![]() |
1999'dan bu yana İmralı Cezaevi'nde bulunan ve yeni çözüm süreci kapsamında 28 Şubat'ta PKK'ya kendini feshetme ve silahları bırakma çağrısı yapan PKK lideri Abdullah Öcalan, örgütüne yönelik yeni bir çağrı yaptı. 26 yıl sonra ilk kez videolu görüntüsü paylaşılan Öcalan, bir kez daha silah bırakma çağrısı yaparak, "Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum" dedi. Öcalan, "Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan, silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir" diye konuştu. PKK'nın silah bırakma görüntüsü vereceği tartışmalarına paralel olarak gelen mesajın videolu olması dikkat çekti. Adalet Bakanlığı'ndan şubat ayında yapılan açıklamada videolu mesaja mevzuat gerekçe gösterilerek yeşil ışık yakılmazken, DEM Parti'den son günlerde yapılan açıklamada ise ikinci mesajın video olmasının beklendiği açıklanmıştı. Adalet Bakanı şubatta "Videolu mesaj mevzuata uygun değil" demişti; Öcalan'dan görüntülü mesaj geldi, AA ve TRT, görüntüyü servis etmedi Kürt sorununun çözümü için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlatılan 'yeni çözüm süreci'nde önemli gelişmeler yaşanıyor. PKK'nın bu hafta silah bırakma töreni yapması beklenirken, TBMM'de sürece ilişkin olarak komisyon kurulması da gündemde. Silah bırakma törenine PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesaj gönderip göndermeyeceği merak edilirken, Öcalan'ın açıklaması, Fırat Haber Ajansı (ANF) tarafından görüntülü olarak kamuoyuyla paylaşıldı. Öcalan, "Varlık inkârına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir" diyerek, "Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir" ifadelerini kullandı. Kürt sorununun çözümüne yönelik son dönemde yaşanan tüm gelişmelerin, İmralı'da gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda ortaya çıktığını belirten Öcalan, "Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir" dedi. Silahların bırakılmasının ve TBMM'de kanunla kurulacak komisyonun çalışmalarının önemli olduğuna vurgu yapan Öcalan, "Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum" şeklinde konuştu. Sürece ilişkin görüşmelerde ve açıklamalarda sıklıkla gündeme gelen cezaevi koşulları ve olası "salıverilme" tartışmalarına da değinen Öcalan, "Biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir" ifadelerini kullandı. İmralı Cezaevi'nde bulunan ve 26 yıl sonra ilk kez sesi duyulan Öcalan'ın açıklaması şöyle: “Değerli yoldaşlar; Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım. 27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim. Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır. Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık 'Kürdistan Devriminin Yolu' manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım. Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir. Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır. Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir. Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, 'demokratik siyaset' stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz. Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum. Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır: Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir. Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan, silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir. Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır. Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum. Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor. Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım. Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın. Dün ne yazmıştım?
İşte Abdullah Öcalan’dan 7 dakikalık sesli-görüntülü tarihi açıklama…
Öcalan’ın bu deklarasyonu Kürt meselesinde bir dönüm noktasıdır.
PKK artık bizzat Abdullah Öcalan tarafından tarihe gömülmüştür.
PKK meselesi bitmiştir. https://t.co/enNwO3Anqz pic.twitter.com/ppJTXKQSEy