![]() |
"Ne yazık ki siyaset, bütün haşmetiyle Türk yargısına tebelleş olmuştur. Ülkemizde 'bağımsız yargı' idealine ulaşma koşullarının yaratıldığından söz edebilmek olanaklı değildir. Rejimi devirip, arzu ettikleri yönetim sistemini adım adım gerçekleştirmeyi kendilerine amaç ve ilke edinen bazı çevreler, son hamlelerini yapmak, yargıyı bütünü ile ele geçirmek ve Cumhuriyetimizi mat etmek üzeredirler" dedi.
Referandumdan önce Facebook'taki kişisel sayfasında yayınladığı yazısıyla dikkat çeken, 'kolu kanadı kırılmış bağımlı ve cüce yargının mensubu olarak siyasi iktidarların robotu haline getirilmek istendiğini' ifade eden Çetin Canbazoğlu, önceki gün kişisel sayfasında yayınladığı yazıda HSYK seçimlerini eleştirdi. HSYK'ya aday olan hakim ve savcıların asli görevlerini bir kenara bırakarak oy kapmanın peşine ve telaşına düştüklerini belirten Canbazoğlu, yazısında şu ifadelere yer verdi:
"17 Ekim tarihinde adli ve idari yargı hakim ve cumhuriyet savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği için yapılacak seçimlerde adaylığını açıklayan kimi hakim ve cumhuriyet savcıları (kuşkusuz hepsi değil), ne yazık ki asli görevlerini bir kenara bırakmış ve adliyelerde kapı kapı dolaşmak suretiyle oy kapmanın peşine ve telaşına düşmüştür. Yakın bir gelecekte, meydanlarda ateşli nutuklar atan, seçmenlerine broşür, el ilanı, hediye ve eşantiyon dağıtan, flama ve poster asıp, billboard kiralayan, cadde ve sokaklarda tantanalı konvoy geçişleri düzenleyen HSYK üyesi adayı hakim ve savcılar görüldüğünde şaşırmamalıdır! Ne yazık ki siyaset, bütün haşmetiyle Türk yargısına tebelleş olmuştur! Şüphesiz, siyasi ayak oyunları sergilemenin kaçınılmaz olduğu bu süreçte, ülkemizde 'bağımsız yargı' idealine ulaşma koşullarının yaratıldığından söz edebilmek olanaklı değildir. Rejimi devirip, arzu ettikleri yönetim sistemini adım adım gerçekleştirmeyi kendilerine amaç ve ilke edinen bazı çevreler, son hamlelerini yapmak, yargıyı bütünü ile ele geçirmek ve Cumhuriyetimizi mat etmek üzeredirler! Bu ahvalde, 'daha elim ve daha vahim olmak üzere', yargı mensuplarının nerede ise tamamına yakın bölümü, siyasetin yargı erkine bulaşmış olmasına ve HSYK'na atılan yeni formatın, bağımsız yargının özgür ve aydınlık geleceği önünde adeta bir 'takoz rolü' oynamasına sessiz kalmayı tercih etmektedirler! Oysa, yargıda yaşanan kaygı verici bu gelişmeler, sadece hakim ve savcıları değil, yargının adil, tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini savunan vicdan sahibi her insanı tavır almaya zorlamaktadır."
DÖRT GRUBA BÖLÜNME
Bir süreden beri kamuoyunda, yargıda yaşanan sorunların giderek kanayan bir yara haline geldiği endişesinin hakim olduğunu ifade eden Canbazoğlu, yazısına şöyle devam etti:
"Bu olgunun doğal bir sonucu olarak, HSYK üyeliğine adaylığını açıklayan 167 adli yargı hakim ve cumhuriyet savcısı arasında, sürecin başından bu yana, ayrışmalar ve bloklaşmalar meydana gelmiştir. Anılan 167 adli yargı hakim ve cumhuriyet savcısı, kendi aralarında resmi olmasa da gayri resmi bir biçimde 'Bakanlıkçılar', 'Yarsavcılar', 'Demokratik Yargı'cılar' ve 'Bağımsızlar' olmak üzere dört gruba ayrılmışlardır. 'Bağımsızlar' dışında her bir grubun elinde, daha şimdiden, adli yargı hakim-savcılarının seçecekleri (yedi asıl, dört yedek olmak üzere) onbir kişilik aday listeleri oluşmuş ve bu listeler gayrı resmi yollarla ve en azından kulaktan kulağa bütün teşkilata ulaştırılmış bulunmaktadır. Geriye kalan ve herhangi bir blokta yer almayan 134 bağımsız adayın kanaatimce seçilebilme şansı yok denecek kadar azdır! Çünkü, bazı gruplar, kendi aday listesindeki isimlere blok halinde oy verilmesini istemekte; hakim ve savcılardan oluşan seçmen kitlesine oyların bölünmemesi/ziyan olmaması için illegal yollardan, bağımsız adaylara 'oy verilmemesi' yönünde telkin ve tavsiyelerde bulunmaktadır. Başka bir deyişle, HSYK üyeliği seçiminde 'adaylar' değil, 'listeler' yarışmakta ve iyi organize olup, blok oyları garantileyen kesim, seçimi kazanma şansını arttırmaktadır. Bu yarışta, özellikle, üçüncü, dördüncü ve beşinci bölgelerde görev yapan ve sayıca üstün olan hakim-savcı seçmenlerin, bakanlık listesinden yana oy kullanma ihtimallerinin daha yüksek oluşu nazara alındığında, anılan listesin 'blok halinde' seçimi kazanacağını şimdiden iddia etmek, kehanet sayılmamalıdır. Evet! Siyaset, bütün görkemiyle Türk yargısına musallat olmuştur!"
Canbazoğlu yazısının sonunda amacının, yargısal sorunların tespitine yönelik kişisel kaygı ve düşüncelerini, eleştirel bir yöntemle kamuoyu ile paylaşmak olduğunu ifade etti.
16/10/2010