu belli olmayan bir şekilde dernek adı altında bir müştemilatta barındırma amaçlı faaliyette bulunduğunun ortaya çıkarıldığını bildirdi.
Seyman, özel kuruluşların devletin izni olmadan gündüz ya da yatılı bakım hizmeti veremeyeceklerini hatırlatarak, "Eğer bu çocuklar devletin, yasalar tarafından uygun görülen, cevaz verilen bir hizmet şemsiyesi dışında birtakım kişilerin, grupların eline geçerse çok farklı anlamda da kullanılabilirler" dedi.
Murat Ç’nin, faaliyetlerine son verdiğini kaydeden Seyman, bu kişinin kamu kurumlarına özel tepkisi olduğunu, olaylarla ilgili Hakan Albayrak’ın görevden alındığına dair iddiaların da gerçeği yansıtmadığını söyledi.
AZİZ NESİN VAKFI
Çatalca’daki Aziz Nesin Vakfı’nda yaşanan olaya ilişkin de bilgi veren Seyman, konuya ilişkin adli tahkikatın devam ettiğini anlatarak, çocuklar için bir yurt ve merkez konumunda olan vakfa, 2002 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ya da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir kuruluş olarak hizmet vermeleri yönünde ikazda bulunduklarını bildirdi.
Seyman, vakıf yöneticilerinin SHÇEK’a bağlanmayı kabul ettiklerini ve müracaatta bulunduklarını ifade ederek, SHÇEK Genel Müdürlüğünün bir protokol yapılması ve merkezin başına bir müdür atayacağını bildirmesi üzerine vakfın buna itiraz ettiğini kaydetti.
Bu gelişme üzerine Aziz Nesin Vakfı’nın Ankara 4. İdare Mahkemesine başvurarak, SHÇEK’e bağlılığın iptali için dava açtığını ve bu davanın vakfın lehine sonuçlandığını söyledi.
Seyman, SHÇEK Genel Müdürlüğünün de temyize gittiğini, bununla ilgili idari sürecin devam ettiğini bildirdi.
VALİLİĞİN ÇALIŞMALARI
Seyman, İstanbul Valiliğinin kurduğu çocuk ve gençlik merkezleri, ilk adım istasyonları, ikinci adım çocuk ve gençlik merkezleri, ayrıca mobil ekipler aracılığıyla sokakta yaşayan ya da çalıştırılan çocukları muhafaza altına alarak hizmet verdiğini hatırlattı.
Her şeyin devletten beklemenin doğru olmadığını, devletin bazı konularda yetersiz kaldığını vurgulayan Seyman, "İstanbul’da şu anda çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları ve günlük hizmet veren çocuk ve gençlik merkezlerinde 2 bin civarında çocuğa sürekli ve yatılı hizmet veriyoruz. Diğer sosyal hizmet kuruluşlarını da dikkat aldığınızda, bizim günlük hizmet vermekle yükümlü olduğumuz insan sayısı yaşlısı, kadını, özürlüsüyle 10 binin üzerinde" diye konuştu.
UZMANLAR NE DİYOR?
Bu tür haberlerin kurumlarda kalıp, okula giden çocuklar üzerinde büyük etki bıraktığını belirten uzmanlar, arkadaşları arasında alay edilme korkusu yaşayan çocukların okula gitmek istemediklerini söylüyor. Toplumdan gelebilecek olumsuz söz ya da bakış korkusuyla hareket eden çocukların rehabilitasyon çalışmalarının da sekteye uğradığı vurgulanıyor.
|
|
|
|
|
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
|
Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
