Baba Ekrem Pakdemirli'yi tanıdığımda, oğul Bekir Pakdemirli 10 yaşındaydı.
Küçük yaştan itibaren siyasetin içinden yetişti. Ancak, babası gibi seçilerek değil, atama ile bakanlık
koltuğuna oturabildi.
Bekir bey, siyaseti değil ama pilotluğu babadan öğrendi. Rahmetli Pakdemirli'nin de uçaklara merakı
vardı. Babanın uçak sevgisi, oğlu gibi yıkıcı değil yapıcıdıydı.
Oğlu'nun Atatürk'ün 100 yıl önce kurduğu Türk Hava Kurumu'nu batıracak ölçüde yaptığı uçak
eleştirilerini duysa kahrından bir kez daha ölürdü.
Neden mi?
Başbakanlık Muhabirliği yıllarıma, Baba Pakdemirli'nin Bakan, Oğul Pakdemirli'nin 10 yaşında olduğu
1980'li yıllara dönelim.
****
Rahmetli Prof. Dr Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli, Turgut Özal ile Devlet Planlama
Teşkilatı'ndan tanışıyorlardı. Bu nedenle de siyasette de Özal'ın çok yakınındaydı.
Başbakan Turgut Özal, 1986 ara seçimlerinde milletvekili seçilemeyen Ekrem Pakdemirli'yi
Başdanışmanlığına getirdi.
1Bir yıl sonra, 987 yılında Anavatan Partisi Manisa Milletvekili seçilen Prof Ekrem Pakdemirli, 2. Turgut
Özal Hükümeti'nde, 21 Aralık 1987 tarihinde Ulaştırma Bakanı oldu. 31 Mart 1989 tarihinde ise
Başbakan Yıldırım Akbulut Hükümetinde, Maliye ve Gümrük Bakanlığına getirildi.
TIR'ın içini gören uçaklar...
Prof. Ekrem Pakdemirli, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na hızlı başlamıştı.
Başbakanlık Muhabiri olduğum 27 Mart 1990 tarihinde, Bakan Pakdemirli'nin sınırlarımızda kuş
uçurtmayacak, kaçakçılğı önleyecek, havadan TIR'ların içini dahi görebilecek uçakların alımı ile
ilgili basın toplantısına gittim
Konu Gümrük ve kaçakçılıktı.
Bakan, Gümrük'ten de sorumlu olduğu için kaçakçılığı önleme konusunda oldukça iddialıydı.
"Kaçakçılığın kökünü kazımakta kararlı" olduğunu belirtiyordu.
Baba Pakdemirli'yi, oğlundan ayıran en önemli husus, "motorların içine yuva yapan kuşlar" değil,
"Motorların içini dahi görebilen" uçaklardı.
Evet, kaçakçılığı önlemek için kurulacak bu filoda görev alacak 18 adet uçak, " havadan TIR'ların
içinden bile görüntü " alabilecekti.
Bakan Pakdemirli, aynı proje kapsamında Polonya'dan 3 adet de helikopter satın alınacağını söyledi.
Helikopterlerin de, görüntülü uçaklar gibi, TIR'ların içinden görüntü alma özelliğinin olup olmadığı
konusunda bir açıklama yapmadı. Biz de sormadık...
Sınırlarda Kelaynak kuşu bile uçamayacak!
Baba Pakdemirli'ye göre " bu uçak ve helikopterlerin devreye girmesiyle sınırlarımız üzerinde
Kelaynak kuşlarının uçuşundan" bile haberimiz olacaktı. Uçakların içinde Gümrük Muhafaza
Memurları da oturacaktı.
Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli, soruları cevaplandırırken de, " Kaçakçılığı önlemede
kullanılacak uçak ve helikopterlerin, Hakkari'den Çanakkale'ye kadar sınır bölgelerinde ve gümrük
kapılarında keşif uçuşu yapacaklarını" anlattı
Bakan, Polonya'dan alınacak uçaklardan birinin, diğer uçaklar arasında koordinasyon

sağlayacağını belirterek yine bu uçakların otoyola ve tarlaya da inebilme özelliğinden bahsetti.
****
İlerleyen süreçte Maliye ve Gümrük Bakanı Prof.Dr Ekrem Pakdemirli ile Başbakan Yıldıırm Akbulut'un
arası açılacak ve Bakan Pakdemirli istifa edecekti.
Sınırlarımızda, kaçakçılığı önlediği gibi, kelaynak kuşlarının uçuşundan bile haberdar olmamızı
sağlayacak "TIR'ların içini gören uçak ve helikopter filosu" projesi de bir başka bahara kalacaktı.
****
(Ak Parti Hükümeti'nin Tarım ve Orman Bakanı olan Bekir Pakdemirli'ye "sakın babanın yaptıklarını
yapma"diyebileceğim, 30 yıl önceki notlarımı aktarmaya devam ediyorum)
Baba, Pakdemirli'nin "uçak hayali" ile ilgili açıklamasının üzerinden 3 gün geçmişti.
Başbakan Yıldırım Akbulut, Anavatan Partisi'nin Grup Toplantısını basına kapattı.
O tarihte, kapalı grup toplantılarında kıyamet kopardı. Yine öyle günlerden biriydi ve Özal'ın
Cumhurbaşkanı seçilmesiyle "kaynayan bir kazan" haline dönüşen ANAP grubunda kıyamet
kopmuştu.
Maliye ve Gümrük Bakanı Prof. Ekrem Pakdemirli, kürsüye çıkmış ve kurucusu olduğu partisine ve
Başbakan Yıldırım Akbulut'a meydan okuyordu.
Prof. Ekrem Pakdemirli, grup kürsüsünden, "Ya erken seçime razı olalım, ya da görüntümüzü
değiştirelim" diyordu...
Bakan Pakdemirli, "Başbakan adayı" olarak hükümeti şu sözlerle uyarıyordu:
" Çok önemli bir yol ayrımına gelip dayandık. Ülke şartları bizi erken seçime zorluyor. Gelir
dağılımındaki adaletsizlikleri düzeltmemiz lazım. Evet, biz çok iş yaptık ancak yeni atılımlar
yapmamız lazım. Ücretlerde yüzde 15 artış yaptık, bunu bile anlatamadık. ANAP grubu 280 kişidir.
Ancak, meclise gelmiyorsunuz. Kanunları çıkartamıyoruz. Çoğunluğu bizim sağlamamız lazım. Bu
hükümette ekonominin patronu yok, ekonomiden sorumlu dört ayrı bakan var "
Baba Pakdemirli, (bugün hala bir numaralı gündem maddemiz olan) terör örgütü PKK'nın saldırıları
konusunda da " Devlet, PKK'nın karşısında maskara edilmektedir. Bunları kaynağında kurutmak
lazım." diyordu.
Konuşmasını tamamlayarak kürsüden inerken gruptan büyük alkış aldı.
Bu konuşmanın üzerinden 4 gün geçmiş ve tarihler 28 Mart 1990 Çarşamba gününü gösteriyordu.,
Ramazan Ayıydı...
Her hafta olduğu gibi Başbakan Yıldırım Akbulut başkanlığında bakanlar kurulu toplandı. Devlet Bakanı
rahmetli Mustafa Taşar, iftar saatinde bakanlar kuruluna yemek ısmarladı. Ardından, Çalışma Bakanı
İmren Aykut, işçi- işveren kesimiyle yaptığı toplu iş sözleşme toplantısına ilişkin bilgi vermeye başladı.
Ancak, araya Devlet Bakanı Cemil Çiçek girdi.
-- Cemil Çiçek AK Parti döneminde TBMM Başkanlığı, Devlet Bakanlığı, Hükümet Sözcülüğü,
Adalet Bakanlığı yaptı--
Devlet Bakanı Cemil Çiçek, İmren Aykut'un sözünü kesti ve "toplu iş sözleşmelerinden kendisinin
sorumlu olduğunu" hatırlatarak İmren Aykut'u eleştirdi.
Çiçek, "önemli olan bakanlar değil hükümetttir. Hükümetin güçlü olması lazım " diyerek hükümetin
"güçsüz" olduğunu ima etmesi üzerine, Başbakan Akbulut elindeki kaşığı bırakarak, sinirli bir şekilde
konuşmaya başladı.
Yıldırım Akbulut Rest çekiyor
Akbulut, isim vermeden Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli'yi de işaret ederek, "son günlerde bu
hükümete herkes 'güçsüz' demeye başladı. Bu hükümetin, güçlü olmadığını söyleyenleri zorla

tutmuyoruz. Memnun olmayan istifasını versin çıksın gitsin" diyerek rest çekti.
Baba Pakdemirli istifa ediyor...
Yıldırm Akbulut'un bu restini, Devlet Bakanı Cemil Çiçek ve Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli gördü.
Cemil Çiçek'in istifasına bakan arkadaşları engel oldu.
Maliye Bakanı Pakdemirli ise beyaz bir kağıtı önüne çekerek istifasını yazmaya başladı. Pakdemirli blöf
yapmıyordu.
Bakan arkadaşları, Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer ve Turizm Bakanı İlhan Aküzüm'ün engel olmaya
çalışmalarına rağmen, istifasını Yıldırım Akbulut'a verdi.
Başbakan Akbulut, son bir kez daha Pakdemirli'ye "kararlı mısın?" diye sordu.
"Kararlıyım" diyen Pakdemirli, Başbakan Yıldırım Akbulut'un elini sıktı ve Başbakanlıktan ayrıldı.
Başbakanlığın önünde beklerken, tecrübeli başbakanlık muhabirleri olarak bir terslik olduğunu
anlamıştık.
Pakdemirli'nin istifasının ardından bakanlar kurulu toplantısı da sona ermişti.
***
Oğul Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye, kendi notlarımdan, babasının siyaset yaşamından bir
bölümünü aktardım. Umarım faydalı olacaktır.
Ve yüz yıllık bir kurumu (THK) batırmak yerine, kurtarmak için çalışıp ülkeye kazandırmasını umuyorum.