![]() |
Ergin, AK Parti Hatay İl Teşkilatında partililerle bayramlaşma öncesi gazetecilerin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Feneri e.V davasına ilişkin açıklamalarına yönelik sorularını yanıtladı. Soruşturma yapan savcıların görevinin değiştirildiğini ifade eden Ergin, şöyle devam etti: "Başka iki tane yeni savcı Ankara Başsavcılığı tarafından görevlendirilmiştir. Tabi burada sorulması gereken sorular şunlardır; Bu değişikliği nedeni, niçin yapılmıştır? Soruşturmaya muhatap olan kişilerin -"BU SORULARIN CEVABININ BULUNMASI GEREKİYOR"- Bakan Ergin, cevabı verilmesi gereken sorular olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Gerçekten Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu bir karar üzerinde soruşturma savcıları oynama yapmışlar mıdır? Bir değişikliğe gitmişler Ama, savcılık makamı ortaya çıkan son tabloya göre, reddedilen bu tedbir taleplerini ret edilmemiş gibi addederek bunlar üzerinden işlem yapmışlar ve -"ADALET BAKANI ANAYASA GERİĞİ KONUNUN İÇİNDEDİR"- Kemal Kılıçdaroğlu’nun, "Sayın Başbakan ve Adalet Bakanı bu soruşturmaya burunlarını niçin sokmuşlardır" gibi bir sorusu olduğunu hatırlatan Ergin, şunları söyledi: "Adalet Bakanı, Anayasa gereği soruşturma kararına onay veren makamdır ve müdahalesi bununla sınırlıdır. Sayın Başbakanımızın en ufak bir dahli söz Soruşturulan kişilerin kendilerinin bilmediği, delil ve iddialar soruşturmaya muhatap olan kişilerin avukatlarından saklanan belgeleri ve dosya -"DOSYA İÇERİĞİ KILIÇDAROĞLU’NU SERVİS Mİ YAPILDI?- "Bu dosya içerisinden sayın Kılıçdaroğlu’na servis mi yapılmaktadır, yoksa gerçekten Kılıçdaroğlu, bu dosyanın içeriğini bilmemekle beraber kamuoyu "Tüm bunların araştırılması gerektiğini ve yargının soruşturma, kovuşturma aşamasının müdahil olmayın diye eleştiri yapan sayın Kılıçdaroğlu’na, -"KILIÇDAROĞLU BİR BAŞKA KONUYU PERDELEMEK İSTEMİŞTİR" Kılıçdaroğlu’nun basın açıklaması yaptığı toplantıda soru almadan "Çünkü Deniz Feneri olayını istismar ederek gündemde olan bir başka konuyu perdelemek istemiştir kanaatimce sayın Kılıçdaroğlu. Gündemde olan konu ve Ergin, Kılıçdaroğlu’nun 48 saatlik cevap süresiyle ilgili ortaya koyduğu görüşünün, kendilerine dönük yeni sorular sorulmaması olarak değerlendirdi. Bütün bu ciddi iddiaların ve ortaya getirilen konuların araştırıldığını vurgulayan Ergin, "İlk bulgular sonucunda soruşturmaya geçilmiştir. Bunun Dosyanın içerisindeki konulara vakıf olmadıklarını belirten Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Kılıçdaroğlu’nun bildiği bir şey varsa bu dosya içerisinde soruşturmaya muhatap kişilerin ve avukatların bilmediği konuları biliyorsa
avukatları HSYK’ya bir dilekçe vermişler ve soruşturma savcılarını şikayet etmişlerdir. Bu şikayet içerisinde kayda değer bulunan husus, Ankara 3. Sulh Ceza
Mahkemesi’nin vermiş olduğu bir kararın, soruşturma savcıları tarafından değiştirildiği, tahrifat yapıldığı ve bu tahrifata işlem yapıldığı iddialarıdır.
Bunun üzerine HSYK konunun incelenmesini ve gerek görülmesi halinde soruşturulmasını içeren bir karar almıştır. Ben de Adalet Bakanı olarak, HSYK
başkanı sıfatıyla bu soruşturma kararına onay vermişimdir. Yapılan incelemeden sonra müfettişler soruşturmaya geçme ihtiyacı duymuşlardır. Bu soruşturmaya geçme
ve savcıların savunmalarını isteme olayından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu değişikliğe gitmiştir.
midir? Bu karar üzerinde oynama yapılarak başka bir karar üretilmiş ve bu karardan işlem tesis edilmiş midir? Soruşturma savcılarının böyle bir değişiklik
yapma yetkileri, hakları var mıdır? Böyle bir değişiklik yapılmış ise bu değişikliğe niçin ihtiyaç duymuşlardır? Bütün bu soruların cevapları bulunması
gerekiyor. Bu cevaplara göre konunun değerlendirilmesi gerekiyor. Tüm bunların hiçbirini kale almadan, bunlara bakmaksızın sadece ’savcıların görevinin
değiştirildiği’ penceresinden konuya yaklaşım, buradan konuyu istismar eden bakış açılarının sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Burada mahkeme kararında savcıların
talep etmiş olduğu tedbirlerin bir kısmı kabul edilmiş ve tedbirler uygulanmıştır. Ama mahkemenin reddetmiş olduğu tedbir talepleri de var.
tedbir uygulamışlardır. Şimdi konu soruşturuluyor. Soruşturma henüz devam ediyor. Şuandaki safahat budur. Bu safahat netleşmeden yapılacak değerlendirmeler
sağlıklı olmaz diye düşünüyorum."
konusu değildir olamaz zaten. Onun ötesinde Anayasa gereğince görevli olan bakana ’Bu soruşturmaya niçin müdahil oluyorsunuz’ diye soran Kılıçdaroğlu, aynı
açıklamasında şu cümleleri kullanmıştır. ’Ben bu dosyayı inceledim. İçerisinde çok ciddi deliller var. Onun için ciddi bir dosyadır.
içeriğini sayın Kılıçdaroğlu nasıl görmüştür? Nasıl bunları incelemiştir ve bunların ciddi delil olduğuna nasıl kanaat getirmiştir?"
oluşturmak amacıyla gerçeğe aykırı beyanda mı bulunmuştur?" diye soran Ergin, şöyle devam etti:
şunu ifade etmem lazım. Son 5 yıldır Türkiye’de devam eden soruşturma ve kovuşturmalara dönük olarak ana muhalefet partisinin genel başkanlarının ve partinin tavrına şöyle bir baksın. Bir öz eleştiri getirsin lütfen. Anayasa
Mahkememizde 367 kararı tartışılırken, ’367 kararı çıkmaz ise Türkiye kaosa süreklenir’ diye hüküm veren kimdi. Gene Ergenekon soruşturmasının avukatıyım
diyen kimdi. Gene ’getirin bu Ergenekon örgütünü ben ona üye olacağım’ diyen kimdi. Son gündemde Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili gizlilik kararı olan ve
taraf avukatlarının dahi görmediği, bilmediği ’delilleri inceledim biliyorum’ deyip kamuoyuna açıklama yapan kimdi’ Bütün bunlara bakarak bir öz eleştiri
yapmaları gerekir diye düşünüyorum. "
ayrılmasını manidar olarak değerlendiren Ergin, şöyle devam etti:
cevabının verilmesi gereken soru, CHP Ankara il başkanı istifası beraberinde yaptığı açıklamalardır. Sayın Kılıçdaroğlu, öncelikle kendi il başkanının yapmış
olduğu açıklamalarla ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmek durumundadır. Diğer konuları bu soruşturmanın sonucuna göre bilahare tekrar değerlendirme imkanımız
olacaktır."
sonucuna göre işlemler devam edecektir. Ama sayın Kılıçdaroğlu önce kendi partisinin vermesi gereken cevapları vermelidir. Devam etmekte olan soruşturmanın
seyrine göre de tutumunu belirlemelidir" dedi.
Kılıçdaroğlu, bunları ima yoluyla değil, açıkça söylemelidir. Varsa sorumlular bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunmalı. Ama sayın Kılıçdaroğlu, bu güne kadar
sadece şunu yaptı. İtham etti çekildi, itham etti çekildi. Sordu çekildi. Ama bugüne kadar o soruların sonucunda bir tek ortaya somut bir şey çıkmış değil. Bunu da gözden kaçırmamak lazım."