29 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça, aziz milletimizin bu süreçte siyasilerden beklediği olgunluktan ve demokratik teamüllere saygıdan uzak, bununla birlikte siyaset üslubunu kirleten bir takım insanlar, mesnetsiz iddialarını dile getirmeye ve kendi karakterlerindeki zaafları sergilemeye başlamışlardır.

Bu noktada, 3 dönemdir Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Melih Gökçek, bir takım ülkücülerin kendisini desteklediğine yönelik açıklamalar yapmıştır.

Siyaseti; Anadolu insanımızın temiz duygularını sömürerek kirli menfaat ortamlarını oluşturmak sanatı olarak gören, yalanın, ilkesiz ve tutarsız siyasetin temsilcisi; ahlâk ve karakter yoksunu, omurgasız Melih Gökçek’le, ülkücü dünya görüşüne sahip, inanmış, samimi insanlarımızın hiçbir ilişkisi olamaz.

Altını çizerek bir kez daha ifade ediyoruz: Kirlenmiş siyasetin temsilcisi, geçmişi soru işaretleriyle dolu olan malum şahıs, kendisini “ülkücü” olarak tanımlayan ve ülkücülüğün yüksek ahlâkına sahip olan hiçbir ülküdaşımız ile bir arada olamaz.

Ülkücüler; Türkiye’nin her bölgesinde, siyasi arenadaki temsilcisinin MHP olduğu bilinciyle partisinin ve teşkilatının belirlemiş olduğu adaylara sahip çıkmakta ve desteklemektedirler.

O halde; hem ülkücü olduğunu iddia edip hem de malum şahsı destekleyen, onun siyasetine alet olan ne idüğü belirsiz insanlar kimlerdir? Bu insanlar, meydana çıkıp kendilerini ifade ederlerse, gerek Ülkücü Hareketin mensupları ve gerekse aziz milletimiz kendilerini yakından tanımış olur.

Bu vesileyle ifade etmeliyiz ki; malum şahsın uzun süredir Milliyetçi Hareket Partisi yöneticilerine, Milliyetçi Hareket Partisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’na ve camiamıza yönelik saldırılarını ibretle takip etmekteyiz.  
 
 Malum şahsın açıklamasına göre; “Milliyetçi Hareket kendisini iyi tanımaktadır.” Tanıdığı içindir ki; son açıklamalarından sonra bile, Ülkücüler; bu şahsa cevap vermeye bile tenezzül etmeyeceklerdir. Bilinmesini isteriz ki, tarafımızca düşmanlık dahi; vasıf, duruş ve karakter gerektirmektedir. Adı geçen şahısta bu vasıf, duruş ve karakterin esamesi dahi bulunmamaktadır. Bu açıklama, malum şahsa bir cevap değil, Türk Milletine yaptığımız bir çağrıdır. Kamuoyu tarafından da böyle algılanması gerekmektedir.

    Unutulmasın ki, “it itliğini, kurt kurtluğunu yapar” ve dahi herkes kendisine yakışanı yapar. Biz Ülkücüler, “it izini, kurt iziyle” karıştırmayız, karıştıranın hak ettiği cevabı ve tavrı gösteririz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur