![]() |
AYŞE ÖNAL/HÜRRİYET Hayatımda ilk defa bir seçim otobüsünün içindeyim. YAZININ DEVAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTE: http://e-gazete.hurriyet.com.tr/egazetenews.aspx?id=15613012&tarih=2010-08-23
En önde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
Ayakta.
Ne emniyet kemeri ne başka bir önlem.
Ani bir frende dışarı fırlar, Allah korusun.
Aklım çıkıyor.
Ama benden başka buna takan yok.
¡
Trakya’ya gidiyoruz.
İlk durak Kırklareli, sonra Babaeski, sonra Lüleburgaz...
Seçim otobüsü, belediye otobüsü gibi maşallah, her durakta, o ilin ve ilçenin başkanları, milletvekilleri ekleniyor.
Gittikçe kalabalıklaşıyoruz.
Ama herkesin yüzü gülüyor.
Bir bayramlaşma havası.
Birinci ağır top Kemal Kılıçdaroğlu, Önder Sav otobüsün ikinci ağır topu. Sonra Gürsel Tekin ve Hakkı Süha Okay...
Kemal Kılıçdaroğlu, şimdiye kadar gördüğüm en sahici, en duyarlı insanlardan biri.
Ve empati yeteneği tavan yapmış durumda.
Otobüsün içinde ayakta dururken, görüş alanına giren herkese ama herkese balkonlardan sarkanlara, otobüsün peşinden koşanlara, yolu kesenlere sesleniyor, selam veriyor, gülümsüyor, bir şekilde ilişki kuruyor.
Küsmesin diye elini uzatan herkese dokunuyor.
Onu korumak isteyen polislere aldırmadan, otobüsten fırlayıp gidiyor, özellikle çocuklulara, yaşlı teyzelere sarılıyor...
Bir saat değil, iki saat değil, bütün gün yaptı.
Şaşırdım.
Kırklarleli’nde, Babaeski’de, Lüleburgaz’da mitinglerdeki gençlerin ve kadınların çokluğunu görünce de şaşırdım.
Hani CHP, yaşlıların partisiydi?
Yoksa, gerçekten de büyük bir değişim mi gerçekleşiyor?