![]() |
Kart, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Vakıfbankta çalışan ve bankaya atananlarla ilgili usulsüzlük yapıldığı iddialarını gündeme getirdi.
Kart, Vakfbank'ın AKP’nin çiftliği haline geldiğini öne sürerek, bazı isimlerin bankaya nasıl girdiğini ve ne şekilde istihdam edildiğini gündeme taşıdı.
Kart, bankada düz memur olarak görev yapan ve 2000 yılında emekli olduktan sonra, 2003 yılında ise bankanın yönetim kurulu üyeliğine getirilen ancak 4 yıl sonra, yüksek lisansı olmadığı anlaşılınca görevden alınan Selahattin Toraman ve Ömer Elmas’ın 2010 yılında yeniden yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini iddia etti.
Toraman’ın TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından korunduğunu, Ömer Elmas’ın ise Başbakan Erdoğan’ın oğlunun okuldan arkadaşı olduğunu söyleyen Kart, bazı iddiaları ise şöyle sıraladı:
“AKP İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu’nun kardeşinin eşi Ayşegül Aksu; Vakfbank Genel Müdürlür Halkla İlişkiler Müdürlüğünden emekli olup, halen banka iştiraki olan Vakıf Ekspertiz İstanbul pazarlama müdürü olarak 2003 yılından bu yana çalışmakta mıdır? Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan’ın ağabeyi Mahbup Arslan 12 Eylül 1980 öncesi kısa süreli olarak bankanın insan kaynaklarında çalıştıktan sonra halen bankanın Ekspertiz Ankara’da yüksek ücretle çalışmakta ve ayrıca bankanın başka bir şubesinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmakta mıdır? 22. Dönem AKP milletvekili İsmail Alptekin halen Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi midir? TBMM Başkanı Şahin’in yeğeni olan Özel Kalem Müdiresi olarak görev yapan Aygün Denli’nin kız kardeşi ve de Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmakta mıdır? Cumhurbaşkanı’nın ikiz olan 2 erkek yeğeninden bir tanesi geçen ay Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı olmuş mudur?"
Kart, Devlet bankası olan Vakıflar Bankası'nı çiftlik gibi kullandıklarını öne sürerek, “Başbakan Erdoğan’ın damadının bulunduğu şirkete, bankanın mevduat dengesini bozmak pahasına usulsüz olarak 375 milyon dolar kredi veren bir banka. Bu tablonun üstüne Vakfbank’ın, Deniz Feneri yolsuzluğundaki kilit rolünü ayrıca hatırlatıyoruz” dedi.
-ÖSYM GERÇEĞİ-
ÖSYM’de yaşanan kopya skandalına da değinen Atilla Kart, asıl sorunun esasının farklı olduğunu dile getirerek şöyle dedi:
“Sanki ÖSYM merkezli sınavlarda başka bir sorun yokmuş gibi bir karartma ve bilgi kirliliğinin yaratıldığını görüyoruz Oysa sorunun esası şudur; Polis Okulu sınavlarından başlayarak blok halde belli merkezlere soru sızdırılması hadisesi söz konusudur. Bu yolla üniversiteye hazırlık dersanelerine de bilgi ve soru sızdırıldığı bilinmektedir. Bu yönüyle, soruların hazırlanması ve sınav öncesinde yapılan bir servisin yapıldığı iddiası ve bunu doğrulayan bulgular söz konusudur."(ANKA)