Yapılacak yasal değişiklikle nelerin “imtiyaz” sayılacağı yeniden tarif edilecek. Böylece imtiyaz tanımından çıkarılan işlemler için Danıştay onayının aranması gerekmeyecek.
İşletme hakkı devri yöntemiyle özel sektöre açılan kamu kurum ve kuruluşları ile hizmetlerin özelleştirme sürecini uzatarak engellediği gerekçesiyle Danıştay’ın yetkilerinin tırpanlanması gündeme geldi. Ekonomi yönetiminin uzun zamandır sıkıntı yaşadığı Danıştay’la ilgili by-pass hazırlığı başladı. Buna göre Danıştay’ın yetki alanı daraltılacak. İşletme hakkı devirleri ‘imtiyaz’ sayılmayacak. Böylece devirler, Danıştay görüşüne sunulmak zorunda kalınmayacak.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Danıştay’ın yetki alanını yeniden tanımlayacak bir yasal değişiklik gerekiyor. Her konu Danıştay’ın yetki alanına girmeyecek. Hepsinde aynı durum yaşanıyor. Örneğin İzmir Limanı ihalesinde 29 ay görüş bekledik. Bu süre içinde Türkiye’de ve dünyada çok şey değişti. Krizle tüm dengeler alt üst oldu. Danıştay sonra görüş bildirdi. Samsun Limanı’nda benzer bir durum yaşandı. Olur mu böyle şey?” diye konuştu.
Bakan Yıldırım, Danıştay’ın Anayasa’da yer alan hükümlerle belirlenmiş olan yetkilerinin kısıtlanabilmesinin nasıl olacağı yönündeki soruya ise şöyle yanıt verdi: “Bu devirler ‘imtiyaz’ kapsamında kabul ediliyor. ‘İmtiyaz’ tanımına girince de Danıştay’ın yetki alanına giriyor. Ama bu devirler imtiyaz tanımından çıkarılırsa, Danıştay’ın yetki alanından da çıkmış olacak. O zaman görüş bekleme falan da ortadan kalkacak” dedi.
“İmtiyaz” tanımı değişecek
Edinilen bilgilere göre, Özelleştirme Kanunu’nun 15. maddesinde yapılacak bir değişiklikle ‘imtiyaz’ tanımı yeniden tarif edilecek. Bu maddede Kamu İktisadi Kuruluşları’nın tekel niteliğindeki mal ve hizmet üretim faaliyetleri imtiyaz sayılıyor. Ancak burada hangi mal ve hizmet üretimlerinin imtiyaz sayılacağı, kapsamı daraltılarak yeniden belirlenecek. Anayasa’nın 155. maddesinin 2. fıkrasına göre imtiyaz sözleşmelerinin Danıştay’a görüş alınmak üzere gönderilmesi ilkesine dokunulmayacak. Ancak imtiyaz tanımı daralacağı için Danıştay, kamu kurumlarının ürettiği hizmetlerin özel sektöre devrinde by-pass edilerek onay sürecinden çıkartılmış olacak.
‘Giden memnun ki yerinden, dönmüyor’
Samsun Limanı’nın geçtiğimiz ay yapılan devrinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Danıştay’a tepki göstermiş ve “İşletme hakkı devri imtiyaz sayılıyor. Danıştay’ın görüşünü 60 gün içinde vermesi gerekiyor. Ancak Danıştay 29 ayı bulan sürelerde sözleşmeleri onaylıyor. Bu ülkemiz için zaman kaybı ve kamu açısından büyük maliyetlere yol açıyor” diyerek tepki göstermişti. Süresi içinde görüş vermeyen Danıştay’ın herhangi bir gerekçe de belirtmediğini belirten Ulaştırma Bakanı Yıldırım ise “Hiçbir gerekçe yok. Dosya bir gidiyor, bir daha gelmiyor. Ondan sonrası sessizlik, hatta bir daha kendilerinden haber alınamıyor. Giden memnun ki yerinden... dönmüyor” diye tepki gösterdi.
Yanardağ 35 milyon $ zarar ettirdi ama kimse tazminat isteyemeyecek
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İzlanda’daki yanardağ atlamasının ardından oluşan kül bulutunun Türk Hava Yolları’na (THY) verdiği zararın 35 milyon dolar olduğunu söyledi. Yanardağ patlamasının dünya havacılık sektörüne verdiği zararın 1.6-1.7 milyar doları aştığı belirtilmişti. Yabancı havayolu şirketlerinin iptal ettiği uçuşlar nedeniyle zarar gören Türkiye’nin zararı ‘mücbir sebep’ olması nedeniyle tazmin edilmeyecek. THY de vatandaşın tazminat taleplerini aynı nedenle kabul etmeyecek. Böylece 5 gün boyunca mağdur olan vatandaşların THY’den tazminat talep etme şansları bulunmuyor.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, durumla ilgili bir değerlendirme yaparak, “Bizim zararımız, karşı şirketler uçuşları iptal ettiği için, onlardan kaynaklı oluştu. Ama bir zarar tazminat talebimiz olamıyor. Çünkü mücbir sebep hükmü var. Zaten Allahın işi, doğa olayı... Bu mücbir sebep hükmüne giriyor. Aynı şekilde vatandaş da bizden zarar tazmini isteyemez” diye konuştu.