İşte konuşmasından satırbaşları;

Uğur Mumcu'nun kalemini kırdılar. O gazetecilikte çığır açan bir kalemdi. Araştırmacı gazeteciliği başlatan kalemdi.

BEREKETSİZ DEMİŞTİM

Bunlar kul hakkını savunmayı bırakıp kul hakkı yemeye başladılar. Erzurum'da kış olimpiyatları var. Caddede gezerken bir taksi şoförü geldi. Benim taksiyle yolcuyu burdan alıp Palandöken'e götürmek yasak. Gelirleri artmamış. Kar yağışı olmadı diye bunlar bereketsiz demiştim, kar yağmıyor. İnanın bana bir kez daha söylüyorum AKP bereketsiz bir partidir. AKP'nin bereketi yolsuzluğudur. Sadece yoksulluğu getiren bir parti. Bunların bereketi yok. Vatandaş sandığa giderken bunların bereketsiz olduğunu unutmamalı.

Denizli'ye gittik. Orada da 4 olan icra daireleri sayısı 9 olmuş. Gittiğimiz yerlerde ticaret ve sanayi odalarını ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyoruz. Diyoruz ki CHP hakkında ne öğrenmek istiyorsanız bize sorun diyoruz. Soru sormak konusunda sınırlama getirmiyoruz.

Denizli'de bir adam 1 trilyon nerede diye bana sordu. Başbakan cevabını vermedi diyor. Sen başbakansın o bandı al evinde izle. Cevap vermiş miyim vermemiş miyim? Aynı sorular Başbakan'a sorulsaydı başbakan, Ajan, ajan provakatör, densiz, şerefsiz, alçak diye sıralamıştır.

Ama ben sorusunu sormasını sağladım. AKP ile aramızdaki fark var. Bi tek isteğimiz var, soru sorduktan sonra bizi dinlesin.

Bazı gazeteler Elazığ'daki yolsuzluk iddialarını gündeme getirdi. Bu nasıl çıktı biliyor musunuz? Temiz bir AKP'li adam, itiraz ediyor. Ama dövülüyor ve hastaneye kaldırılıyor. Kendi partisinden biri yolsuzluk var diyor. Başbakan dinle bu adamı, eğer dinlemezsen bu yolsuzlukların ortağı Recep Tayyip Erdoğan'dır diyeceğiz. Elazığ'da 56 pikap için yaklaşık 1 milyon dolar. Satın almıyor ama kiralıyor. Başbakan bana kaynak soruyor, devletin kaynakları çar çur edilirken bana kaynak soramazsın. Bu belediye başkanı hakkında soruşturulma açılması için AKP'li bakan izin vermedi. Ahlaklı bakan, güzel bakan niye izin vermiyor?

Kayseri dosyası, sonuna kadar gideceğiz. Adam el defteriyle yazmış kimden hangi tarihten ne almış diye. Ve sen dosyayı kapattıktan sonra eşini belediyede işe sokan adamsın. O koltukta oturamazsın.

VEKİLLERİN HİZBULLAH'IN DERNEĞİNE GİTTİ Mİ GİTMEDİ Mİ?

Bu ülke terörden çok çekti. Gazilerimize yeteri kadar sahip çıkmadık. Terör şiddet demektir, insanlık suçudur. Silahla sonuç almaya çalışır. Demokrasilerde terörün yeri yoktur.

Bakınız öteden beri teröre hep karşı çıktık. PKK terörüne de Hizbullah terörüne çıktık. Ben bunlar Hizbullah ile Doğu ve Güneydoğu'da kol kola gidiyorlar böyle bir izlenim var dedim, kendine yakışır bir şekilde cevap verdi. Kendisinin ruh halini beğenmiyorum en kısa zamanda hastaneye gitsin dedim. İnançlı adam küfür eder mi, müslüman adam küfür eder mi, ahlaklı adam küfür eder mi?

Başbakan'a soruyorum: Senin milletvekillerin Batman'da Hizbullahın derneğine gittiler mi gitmediler mi? Şimdi polis o gidilen dernekleri basıyor. O kaçanları kim bıraktı, niye bulamıyorsun sen? Sen yine küfredeceksin ama bu millet kimin doğru söylediğini iyi biliyor.

Başbakan Hizbullah'a neden terör örgütü demiyor. Domuz bağıyla bağlayıp öldürüp üstünde yemek yiyen insan nasıl Müslüman olur? Ne kadar uğraşırsan uğraş Sayın Başbakan senin maskeni indireceğim.

Kılıçdaroğlu, bazı "Ergenekon" tutuklularının milletvekili adayı gösterileceği tartışmaları konusunda "Öyle bir şey yok" dedi.

BALBAY VE ÖZKAN İÇİN NET KONUŞTU

Partisinin grup toplantısının ardından, soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "CHP’nin sorunlara sağlıklı bakan ve sağlıklı çözümler üreten bir parti
olduğunu" ifade etti. Teröre karşı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizi eleştirenler olabilir, eleştirilerin tümünü de saygıyla karşılıyoruz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce kendisine karşı açtığı iki tazminat davasını kazandığının belirtilmesi üzerine, Kılıçdaroğlu, "Kazanabilir.
Daha bakalım" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Hakikatler Komisyonu kurulması konusunun CHP içinde tartışma yaratıp yaratmadığına’ ilişkin soru üzerine şunları söyledi:

"Hayır. Faili meçhullerin aydınlatılmasını istiyoruz. Yani bu ülkede demokrasi varsa faili meçhullerin üzerine gideceksiniz. Parlamentoda kaç sefer
önerge verdik ’faili meçhuller aydınlatılsın’ diye. Ölen insanlar bizim insanlarımız değil mi? Eğer birileri faili meçhule gitti diye sessiz kalırsanız,
gerçeklerin ortaya çıkmasını istemezseniz, bu mücadeleyi vermezseniz doğru olur mu? Faili meçhul ister sağcı, ister solcu olsun geçmişte de oldu, günümüzde de
var. Demokrasiyi güçlendirmek, hukuku egemen kılmak istiyorsak faili meçhullere karşı mücadele etmek lazım. Biz, faili meçhullerin faillerinin ortaya
çıkarılmasını, bununla ilgili çaba harcanmasını istiyoruz. Bunu her yerde her zaman söyledik."

Kılıçdaroğlu, bazı "Ergenekon" tutuklularının milletvekili adayı gösterilmesi ilgili tartışmalar konusunda ise "Öyle bir şey yok" dedi.
25 ocak 2011