Ergenekon davasında Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olaylarının aydınlatılması amacıyla tanıkların dinlenmesine devam ediliyor.

Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların Osman Yıldırım’a verildiği iddia edilen Ataşehir’deki evin sahibi tanık Recep Özkan’a Savcı Mehmet Ali Pekgüzel "Alparslan Arslan ifadesinde size domuza başörtüsü karikatürü çizen ’Turhan Selçuk’u öldürelim’ dediğini, sizin ise ’öldürmeyelim’ dediğinizi anlatmış. Doğru mu" diye sordu.
Soruyu "Alparslan dediyse doğrudur" diye cevaplayan Özkan, Danıştay saldırısından bir gün önce 16 Mayıs 2006’da Arslan’ın kendisini aradığını, sesinin tedirgin olduğunu söyledi.

Özkan, Savcı Nihat Taşkın’ın soruları üzerine "Salih Kurter’e iki kez gittim. İlk kez Arslan ile de gitmiş olabilirim, hatırlamıyorum. Psikolojim bozuktu, onun için gittim. Ama pozitif enerji almadım." diye konuştu.
Recep Özkan, sorular üzerine Danıştay saldırısından sonra ilk verdiği ifadede "Ataşehir’deki evinde Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Kuddusi Okkır’ın da olduğu 15 kadar kişinin toplantı yaptığına" ilişkin soru sorulmadığını söyledi. Ataşehir’deki evinde böyle bir toplantı olmadığını ileri süren Özkan, daha sonra polislerce evinde inceleme yapıldığında kendisinin Trabzon’da olduğunu söyledi.

Tutuklu sanık Muzaffer Tekin, polisin Danıştay saldırısını Ergenekon sanıklarının üzerine atmaya çalıştığını ifade ederek, "Başbakan her konuşmasında Ergenekon terör örgütü diyor. Niye suç duyurusunda bulunmuyorsunuz? Bize terörist diyen şerefsizdir" diye bağırdı. Salonu izleyicilerin bu sözleri alkışlaması üzerine Başkan Özese uyardı. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek "Çok doğru konuşuyor" diye Tekin’e destek verdi.

Tutuklu Sanık Oktay Yıldırım ise Danıştay dosyası sanığa Erhan Timuroğlu’na "Ankara’ya giderken kaç kişiydiniz?" diye sordu. Timuroğlu’nun; "Ben, Alparslan Arslan, Osman Yıldırım ve İsmail Sağır ile" diye yanıtladı. Oktay Yıldırım, sanık Osman Yıldırım’ın "Gizli Tanık 9" olduğunu ima ederek "Ankara’da giderken birilerinin kucağına oturmaya meraklı bir herif varmış" dedi. Ümraniye’deki bombaların sahibi olmakla suçlanan Oktay Yıldırım, Danıştay dosyası sanığı Osman Yıldırım’ın gizli tanık 9 olduğunu ima ederek "Ankara’ya giderken arabada birilerinin kucağına oturmaya meraklı bir herif varmış" dedi. Osman Yıldırım’ın "Oktay Yıldırım, Muzaffer Tekin gibi şerefsizler" sözleri üzerine Başkan Özese salondan dışarı çıkarılmasını istedi. Osman Yıldırım, salondan çıkarılırken Oktay Yıldırım, bağırarak Osman Yıldırım’ın üzerine yürüdü. Osman Yıldırım’ın Oktay Yıldırım’a atmak istediği mikrofon jandarma erinin kafasına çarparak parçalandı.

Bir Osman Yıldırım’ın ifadeleriyle davanın bu duruma getirildiğini savunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, "Şu gelinen safhada çok üzüldüm. Türk adaleti bu duruma düşmemeliydi. Türk adaletinin bu duruma düşmesi beni üzüyor." diye konuştu.

Daha sonra avukatının gelmesi nedeniyle tarikat şeyhi olduğu ileri sürülen ve Alparslan Arslan’ı azmettirmekle suçlanan Salih Kurter, savunması alınmak üzere kürsüye çağrıldı. Bir infaz memuru ve mübaşirin yardımıyla kürsüye yürüyen Salih Kurter kimlik tespiti sırasında "1340, 1924 doğumluyum. 36 sene İETT’de çalıştım. Emekli olalı 20 sene oldu" ifadesini kullandı.

Hakim Özese’nin "savunma yapmaya hazır mısınız" sözleri üzerine 40 yıldır talebe okuttuğunu belirten Kurter, "Avukat Süleyman Esen, 6 yıldır bana geliyor, gece 12’ye kadar hizmet ediyor. Süleyman bana Alparslan’ı getirdi. Bir kız sevmiş, Almanya’ya gidince oynatmış. Bir gün ’Ben Irak’a gideceğim’ dedi. Ben de ’ne şehittir ne gazi...’ dedim. Bana para vermek istedi. Ben ’fakirlerden ve orta hallilerden para almam. Zenginlerden de istemem ama veren olursa kabul ederim. Alparslan da 3 milyar verdi. O parayla da televizyon alıp getirdi." şeklinde konuştu.
Alparslan Arslan’ın kendisine 5 ay kadar gelip gittiğini anlatan Kurter, "Danıştay olayından 1 hafta kadar önce geldi yere oturdu. ’Ben Ankara’ya gideyim mi’ diye sordu. Ertesi gün de kendi adını sordu. Ben de arkadaşlarına ’Bakın buna mukayyet olun, delirmiş’ dedim. Yani Alparslan delirmiş. 12 senelik bir avukat, yakalanacağı bildiği bir yerde adam vurur mu? Buna şimdi rapor vermiyorlar. Verirlerse bırakmak zorundalar. Ancak ortada ölen birisi var." dedi.

Alparslan Arslan ile Süleyman Esen’in babalarının, oğullarının başına gelenlerle ilgili olarak kendisini suçladığını ve öldürmek istediklerini öne süren Kurter, "Şimdi anladılar artık. Ben dini şeyler konuşurum. İslamda adam öldürmek yoktur.Cumhuriyet’e atılan bombaları duysaydım, bunu kabul etmezdim. Ben vaizim, beni Gültepe, Seyrantepe, Beşiktaş’ta herkes tanır." diye konuştu.