![]() |
STRATEJİ BELİRLEDİK: Deniz Kuvvetleri’nde görevli tümamiral ve kurmay albayların avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, bu davayı bir an önce bitireceklerini belirterek, “Duruşmalarda savunma yapmayı düşünüyoruz. Davaya bakan arkadaşlarımızla aramızda bir strateji belirledik. Bu doğrultuda harekat edeceğiz” dedi.
İKİ SEÇENEĞİMİZ VAR: Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Avukatı Celal Ülgen ise, Balyoz davasının 14 Mart 2011’de görülecek davasında savunma yapıp yapmayacaklarına ilişkin önümüzdeki hafta karar vereceklerini söyledi. Ülgen genel eğilimin iki seçenek konusunda yoğunlaştığını belirterek, “Bu eğilimlerden birisi tamamen davaya girmemek. İkincisi ise bütün aksaklıkları belirterek Türkiye’de yargının siyasallaştığını ve bağımsızlığını kaybettiğini söyleyerek savunmayı buna rağmen yapmak.”
AVUKAT MEVZİYİ TERK ETMEZ: Emekli Kurmay Albay Bülent Tunçay’ın avukatı Ali Rıza Dizdar da, avukatların savunma yapmaması gibi bir durumun olamayacağını söyledi. Dizdar, avukatların ancak müvekkilleriyle konuşarak hangi temel esaslar hususunda savunma yapacaklarını karalaştırabileceklerini belirtti. Avukatın mevzi terk etmesi hiç bir zaman söz konusu olamayacağını belirten Dizdar, “Bu davanın bir an önce bitirilmesinin çaresinin aranması gerekir. Çünkü etrafta herkes tarafından yapılması kolay kağıt parçaları delil olarak dolaştırılıyor. Orijinal bir belge varsa iddia makamı bunu ortaya koymalıydı” dedi.
BARO: HUKUKA VE ÜLKEYE BALYOZ: İstanbul Barosu Başkanlığı da son gelişmelere ilişkin ‘Hukuka ve ülkeye Balyoz’ başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı: “Makul bir iddia ve isnada dayalı olarak herkes elbette ki yargılanacaktır. Bununla birlikte tutuklama istisnai olarak başvurulması gereken bir yargılama önlemi olup, bir ceza yargılamasının olmazsa olmaz bir parçası da değildir. Aslolan tutuksuz yargılanma olduğu gibi tutuklamada zorunluluk ve somut gerekçe bulunması şarttır. Tutuklama, savcı ve hakimlere verilmiş, içeriğini istedikleri gibi doldurup kullanacakları bir açık çek değildir. Gölcük’te bulunan delillerin üretilmiş bir delil olup olmadığı ciddi kuşkusu ortada iken, tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu ileri sürmek ve kaçma ya da delilleri karartma şüphesini gösteren somut olguların varlığı ve bunun somut gerekçelerine dayanmak inandırıcı değildir.” 16/02/2011