![]() |
CAN ATAKLI Sevgili okurlar; artık referanduma bir aydan daha az zaman var. Gerçi referandum yapacağız ama bunun bir seçim kampanyasından farkı kalmadı. İktidar ve yandaşları ısrarla anayasa değişikliklerinin ülkeye ne kadar yararlı olacağını anlatsalar bile halkın önemli bir bölümü referandumu iktidarın sınanması olarak da görüyor.
Sonuç çok önemli
İstesek de istemesek de referandumun sonucu çok önemli hale geldi. Bu referandum genel seçim öncesi partilerin durumunu da aşağı yukarı ortaya koyacaktır. Daha önce de sizlerle paylaştığım gibi AKP’nin önceliği evet çıkmasından çok bu oranın yüzde 45’i geçmesidir ki AKP bu oranı seçim kampanyası için kullanabilsin.
Anketlerin durumu
Referandum yaklaştıkça anketlere olan ilgi daha artıyor. Her gün bir yenisi yayınlanan anketlerde durum başa baş gibi görünüyor. Şu ana kadar aranın açılmadığını gözlemliyoruz. Ancak ben bu anketlerin sağlıklı olduğuna pek inanmıyorum. Sokağa çıktığımda durumun başa baş olduğunu göremediğimi söylemeliyim.
Hayır daha ağır basıyor
Kendi kafamdan bir oran vermem tabii ki mümkün değil, ama iktidarın adeta beyin yıkama gibi yürüttüğü propagandalara rağmen hayır oylarının daha ağır bastığını görüyorum. İktidar ve yandaşları ise pek inandırıcı olmayan anketlere dayanarak evet oylarının yüzde 60’ları geçeceğini söylüyorlar. Bu da kamuoyu üzerinde baskı yöntemidir.
Yüksek göster ki
Taktik şu: Bir kaynağa dayansın ya da dayanmasın, siz ısrarla evet oylarının yüzde 60’ları bulacağını söylersiniz. Kulaklarında bu sesin çınlanmasına alışan vatandaş da böyle düşünmeye başlar. Böylelikle hayır oyu verecek olanlar bile evet çıkacağına inandırılır. Bu da pek çok kişiyi sandıktan kaçırır.
89’u unutmayın
Yandaşların yüzde 60 evet söylemleri bana 1989 yerel seçimlerini hatırlatıyor. Bu seçimlerde ANAP’lı başkan Bedrettin Dalan’ın yüzde 65’leri zorladığı gösteriliyordu anketlerde. En kötümser anketlerde bile Dalan’ı yüzde 50’lerde dolaşıyordu. Sonunda seçim yapıldı. Dalan yüzde 20’lerde kaldı. Seçmen herkesi yanıltmıştı.
Şimdi de öyle mi?
Bu referandumda da böyle bir sonuç çıkması kimseyi şaşırtmasın. Başbakan Erdoğan referandumda başarılı olmak için her yöntemi deniyor. Ama sürekli hata da yapıyor. Memur gafı herhalde unutulmayacaktır. Aklı başında insanların da referandumun darbelere karşı cevap olacağı söylemine asla inanmadıkları ortada.
Seçim hileleri
Aslına bakarsanız, hayır oyu kullanacak olanların büyük bölümü sonucun hayır olacağını tahmin ediyor. Ancak bu kesimdeki en büyük korku sayımda hile yapılması kuşkusu. Kim ne derse desin 2007 seçimlerinde bilgisayar yoluyla hile yapıldığı konusunda çok ciddi şüpheler var. Kimse o seçimi unutmuyor ve endişe ediyor...
Hile nasıl önlenir?
Daha önce yazdığım bir yazıda, seçim kazanmanın yolunun sandıklara sahip çıkılmasından geçtiğini belirtmiştim. Bu hileye karşı önemli bir savunma olacaktır. Ancak bugün sizlere muhalefet partilerinin mutlaka ihmal etmemeleri gereken bir yöntemi anlatmak istiyorum. Bu yöntem bilgisayarla yapılacak hileyi kesinlikle önleyecektir.
Her sandıkta bir kişi
Muhalefet partileri ister sandık kurulu içinden ister sadece şimdi anlatacağım uygulama için her sandık başına bir kişi görevlendirmeli. Bu kişinin en önemli işlevi sayım sırasında olacaktır. Bu kişi sayım sırasında oyların tasnifini izleyecek ve o sandığın kesin sonucunu not edecek. Bu kişi başka hiçbir sandıkla uğraşmayacak. Tek sandık sorumlusu olacak.
100 sandığa bir kişi
Her sandıkta görevli olanlar bir kişiye karşı sorumlu olacaklar. Bu kişi örneğin 100 sandığın genel toplayıcısı olacak. İsimleri ve sandık numaraları önceden belirlenmiş kişiler, sadece kendi sandıklarının sonucunu bu kişiye bildirecekler. Genel toplayıcılar da ellerindeki toplam sonucu bir üstteki sorumluya iletecek.
Parti merkezine bildirim
Bu toplayıcılar da zaman yitirmeden ellerindeki sonuçları parti merkezinde açılacak bilgisayara sandık numarası belirterek işleyecekler. Böylelikle birkaç saat içinde aşağı yukarı tüm sonuçlar merkeze ulaşmış olacak. O andan itibaren partiler Yüksek Seçim Kurulu’ndan gelecek sonuçları izlemeye başlayacaklar.
YSK bilgisayarıyla kontrol
Sandık başlarında olan sayım görevlileri ertesi gün Yüksek Seçimi Kurulu internet sitesinden sadece kendi sorumlu oldukları sandıkların kesin sonucunu inceleyecek. Eğer kendi tuttuğu notla YSK bilgisayarındaki sonuçlar farklıysa bunu hemen partisine bildirecek ve itiraz yolu açılacak.
Aritmetik hesabı
Buradan hareketle şu aritmetik hesabı yapalım: Seçimlerde (referandumda) yaklaşık 140 bin sandık kullanılacak. Demek önce 140 bin kişi gerekli. Her yüz kişi bir kişiye sorumlu olacağına göre 1400 kişi de bunun için gerekli. Onlar da yüzerli gruplar halinde 14 kişiye bildirimde bulunacak. Sonuçta partideki bilgisayar başında da bir kişi olacak. Yani toplam 141 bin 415 gönüllü olması gerek
Bilgisayar hilesi
Yaygın inanış sandıkta oy kullanılırken değil, toplanan sonuçların merkeze ulaştırılması sırasında bilgisayar hilesi yapıldığı üzerine yoğunlaşıyor. Ama her sandıktan çıkan sonuç birbirine karıştırılmadan kaydedilebilirse elektronik hile kesinlikle önlenir. Çünkü elektronik hile yapılırsa sandık sonucu ile YSK bilgisayarındaki rakamlar birbirini tutmaz ve oyun ortaya çıkar.
Ciddiyet gerek
Aslında önerdiğim yöntem bilinen bir yöntem. Partilere sorarsanız her seçimde bunu yapıyorlar zaten, ama öyle değil. 2007 seçimlerinden sonra örneğin CHP’de kimse kendi sandığı ile YSK bilgisayarındaki sonucu karşılaştırma gereğini duymadı. İş işten geçtikten sonra hile yapıldığını söylemenin de bir anlamı yok.
Şimdiden eğitim
Bugün bir çırpıda ülke çapında 140 bin gönüllü bulacak kadar kitleye sahip iki parti var. CHP ve MHP. Bu iki partide bu konuyu gerçekten ciddiye almalı ve çalışmalara şimdiden başlamalı. Kimlerin sandık başında olacağı, kimlerin sayımı izleyeceği, kimlerin bu verileri toplayacağı şimdiden belirlenmeli ve eğitilmeye başlanmalı.
Sonra üzülmek yok
Şimdi ben bunları yazınca, parti yöneticileri “Tabii ki biliyoruz, böyle yapacağız” diyebilirler. Ancak şu da bir gerçek ki, sandık başında duranlar, kesin sonuçlar alınıncaya kadar ayrılmayanlar sadece AKP’liler. Kimse darılmasın ama CHP ve MHP bu konuda bugüne kadar hiç de iyi sınav vermedi. Ama bu kez işi baştan ve sıkı tutmak zorundalar.
Hepinize iyi haftalar dilerim...