![]() |
“Bu güzide eserin aslında gerçek sahibi köyde kentte kırsalda yaşayıp da bugünkü eserin gerçek sahibi olan halkımıza; bağışlayın unuttum. Bizi zaman eleştirilerine konu eden ancak bunu ileri demokrasi adına yaptıklarını algıladığımız siyasi partilerimizin sayın başkanları, yardımcıları ve mensuplarına, ve de bizi bazen yeren bazen de öven değerli basın mensuplarına, iş adamlarına sanayicilere, isimlerini sayabildiğim ya da sayamadığım her kesimden herkese huzurlarınızda teşekkürlerimi arz etmek istiyorum. Bağışlayın efendim. Sayın Cumhurbaşkanım, bizler hakimleriz öyle duygusal da davranamayız. Çok düşünmekten konuşmayı da çok iyi bilemeyiz. Sizin için bizim için hak için adalet için hukuk devletinin devamı için olmazsa olmazım Danıştay’ım sevdalım. Kapımdan hiç kimse gözyaşıyla ayrılmasın.” -“DANIŞTAY HİÇ DOSYA KABUL ETMESE 1 YILLIK YÜKÜ BULUNUYOR”- Danıştay Başkanı’nın ardından kürsüye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Danıştay’daki iş yüküne dikkat çekti. Danıştay'ın geçen yıl 223 bin dosyayı karara bağladığını kaydeden Erdoğan, “Ancak ne yazık ki, 208 bin dosya bu yıla devredildi. Danıştay hiçbir yeni dosya kabul etmese bile, üzerinde neredeyse 1 yıllık yük bulunuyor. Bu iş yükünü hızla hafifletmemiz büyük önem taşıyor. Bu noktada üzerimize düşen neyse, biz bunu yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Yeter ki, adalet hızlı tecelli etsin” dedi. -“ERKLER BİRBİRİNİ KUŞATMA PEŞİNDE OLMASIN”- “Taşıdığımız emanet millete aittir. Bu emanete halele getirmemek en önemli önceliğimizdir” diyen Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözleri üzerine başlayan siyaset-yargı tartışmalarına da değindi. Erdoğan şöyle konuştu:
“Erkler arasındaki ilişkinin sağlıksız şekilde kurulmasının hatta zaman zaman çekişme ve çatışma görüntüsü verilmesinin ülkeye ne büyük zararlar verdiğini gördük, yaşadık. Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesinin de yargıyı siyasallaştırmaya dönük siyasal müdahalelerin de olumsuz sonuçlarını yaşadık. Bedel ödemiş, badiyeler atlatmış, kimi zaman engellenmiş, kimi zaman yavaşlatılmış bir hükümet olarak Türkiye’nin bu dönemleri tekrar tekrar yaşamaması için de çok samimi bir mücadele içinde olduk. Güçler ayrılığı prensibi şüphesiz ki, bizim üzerinde en büyük hassasiyetle durduğumuz prensiptir. Bu ülkesel bir duruş olduğu kadar, yaşanan olumsuz tecrübelerin ortaya koyduğu büyük bir ihtiyaç ve gerekli bir duruştur. Yürütme, yargı ve yasama, hiçbiri diğerini tahakkümü altına almaya, kuşatmaya veya onun yerine geçmeye çalışmadan kimse kimseye üstünlük taslamadan, sadece kendi işini en iyi şekilde yapmanın peşinde olmalıdır. 9 yıl boyunca Anayasa’da, yasalarda yaptığımız değişiklik ve düzenlemeler, hep hukukun üstünlüğünü sağlamayı amaçlamıştır. Adalet sisteminin alt yapısını güçlendirmek için yaptığımız yoğun çabalar, yoğun yatırımlar hep hukukun üstünlüğünü sağlayabilmek içindir. Demokrasiye olan samimi inancımızı ve bağlılığımızı devam ettirdiğimiz müddetçe yorum farklılıklarından, yöntem farklılıklarından, hatta çoğu defa olduğu gibi yanlış anlamalardan kaynaklanan sıkıntıları kolayca aşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yargının siyasallaşmasının karşısında ilk duracak olan, hiç kimsenin kuşkusu olmasın, biz oluruz. Yargının siyasallaşmasına göz yummayacak olan ilk önce biz oluruz. Biz başından bu yana bürokratik oligarşiyi, milli iradenin tecellisini törpüleyen vesayetçi anlayışları bir sorun olarak algıladık, her türlü ideolojik, etnik, mezhepsel, ruhsal odaklaşmaları bir tehlike olarak gördük. Milletin umumi menfaatini, Türkiye’nin çıkar ve selametini, bunu bir tarafa koyup da belli bir zümre ve odağın menfaatini esas kabul eden anlayışları aşılması gereken bir engel olarak gördük. Karanlık odaklarla da, ideoloji maskesi takan menfaat şebekeleriyle de mücadele etmeyi ileri demokrasi için gerekli gördük. Bakın yeni bir Anayasa konusundaki ısrarımız, samimiyetimiz ve gayretimiz en başta hukuku güçlendirmeye, hukukun üstünlüğünü daha güçlü hale getirmeye yöneliktir. Kimsenin endişesi, kuşkusu olmasın. Eğer şüphe, endişe varsa bunu da konuşarak, istişare ederek, kararlılıkla çözeriz.”
Danıştay Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek de kürsünün bulunduğu platforma gelerek kurdele kesti ve yeni hizmet binasının açılışını yaptı.(ANKA)