![]() |
Prof. Dr. Sencer Ayata’nın başkanlığını yaptığı BYKP’nin hazırladığı taslak çalışmanın önceki gün yapılan MYK toplantısında Kılıçdaroğlu’na sunulduğu ve toplantıda konuyla ilgili genel bir değerlendirmenin yapıldığı öğrenildi. Başbakan kabul edilemez Kamuda olmaz Arınç: Açıklamaları olumlu TÜRBAN SORUNU WALL STREET JOURNAL’DA Öğretim üyesine tehdit
Bu konuda atılacak adım öncesinde özellikle hükümetin izleyeceği yolun beklenmesi ve Ak Parti kanadından yapılacak değerlendirmelerin görülmesi gerektiği belirtildi. Milliyet’in edindiği bilgilere göre CHP’de, türban sorununun çözümü konusundaki çalışmanın ana eksenini de oluşturan saptamalar şöyle:
* Türban sorunu, öğrencilerin üniversitede okuyabilmesiyle ilgili bir sorundur. Bu nedenle dini bir sorun olmaktan çok bireysel hak ve özgürlükler kapsamında ele alınmalıdır.
Bu kapsamda türbanlı öğrencilerin üniversitede okuyabilmeleri önündeki engeller, sağlanacak bir toplumsal mutabakatla kaldırılmalıdır.
* Eğer yüksek öğrenimde türban bir engelse biz üniversitelerde özgürlük bağlamında bu engelin olmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Şu anda zaten fiilen Türkiye’deki mevcut üniversitelerin yarısından fazlasında bu yasak uygulanmıyor.
* Çok daha genel bakıldığında; anayasa değişikliği ile YÖK’ün kaldırılması ve üniversitelerin akademik, idari, mali açıdan özerk hale getirilmesi gerekiyor.
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, sorunu dini sınırlar içerisinde ele alarak ‘Diyanet’e soralım’ söylemiyle türbanı namaz ile eşdeğerde görmesi ve Marmara Üniversitesi’nde yaptığı inanç grupları değerlendirmesi kabul edilemez. İnanç temelinde ele alınması durumunda sorunun çıkmaza girme ihtimali bulunuyor.
* Önce Başbakan’ın bu sorunun çözümünde kafa karışıklığından kurtulması lazım. Sorun şu anda üniversitelerde öğrenim gören kızların türbanla üniversiteye girememesidir. Başbakan’ın türbanı okul öncesi ve ilköğretim için de isteyip istemediğini açıklaması lazım.
Buraları kapsayacak şekilde, türban kullanılmasına onay veren bir yaklaşımı benimsediklerini beyan etmeleri halinde, müzakerenin anlamı olmaz.
* Yargı kararları, hukuk tanımlamaları dikkate alınmalı. Bu konuda hem AİHM’nin hem de Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın kararları var. Hukuktaki bütünlük uyarınca bu kararlarla diğer yasal düzenlemelerin çelişmemesi lazım.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemlerde türban konusundaki söylemini çok olumlu bulduğunu belirtti. Parti içinde türban eleştirileriyle karşılaşan Kılıçdaroğlu’na kararlı olması gerektiği mesajı veren Arınç, “Liderlik ön plandadır” dedi. Arınç, türban sorununun çözümü için anayasa değişikliğine ihtiyaç olmadığını belirtti. Türban için geçmişte alınan “dini inanç sebebiyle baş örtülebilir” kararının Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiğini anımsatan Arınç, bu kararı haklı bulduğunu söyledi.
‘Türkiye bu sorunu sessizce çözüyor’
Türkiye’de son günlerde hararetli tartışmalara neden olan türban sorunu, Wall Street Journal’da bir haber analizine konu oldu. ABD’li gazete, türbana ilişkin son gelişmeleri değerlendirirken, “Türkiye, ülkedeki acı ayrışmaların bir sembolü haline gelen ve iki yıl önce adeta hükümeti devirecek gibi olan bir sorunu sessizce çözüyor” diye yazdı.
Gazete şu görüşleri ortaya koydu::
“Türkiye’deki üniversitelerde 1997 yılından sonra sıkı bir biçimde uygulatılan fiili türban yasağı ülkenin sözde kültür savaşında tılsımlı bir konu haline geldi. Bazı akademisyenler dahil, laikler, yasağa, Türkiye’nin laik yasalarının herhangi bir biçimde sulandırılmasının ülkenin İslamlaşmasına kapıyı açacağı korkusuyla destek veriyor. Dindar muhafazakarlar ve birçok liberal ise, kuralın Avrupa Birliği’ne katılma müzakerelerini sürdüren bir ülkede tolere edilmemesi gereken bireysel hakların bir ihlali olduğunu söylüyorlar. Kökleri siyasi İslam’da olan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi de, yasağı kaldırmak için uzun bir süreden beri çaba gösteriyor.”
Wall Street Journal, CHP’nin, yasağın kaldırılması yönündeki yaklaşımını “Burada gücün nasıl kaymakta olduğunun bir işareti” olarak değerlendirdiği haberinde buna karşın CHP’nin, izin verilecek başörtüsünün stiline “sınır getirmek” istediğini söylediğini kaydetti.
Geçen Kasım ayında şapka giyen bir öğrenciyi sınıftan çıkartan öğretim üyesi Bekir Kocazeybek’in de, gerekçelerine ilişkin konuşmayı reddettiğini belirten WSJ, üniversitedeki odasından konuşan Kocazeybek’in, aralarında “kendisi ve İzmirli atalarına küfreden” bir mesaj olmak üzere aldığı posta mesajlarını gösterirken ölüm dahil birçok tehdit aldığını söylediğini aktardı.