Tüm Yargı Mensupları Derneği, Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ve Ankara Barosu, "Yasama, Yürütme, Yargı İlişkileri ve Yargı Bağımsızlığı" konulu panel düzenledi.
 
Ankara Barosu Eğitim Merkezi'ndeki panelde konuşan Okay "Türkiye'nin gündeminde yargının Başbakan'a nasıl bağlanacağının olduğunu" savundu.
 
"Ülkenin her şeyiyle teslim alınmak, tamamen AKP'lileştirilmek istendiğini" iddia eden Okay, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ile ilgili kararının ardından yaptığı basın toplantısını anımsattı.
 
Okay, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından senatolu sistem öneren Toptan'ın, AKP'li kimliğini bir türlü terk etmediğini" ileri sürdü.
 
Hükümet yetkililerinin, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yüksek öğretimde başörtüsüne ilişkin kararlarının ardından yaptığı açıklamalara dikkat çeken Okay, "İktidar, siyasal rakibiymiş gibi, yargı üzerinden polemik yapıyor" dedi.
 
"Seçilmişlerin, atanmışların yetkilerini içine sindiremediğini" kaydeden Okay, herkesin yargıya sahip çıkması gerektiğini söyledi.
 
MHP'li Bal: "Yüksek yargının her kararı doğru değildir"
 
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal da, 1950'lerde Demokrat Parti'nin iki kere üst üste tek başına iktidar olduğunu hatırlattı.
 
Demokrat Parti'nin, ikinci dönemindeki uygulamalarına toplumun tepki göstermeye başladığını anlatan Bal, "O zaman yargıyla cebelleştiler. İhtilalle karşılaşan Türkiye çok şey kaybetti" dedi.
 
"Hükümetin, tarihten ders almadığını" söyleyen Bal, "Hükümetin, seçimlerde yüzde 47 oy aldığı için her şeyi yapacağı inancında olduğunu" savundu.
 
AK Parti'nin aldığı yüzde oy oranının "hormonlu" olduğunu ileri süren Bal, halkın, "Başbakan Erdoğan'ın bile seçimlerden birkaç ay önce oy oranlarının yüzde 30 olduğunu söylediğini" ileri sürdü.
 
"Bir partinin oyunun, bu kadar kısa sürede yüzde 17 artamayacağını" söyleyen Bal, bunu, Cumhurbaşkanı seçim sürecindeki gelişmelere bağladı.
 
Bir dinleyicinin başörtüsü ile ilgili Anayasa değişikliğine partisinin destek vermesine ilişkin sorusunu üzerine Bal, "Anayasa Mahkemesi'nin her kararı doğru değildir. Mahkeme, kendisine verilen yetkinin sınırını aşarak karar vermiştir. Devletin dört hizmetinin üçünde ayrım yok. Adalet, sağlık ve güvenlik hizmetleri verilirken, kimse başörtüsüne bakmıyor. Yükseköğretim de sorun var. Buradaki ayrımın önlenmesi açısından destek vermiştik" dedi.
 
DSP'li İçli: "Yargıya karşı fütursuz bir saldırı var"
 
DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli ise, "yargıya karşı fütursuz bir saldırı olduğunu" söyledi.
 
Cumhuriyet'i kuran iktidarın "asli", bugünkü Meclis'in ise "tali" iktidarlar olduğunu anlatan İçli, "tali iktidarların el atamayacakları konular olduğunu" kaydetti.
 
Yasama kararlarının mahkeme tarafından denetlenmesinin, 2'nci Dünya Savaşı'nın ardından başladığını ifade eden İçli, Mussolini ve Hitler'in de seçimle iktidara geldiklerine işaret etti.
 
YARSAV: "Yürütme yasamayı çalıştırır halde"
 
YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "halkın seçtiği kişilerin her düzenlemeyi yapıp, yapamayacağı" konusuna değinirken, egemenliğin ulusa ait olduğunu, ancak ulusun egemenliğini yasama, yürütme ve yargı erkleri aracılığıyla kullandığını anlattı.
 
Erkler ayrılığında, yürütmenin yasamanın denetiminde olduğuna dikkat çeken Eminağaoğlu, "ancak güçlü yürütmeyi öne çıkaran 1982 Anayasası'nın, yürütmeyi, yasamayı çalıştırır hale getirdiğini" savundu.
 
Eminağaoğlu, "Hükümet yetkililerinin, Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti hakkındaki kapatma davası kararını açıklayıncaya kadar TBMM'nin tatile girmeyerek, çalıştırılması" yönündeki açıklamaların buna örnek olduğunu ifade ederek, "Bunu söyleyecek olan yürütme midir, yasama mıdır?" diye sordu.
 
Eminağaoğlu, "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bir karar üzerine, 'Anayasa Mahkemesi'ni kim denetleyecek?' gibi bir soru ortaya atılıyor. Böyle bir şeyi söylememiz yargı bağımsızlığında söz konusu olabilir mi? Bu noktada yargı organları yetki görevlerini kullandığı zaman çok büyük hücumlara uğramaktadır" dedi.
 
"Yasama organının her konuda yetkili olmadığını" ifade eden Eminağaoğlu, "Anayasa'nın değiştirilemez nitelikteki maddelerinin değiştirilemeyeceğini" vurguladı.
 
Yargıtay Dairesi: "82 Anayasası yargı bağımsızlığını zedeliyor"
 
Yargıtay 18'inci Hukuk Dairesi Başkanı Mahir Ersin Germeç, yasama, yürütme ve yargı arasında ast-üst ilişkisinin söz konusu olamayacağını ifade etti.
 
Anayasa'nın, yargıç ve savcıların bağımsızlığını teminat altına aldığını belirten Germeç, "Acaba gerçekten yargı bağımsız mıdır? Bu soru günümüzde sürekli tartışılan bir konu halini aldı" dedi.
 
Yargının, yasama ve yürütme karşısında tam bağımsızlığının sağlanması gerektiğini vurgulayan Germeç, "1982 Anayasası'nın, yargı bağımsızlığını zedelediğini" söyledi.
 
TUYAM Başkanı Salim Çoruk, "parlamentoların kanun yapma faaliyetinin meşruiyetinin, var olan hukuka saygı gösterilmesine bağlı olduğunu" kaydederek, Anayasa'ya göre yargının, Türk ulusu adına egemenlik hakkını kullandığına işaret etti.