BAŞBAKAN'DAN SUÇ DUYURUSU!

28 Nisan 2012 Cumartesi  14:15

MÜSİAD'ın bugünlere nasıl geldiğini iyi bilirim, statükocular başka yerlerde görmek istedi

MÜSİAD'ı, ne zaman ki Anadolu sermayesi gücünü birleştirdi, işte o zaman Anadolu'nun aslanlarından, kaplanlarından korkmaya başladılar.

Ben artık fırın satmayacağım, ben fırın üreteceğim' diyen, 'ben fırın ihraç edeceğim' diyen işadamı hesapları alt üst etti.

'Ben Kayseri'ye, Çorum'a, Malatya'ya hapsolmayacağım, New York'a, Japonya'ya açılacağım' diyen işadamı bütün pazarları bozdu.

Kimse kusura bakmasın 28 Şubat işte Anadolu'nun bu başarılı işadamlarına karşı yapılmış da bir müdahaledir, 28 Şubat MÜSİAD'a, MÜSİAD gibi üyesi olan işadamları topluluklarına yapılan bir müdahaledir, 'şu markayı almayacaksınız, şu markayı buraya sokmayacaksınız' dediler.

Biz müdahalelerin ekonomik sonuçlarının siyasi sonuçlar kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar, müdahalelerden, kimler, hangi rantı sağlamıştır? Müdahaleler, kimlerin ekmeğine yağ sürmüştür? Müdahaleler, kimlerin önünü kesmiş, kimlerin ocağını söndürmüş, kimlerin kepengini kapatmış, kimleri de palazlandırmıştır? Bütün bunların artık Türkiye'de sorgulanması gerekiyor.

O malum 5'li çete, 28 Şubat'ta nasıl oldu da askeri müdaheleye çanak tuttu, her konuda söz söyleyenler, her konuda siyaseti baskı altına almak isteyenler nasıl oldu da 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da çıtlarını çıkartmadılar.

"BORSA BANDI GİBİ YALAN BANDI YAPSINLAR"

Cadı avı mağduru görmek isteyenler MÜSİAD'a baksınlar, Anadolu'ya baksınlar ne dediler? 'İlticacı sermaye' şirketleri kamu ve özel ihalelere almadılar, belli şirketlere, belli firmalara keyfice ceza kestiler. Teşvikler keyfi bir şekilde iptal edildi, o kadar ki şirketlerin ürünleri kara listeye alındı, gazetelerde çarşaf çarşaf firma listeleri yayınlandı, İzmir'de bir kebapçıyı vatandaşa köfte satıyor diye listeye aldılar, Anadolu'da bunlar yaşanırken ne hikmetse İstanbul'da ekonominin 'e' harfini bilmeyen enteresan kişiler görev aldı. İşte bütün bunlar olurken Anadolu'nun her karışında cadı avı yapılırken siyasetin merkezi Ankara sustuğu kadar iş dünyasının merkezi İstanbul'da susmuştu, bugün demokrasiyi hatırlayanlar 28 Şubat'ta maalesef suspus olmuş, ellerini ovuşturuyordu. Bu acı manzaraların tekrar yaşanmaması için bizim cesaretle bunları sorgulamamız gerekiyor. Bizim bu süreçleri güçlü, cesaretli ve kararlılıkla sormamız gerekiyor, intikam ve cadı avı söylemleriyle konuyu saptıranlara aldırmadan biz 28 Şubat'ı da, 12 Eylül'ü de sorgulayacak tarihin bu karanlık dönemlerini inşallah hep birlikte aydınlatacağız. İşte bu yüzden parlamento da Darbeleri Araştırma Komisyonu'nu hamdolsun kurduk, CHP genel başkanının telaffuzları oldu, 'ben darbelere karşıyım' dedi. Yargının son tasarrufları karşısında yine çark etti 'intikam' dedi, 'cadı avı' dedi. Çünkü 28 Şubatçılara borcu var, 15 yıl önce 28 Şubat'ı yapanlar bugün en azından yaptıklarının ardında durmak gibi tutarlılık içindeler. Bugün CHP'nin genel başkanı olan zat bırakın 15 yılı 15 gün içinde tam 3 kez çark etme becerisini göstermiştir.

"CHP'NİN DE GENLERİYLE OYNASALAR..."

Televizyon kanallarında biliyorsunuz ekonomik veriler akar, böyle giderse CHP genel başkanının o an ki duruşunu gösteren veri bantları yayınlanmaya başlanacak. CHP genel başkanı şuan demokrat, şimdi darbesever, şuanda ergenekonunu avukatı, şu saatte başörtüsünü savunuyor, çıkıyor '28 Şubat müdahalesi, 27 Nisan bildirisi AK Parti'yi güçlendirmiştir' diyor. Zulüm karşısında onurunuzla, gururnuzla dik durursanız kaybetmezsiniz, onlar işte bunu hiç bir zaman anlamadı ve anlamayacaklar. 28 Şubat'ta CHP dik dursaydı milletin nezdinde bugün ki yeri böyle olmazdı ama hiç bir zaman dik durmadılar, müdahaleler karşısında eğildiler işte bu yüzden milletim bunlara tek başına iktidar vermedi ve ben inanıyorum ki milletim hiç bir zaman da vermeyecektir. 27 Mayıs'ta bunu anlamadılar, bugün de bunu anlamıyorlar o zaman nasıl ikircilik göstermişlerse yine aynı olayı yapıyorlar, gen aynı gen. Dünyada genlerle oynuyorlar, birde bunların genleriyle oynasalar çok şey değişir. Ben Cumhuriyet'e gönül veren kardeşlerimi özellikle tenzih ederim onları ayrı tutuyorum, Dersim belgeleri açıkladı, kitapların yakılmasına ilişkin, camilerin ahır yapılmasına ilişkin belgeler açıkladık. Biz CHP'yi değişmeyen bir zihniyet olduğu için gündeme getiriyoruz, bugün ki yaşayan kuşak bu tarihi büyük ölçüde bilmiyor, bugün Türkiye'nin hangi kronik meselesine bakarsanız 1940'larda ki baskıcı rejimi görürsünüz. Sivilleşme, özgürleşme, demokratikleşme meselelerinin altında CHP vardır, dine, inanca, dini inançlara kısıtlamanın altında bir CHP zihniyeti vardır.

Devasa Sultanahmet Camii'ni kapatan zihniyeti biz anlatmayacakmıyız? Her milletin güvendiği, övündüğü abide eserler var bunlar bizim aynı zamanda dinimizin gereği olan ibadetlerimizi toplu olarak yerine getirdiğimiz eserler. Tıpkı 1940'larda, 28 Şubat'ta olduğu gibi bugün de devşirme, sahte ve sahtekar din adamlarıyla iş yapmaya çalışan birileri var özellikle Güneydoğu'da, herhalde ne demek istediğimi anladınız. Cuma namazı kılınıyor gitmiş ikinci bir cemaat oluşturmuşlar orada kılıyorlar, neymiş o devletin imamıymış ee öbürü ne? Oda Kürtlerin imamıymış, bizim dinimizde Kürt, Türk, Laz, Çerkez ayrımı varmı? 28 Şubat sürecinde bizim, sizin neler yaşadığını Allah biliyor, bunların kuklaları, piyonları deşifre olmazsa aynı felaketi biliniz ki torunlarımız, çocuklarımız da yaşayacaktır.

ERDOĞAN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

28 Şubat'ın hemen ertesinde hatırlayın bir gecede faizin yükselmesiyle Türkiye yoksullaşmıştır, acaba kimler burada vurgun yaptı. Aslında işte onların hesaba çekilmesi lazım, o vurgunu yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyorum buradan.

Allah aşkına soruyorum, buna kimin ne hakkı var? Türkiye'ye bu faturayı ödetmeye kimin ne hakkı var? Bir bildirinin Türkiye'ye sadece faiz maliyeti 2 milyar lira, kimin cebinden çıkıyor bu para? Milletim ödüyor, siz ödüyorsunuz, işte bu bedeller ödenmesin diye demokrasiye, reformlara sahip çıkacağız ve kararlılıkla ilerleyeceğiz. Bundan rahatsız olanlar var ve olanlar olacaktır, yıllar boyunca sırtlarını statükoya dayayanlar bunlardan rahatsızlar ve rahatsız olmaya devam edeceklerdir. Bizler bunlara aldırmadan, ayrımcılık yapmadan bu süreci inşallah 2023'e hep birlikte taşıyacağız, bu millet her zaman iradesine sahip çıktı ve sahip çıkmaya devam edecek. MÜSİAD'ın tavrını biz bu ülkede tüm işadamlarında ve iş çevrelerinde görmek istiyoruz.

TERÖRLE MÜCADELE
Burada iş adamlarımızın, yatırımcılarımızın dikkatini çekmek istediğim başka bir husus var, 30 yıldır Türkiye terörle mücadele ediyor, gencecik çocuklarımızı kaybettik, halen ediyoruz. Ocaklar söndü, aileler parçalandı, on yıllar boyunca terör üzerinden Türkiye'de siyaset mühendisliği yapıldı, bütün bunlarla birlikte Türkiye ekonomisi de terörden büyük zarar gördü ve ne yazık ki görmeye devam ediyor, terörün sadece Türkiye'ye maliyeti 350 milyar dolar oldu, hükümet olarak yoğun bir gayret içinde olduk, olmaya devam ediyoruz. Bu sorunun çözümü için çaba sarfettik, sarfetmeye devam ediyoruz. Biz oradaki vatandaşlarımızın arasındayız, doktorumuzla, okullarımızla, öğretmenlerimizle, havalimanları, barajlarla, toplu konutlarla Doğu ve Güneydoğu'dayız. Ambulanslarımızla, jet ambulanslarımızla, paletli ambulanslarımızla bölgedeyiz, yeni derslikler, üniversitelerle biz bölgedeyiz, bölge halkının hizmetindeyiz eski rakamla 35 kattrilyonluk hizmet yaptık, fakat bir örnek var Yüksekova'da havaalanı yapılıyor, temeli atılacak önü kesiliyor, temel atma törenine gelecek insanların önü kesiliyor, engelleniyorlar. Zaman geliyor iş makinaları yakılıyor, ondan sonra utanmadan, sıkılmadan 'bölgeye hizmet vermiyorsunuz' diyorlar. Bütün yatırımların, barajlarda çalışanların tehdit edilmesi, bakıyorsunuz müteahhit ve firmalar 'biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz' diyorlar. Kaçırdıkları doktorlar, mühendisler, hemşireler var kendilerine göre haraçları var bunu alınca bırakıyorlar kim bu? Özgürlükten bahseden ve terör örgütünün uzantısı olan siyasi kanatları var. Varsa yapacağın birşey yap, kaçırılmış olan insanlar var bir taraftan mağdurların yanındayız diyorsunuz bir yandan mağdurlar üretiyorsunuz bu mu sizin özgürlükçü mücadeleniz?

Biz özellikle girişimcilerimiz için engelleri temizliyoruz, biz kamu olarak sizlerin oraya gitmesi için önceden oraya gidiyor ve alt zemini hazırlıyoruz. Bölgede ki en büyük sorun olan işsizlik ve yoksullukla mücadele ediyoruz, bugüne kadar verilen daha büyük teşvikleri içeren bir paket açıkladık. Yine 5. ve 6. bölgede ciddi teşvikleri destekliyoruz, bir çok kalemde yatırımcılara bir çok imkan sağlıyoruz. İşadamlarımızın bu fırsatı değerlendireceğine inanıyoruz, biz milli birlik ve kardeşlik projesini başlattığımız andan itibaren hem terör saldırıları hem tahrikler yoğunlaştı. Bizim çözüm konusunda ki tutarlı duruşumuz karşısında PKK ve onun siyasi uzantısı ciddi bir tahrik süreci başlattı, engellemek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Biz bu meseleyi PKK ve uzantılarına rağmen çözeceğiz, benim Kürt kardeşimin temsilcisi BDP değildir, partimin bölgede aldığı Kürt kardeşlerinden oy BDP'nin çok çok üzerindedir, eğer BDP burada çözümcü rol oynamak isterse daha önce de söyledik, biz bölücü örgütle asla müzakere etmeyiz onlarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Bölücü terör örgütünün üstüne düşen elindeki silahı bırakmasıdır, güvenlik güçlerinin görevi o silahla ve terörle mücadeledir. Hem asayişi hem de mazlumu korumaktır, işte burada bir Suriye konusunda bile bakıyorsunuz Türkiye'de mevcut terör örgütüyle mücadelemizi Suriye'de ki muhalefetle değerlendirecek kadar gaflet içinde olanlar var.
SABAH



Sayfa Adresi: http://www.medyaspot.com/haber/BAŞBAKAN-DAN-SUÇ-DUYURUSU/159994