![]() |
- Gül, Kanal 24’te katıldığı yayında, gazetecilerin görev süresi ve sonrasına ilişkin görüşlerinin ne olduğuna ilişkin sorularını yanıtladı. Görev süresiyle ilgili öngörülebilirliğin çok önemli olduğunu, bunu birkaç yıl önce de söylediğini anımsatan Gül, görev süresinin 5 yıl mı, 7 yıl mı olduğuna ilişkin tartışmaların hiçbirine girmediğini dile getirdi. Gül, Cumhurbaşkanı olarak görev süresiyle ilgili bir şey söyleyemeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı görev süresinin bir an önce netleşmesini beklediğini söyledi. "SİYASETİ YAPTIM VE GELDİM" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermeni soykırımı iddialarını reddedenlere ceza getiren Fransa'nın affedilmez bir hata yaptığını söyledi. Sarkozy'nin küçük hesaplar için akıl almaz bir adım attığını kaydeden Gül, "Umarım bu hatalarından dönerler." dedi. "Beni kızdıran ve öfkelendiren 'başka türlü inananı cezalandıracağım' demektir. Fransa'da bir tarih profesörü işin aslı böyledir diyemeyecek." diyen Gül, kabul edilen yasanın Fransa'nın demokrasisine gölge getirdiğini kaydetti. Fransız aydınlarının bu yasaya feryat etmesi gerektiğini söyleyen Gül, "Küçük siyaset ülkeleri hiç ummayacağınız noktaya getiriyor." dedi. Sarkisyan Cumhurbaşkanı olduğunda mektup yazdığını vurgulayan Gül, "Maçlar vesilesiyle bir araya geldik. Bu meseleleri konuşmamız lazım dedik. Azerbaycan ile de istişareler yaptım. Hepsi de çok olumlu olduğunu söylediler. Şu anki durum hiç kimsenin lehine değildir. Ne Türkiye, ne Ermenistan ne Azerbaycan'ın. Bugünkü durumdan kurtulmanın yolu bellidir. Maalesef bunlar baltalandı. Türkiyenin bu tip ayak bağlarından kurtulması gerekir. Türkiye bu bölgenin en büyük en güçlü ülkesidir. Türkiye etrafındaki ülkeleri kendi hinderlantı olarak görmesi gerekir. Bu ülkelerle ekonomik, siyasi, kültürel bağ kurması gerekir. Bu yöndeki çalışmalar çok yavaşladı. Türkiye Fransa ile yarış içinde değil." diye konuştu. "BAAS REJİİMİNDE KENDİSİ DE MUKTEDİR OLMAYABİLİR" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 24 televizyonunda Gündem Özel programında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla Türkiye'nin bir arınma süreci yaşadığının hatırlatılması üzerine Gül, "Yakın siyasi tarihimizi hep beraber yaşadık. Ne tür olağanüstü dönemlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye'de herşey dört dörtlüktü diyebilecek halimiz yok. Bir daha yanlış yapılmaması için Türkiye'nin hukuk standartlarıyla bunları şeffaflaştırması gerekiyor. Kimseye suçlu da diyemem suçsuz da diyemem. Hiç kimsenin hapishanelerde yarım saat kalmasından kimsenin sevineceği beklenemez. Ancak yanlış yapanlar hesabını vermek zorunda. Bunu süratli bir şekilde yapmak, süratli bir şekilde bitirmeyi, herkesin hak ve hukukuna saygıyla neticelendirilmesi gerekir." dedi. TUTUKLULUK SÜRELERİ İnsan hakları konusunda Türkiye'nin çok önemli noktaya geldiğini belirten Gül, bu konuda çok kıskanç olmak gerektiğini belirtti. Türkiye'nin ekonomik askeri gücünün yanı sıra ifade özgürlüğü ve insan haklarının da büyük güç olduğunu aktaran Gül, "İnsan hakları alanında şikayetlerin çoğaldığını görüyorum. Türkiye'yi çok önemli bir noktaya getirdik. Gelinen noktaya gölge düşürmememiz lazım. Sivil bir Anayasa'nın başarılması gerektiğine inanıyorum. Tutukluluk sürelerinin uzun olması kamuoyunun vicdanını zedelemeye başlıyor. Bunun bir yolunu bulup kısaltmak gerekiyor. Yargılama süreci süratlendirilmeli." değerlendirmesi yaptı. KCK OPERASYONLARI Terör örgütü KCK'ya yönelik operasyonları da değerlendiren Gül, Türkiye'nin polis devleti haline geldiği şeklindeki yorumların bu operasyonlar üzerinden gerçeği yansıtmadığını, "Bazı illerimizde otorite başkasına geçmişti açıkcası." sözleriyle açıkladı. Terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen başarılı operasyonlara da dikkat çeken Gül, "Güvenlik güçlerimizin arasındaki koordinasyon çok sağlıklı. Gerek Jandarma gerek poliste çok profesyonel uzmanlaşmış birimler bu operasyonları yürütüyorlar. Terör örgütü devletin gücünü karşısında duramaz." dedi. "MİLLETVEKİLLERİ MAAŞ ZAMMI DÜZENLEMESİNİ İNCELİYORUZ" Milletvekilleri maaş zammıyla ilgili kanunun kendisine yeni geldiğini ve inceleyeceklerini söyleyen Gül, düzenleme hakkında Maliye Bakanı'ndan bilgi almak gerekebileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, 24 televizyonunda Gündem Özel programında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Cumhurbaşkanlığı görev süresinin 5 yıl mı 7 yıl mı? tartışmalarının sorulması üzerine Gül, "5-7 yıl meselelerine girmedim. Hiçbir şey söylemem. Neyse benim için doğrudur derim. Ama üzüldüğüm nokta yapılan tartışmalar beni siyasetin bir parçası olarak görüp yürülüyor. Siyasetin her kademesinde görev yapan biri olarak Cumhurbaşkanı olduktan sonra kendimi siyasetin dışında tutmak için olağanüstü çaba gösterdim. Ben bu dikkati gösterirken herkesin de bu dikkati göstermesini beklerim. Bu konuyla ilgili karar neyse biran önce netleşmesini beklerim. Yakışık kalmayan bir durum oluştu." dedi.
Cumhurbaşkanlığı görevinin tamamlanmasının ardından gelecekle ilgili neler düşündüğünün sorulması üzerine Gül, "Siyasi bir beklenti ve hesap içinde değilim. Tek istediğim Cumhurbaşkanlığını hakkıyla yapmak. Ben siyaseti yaptım ve geldim." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, 24 televizyonunda Gündem Özel programına katılarak gündeme ilişkin soruları cevapladı. Fransa'da kabul edilen yasaya ilişkin soruya Gül, Türk Fransız ilişkilerinin çok derin olduğunu, yapılan düzenlemeyi "Devletin resmi görüşü dışında söz söylemek yazı yazmak yasaktır. Biz ülke olarak bu yasaklardan kurtulduk. Fransa gibi özgürlüklerin yurdu gibi tanıtılan ülkede devletin resmi görüşü dışındaki görüşler cezalandırılıyor. Akıl almaz bir şey. Ve bütün bunlar küçük hesaplar için yapılıyor." sözleriyle eleştirdi.
Türkiye'nin de geçmişteki ihmalinin faturasını bugün gördüğünü aktaran Gül, "En büyük affedilmez hatayı yapan Fransa tarafıdır. Sarkozy affedilmez bir hata yaptı. Büyük devletlerin tarihinde böyle küçük hesaplar yapıyor. Türkiye'nin burada bir hatası yok. Ümit ederim bu yanlıştan dönerler." temennisinde bulundu.
Arap ve Afrika ülkelerinde yaşanan demokrasi talepli halk ayaklanmalarını da değerlendiren Gül, Türkiye'nin bütün bu süreçlerin neticesinde kendisine dost kardeş olarak gördüğü ülkelerin insanlarının mutlu olmasını istediğini belirtti. Baskıcı rejimlerde insanların hiçbir zaman mutlu olmayacağına dikkat çeken Gül, Arap Baharı süreçlerinde risklerin çok olduğunu aktardı. Değişim talebinin yönetimlerin inisiyatifinde olması halinde daha rahat yürüyeceğini ifade eden Gül, ancak bu dönüşümün halk ayaklanması ve dışarıdan müdahalelerden kaynaklandığını ve bunun büyük maliyet getirdiğini söyledi. Halka karşı baskı ve zulmünü arttırarak sürdüren Suriye'de Esed'in değişime öncülük etmesini istediklerini belirten Gül, "Aslında Suriye rejimiyle mesafeli oldum. Türkiyenin Suriye ile yakınlaşmasını Suriye'nin dönüşümüne katkı sağlar diye düşündük. Hep ülkesini değiştirmeyi istediğini söyledi. Baas rejiminde kendisi de muktedir olmayabilir." şeklinde konuştu.