![]() |
Bahçeli, parti teşkilatlarına gönderdiği genelgede, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla "Türkiye’nin çok tehlikeli ve sonuçları her bakımdan ağır olacak bir uçuruma doğru hızla ilerlediğini" öne sürerek, "Gün geçtikçe vahim boyut kazanan ve düne göre daha da içler acısı bir içeriğe bürünen hazin bir Türkiye manzarası, üzerinde hepimizin ittifak ettiği bir kara tablo olarak karşımızdadır" ifadesini kullandı.
Dağınıklık, düzensizlik, adaletsizlik ve asayişsizliğin her tarafı
sardığını ve beka düzeyindeki sorunların yoğunlaşmasına neden olduğunu iddia eden Bahçeli, "Millet fertlerinin kafalarında belirginleşen ’biz ve öteki’ şablonu gittikçe keskinleşmekte, çatışma ve kavga riski gün geçtikçe kuvvetlenmektedir.
AKP hükümetinin dışarıdan güdümlü olarak imal ettiği sözde demokratik açılım projesi, milletimizin bin yıllık kardeşliğini ve beraberliğini yıkmak için fırsat kollayan mihraklara üreyecekleri derin ve geniş bir alan açmıştır. Barıştan, insan haklarından, özgürlükten ve adaletten bahsederek ellerinden kan damlayan
bölücü mihraklar, yıkım projesinin kendilerine sunduğu iğrenç imkanları sonuna kadar kullanmaya başlamışlar ve cinayetlerine her ortamda devam etmişlerdir" değerlendirmesinde bulundu.
Dumlupınar Üniversitesi öğrencisi Hasan Şimşek’in hayatını kaybettiği olayı "insanlık dışı" olarak niteleyen Bahçeli, bu hadisenin Türkiye’nin nereye sürüklendiğinin apaçık bir göstergesi olduğunu belirtti. "Ülkücü öğrencimiz, dağdaki eşkıyanın üniversitedeki uzantısı olan katiller tarafından hunharca katledilmiştir" diyen Bahçeli, Şimşek’e rahmet, ailesine, yakınlarına MHP’lilere ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Söz konusu olayın, "Türkiye’nin daha fazla özgürlük ve ileri demokrasi sözleriyle geldiği kanlı tablonun son örneğini teşkil ettiğini" ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Eğer yıkım projesinin sürdürülmesinde daha fazla ısrar edilirse bölücü hainler tarafından sistematik ve planlı seri cinayetler her tarafa sıçratılacak ve kanlı bir iç hesaplaşmanın kapıları ardına kadar aralanacaktır. Üstelik AKP ile PKK arasında süren müzakere ve mütareke süreci canileri aklayacak,
siyasallaşmalarının önünü açacak ve İmralı canisinin salıverilmesinin şartlarını teker teker olgunlaştıracaktır. Geldiğimiz bugünkü aşamada hükümet, PKK’ya teslim
olmuş; millet ve devlet hayatımızda neden olduğu tahribatın karşılığını da dışarından övücü sözlerle almıştır. AKP, Türk milletinin birliğine şarlatan bir demokrasi zihniyetiyle tuzak kurmuş, taşlar bağlanmış ve katiller maalesef başıboş bırakılmıştır.
Farklılıkların hatırlatılması, etnik kimliklerin umutlandırılması,
bölücülerin cesaretlendirilmesi Türkiye’yi süratli bir şekilde kardeş kavgasının çekim alanına sokmuştur. Nitekim dizginlerinden boşalan kutuplaşma eğilimleri, milletimizin bir arada yaşama hedefine darbe üstüne darbe vurmakta, öfke, kin ve tahammülsüzlük toplumsal yapıyı etki ve tesir altına almaktadır. İhanetin kılavuzluğunu yaptığı, iktidarın sahiplendiği sözde demokratikleşme hezeyanları, toplumsal yapıda artan gerginlikten ve yayılan etnik tahrikten dolayı birikmiş olan ayrılıkçı fay hatlarını çatırdatmaya ve çatlatmaya başlamıştır." 13 kasım 2010