Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
39,0310
EURO
44,3871
IMKB
9.460,000
ALTIN
4.179,340
 
Hava Durumu ANKARA
10 / 30 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"1922’DEN 2007’YE MUHTIRA" BUNU İYİ OKUYUN
 1922’DEN 2007’YE MUHTIRA  BUNU İYİ OKUYUN
 
Ata’nın hükümete yaptığı “Ekonomi, bilim diyen ABD’yi ülkeye almayın” uyarısı, bugün düşülen tuzağın aynası
 
22.7.2007 - 00:10
İşgalci içimize girdi

1922’de kesilen hain yollar, bugün içimize girdi. O gün beceremeyenler 2007’de ekonomimizi işgal etti. O yüzden yarın sandığa giderken Ata’nın muhtırasını hatırla.
Herkes bu muhtırayı iyi okusun, sonra oy atsın

ULU önder ta 3 Ocak 1922’de gördü manzarayı. Yedi düvele karşı “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla çıkılan yolda, düşmanın er meydanında kaybettiği Anadolu’yu şer meydanında kapmak için neler yaptığını.

İnsanlık yalanı, istila planı

SİNSİ istila planları, manda heyecanı, insanlık girişimi kılıfıyla “Anadolu öksüzler yurdu kuralım”, “Örnek çiftlik açalım” şeklinde sunulunca Atatürk, İçişleri Bakanlığı’nı bir ‘Muhtıra’ ile uyardı: İzin vermeyin.

Ülkeyi sömürürler

YABANCILARIN ve kurumların amacı, ülkemizdeki çalışmalarından korkunç kazanç sağlamak.

Bölgeye el koyarlar

“EKONOMİYİ düzeltiriz” girişiminin arkasında, alınacak imtiyazla bölgeye el koyma hevesi yatar.

Kışkırtıcılık yaparlar

BİLİM, insanlık görüntüsü ile gelip, istila hazırlğı için etnik toplulukları kışkırtma görevleri içindedir.

Azınlıkları koparırlar

HIRİSTİYANLIK duygusu ile azınlıklara yaklaşıp, Müslümanlar’dan ayırma propagandası yaparlar.

Çatışma çıkarırlar

BU gibiler, topluma baskı, insanlık dışı çalışmalar ve bu yüzden oluşan cinayetlerden sorumludurlar.

Siyaseti kullanırlar

BİRİNCİ Dünya Savaşı’nı çıkaranlar, bu amaçları izleyen paralı gruplar ve onlara alet olan politikacılardır.

Bu bir halkı yıkar, gider

BUNLARA evet demek, gelecek nesilleri yabancı olarak yetiştirmek, halkın yıkımını hazırlamaktır.

Çocukları kaybederiz

AMERİKALILAR’A izin vermek, binlerce Türk çocuğunu ulusuna karşı sevgisiz yetiştirmek demektir.

İzin verme, yasakla

BUNDAN dolayıdır ki, bu örnek çiftliklere izin veremeyiz. Bunu yasaklamak hükümetin görevidir.

1922’den bugüne muhtıra

Büyük Önder Atatürk, İçişleri Bakanlığı’nca Çankaya Köşkü’ne gönderilen ve ABD’lilerin Anadolu’da ‘Öksüzler Yurdu’ açma talebini içeren başvuruyu veto etti

İşte Ata’nın bugüne örnek olacak veto gerekçeleri: Ülkeyi sömürürler. Bölgeye el koyarlar. Kışkırtıcılık yaparlar. Azınlıkları koparırlar. Çatışma çıkarırlar. Çocukları kaybederiz

YABANCILARA taşınmaz satışı, stratejik milli kuruluşların birbiri ardına özelleştirilmesi, azınlıklara Lozan dışında haklar verilmesi ve yeni azınlık yaratma çabaları, Fener-Rum Patrikhanesi’nin fütursuz tavırları Türk halkındaki öfkeyi büyütürken, Tercüman bir tarihi belgeyi daha açıklıyor. Büyük Önder Atatürk, 3 Ocak 1922 günü İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıda, sanki bugünkü tabloyu görerek, uyarılarda bulunuyor. Ekonomik ve kültürel işgal planlarını deşifre eden Atatürk, 85 yıl öncesinden bugüne adeta muhtıra veriyor. İşte o tarihi belgede yazanlar ve bugünkü tablo:

Öksüzler Yurdu ve çiftliklere veto “Ankara, 3 Ocak 1922 İçişleri Bakanlığı’na

29.12.1921 Gün ve 10319/2423 Sayılı yazınız yanıtıdır.

Anadolu’da öksüzler yurdu ve örnek çiftlikler vb. hayır kurumları açma ve kurma konusunda Amerika Yakındoğu görevlileri adına yapılan başvuruya karşı vereceğimiz yanıtın konusu ve ilkeleri, ilişik muhtırada genişçe açıklanmıştır, efendim.

Ankara Büyük Millet Meclisi Hükümeti, ülkenin bayındırlaşmasına, öksüzlerin rahatlamasına, genel sağlık ve ekonomimizin düzeltilmesine yönelik girişim ve çalışmaları teşekkürle kabul eder.

Ancak, bu konuda gerek uzak, gerek pek yakın geçmişte, bize oldukça ağıra patlayan deneyimlere dayanarak bir takım kaygılarımızı açıklama gereği vardır.

Şimdiye değin ülkemizde ekonomik amaçlarla, politik ve bilimsel çalışmalar (yapan) kurumlar ve yabancılar özellikle aşağıdaki amaçları izlemişlerdir:

Ülkemizdeki çalışmalarından korkunç bir kazanç sağlamak. Bizim için en zararlı olanı bunlardır.

Bir bölgede elde edecekleri ekonomik yetkiye (imtiyaza) dayanarak o bölgenin sahibi olmaya çalışmak. Bu gibilerin ülkemizde bir daha çalışmalarına kesinlikle izin verilmemesi kararlaştırılmıştır. Böyle yapmakla yalnız kendimize değil, bütün insanlığa olabildiğince büyük hizmet ettiğimize inanıyoruz. Dolayısıyla Genel Savaşı (Birinci Dünya Savaşı)’nı çıkaranlar, bu gibi amaçları izleyen paralı gruplar ve onlara alet olan politikacılardır.

Ekonomik amaçla, bilim ve insanlık (yararı) görüntüsü ile yurdumuza gelip, ilerde istila (işgal) hazırlamak için, etnik toplulukları gerek hükümete, gerek birbirlerine karşı kışkırtmak. Bu gibiler hem genel savaşın hem ülkemizdeki korkunç cinayetlerin düzenleyicileridir.

Yurdumuzda, yalnız bilim ve insanlık amaçları ile çalışmakla birlikte, ruhlarında bulunan Hıristiyanlık duygusu nedeniyle, hemen Hıristiyan azınlıklarla ilişki kurmak ve ister kasıtlı, ister kasıtsız olarak, aralarında azınlıklarında yaşamakta olduğu Müslüman topluluklardan ayrılma isteğini propaganda etmek.

ABD’lilere izin verilmedi!

Bu gibilerin gerek Müslümanlara, gerek iyiliğine çalıştıkları (nı ileri sürdükleri) Hıristiyan azınlıklara, aralarında yaşamakta oldukları İslâm çoğunluğuna (karşı) baskı yapılmasını aşılamakla, ne denli insanlık dışı bir biçimde çalıştıkları ve bu yüzden meydana gelen cinayetlerden sorumlu oldukları ortadadır.

Hükümetlerimiz bu gibilerin de özgürce çalışmalarına izin verdiğinde Müslüman ve Müslüman olmayan bütün uyruklarına karşı pek ağır bir sorumluluk yükü altına girmiş bulunacaktır.

Geleceğimizi yıkarlar

Buna izin vermek, çocukları yaşayacakları çevreye düşman ya da hiç olmazsa yabancı olarak yetiştirmek ve (çocukları) yaşayacakları çevre ile çatışmak zorunda bırakmaktır. Bu ise, gerek o çocukların, gerek içerisinde yaşayacakları halkın yıkımını hazırlamaktır. Bunu yasaklamak hükümetin görevidir.

Bundan dolayıdır ki, Amerikalılarca örnek çiftlik vb kurumlar kurup, buralarda kendi uyruğumuzdan olan binlerce çocuğun Türk hükümetine ve ulusuna karşı sevgisiz ve uyumsuz duygularla yetişmelerine izin veremeyiz.”

Türk yetkililere emanet etti

Mustafa Kemal, muhtırasını, diplomatik bir dille sürdürür ve Amerikalıların kurmak istedikleri örnek çiftliklerin yönetiminin ve çalışan çocukların eğitiminin Türk hükümetinin atayacağı görevlilerce yürütülmesi, bu gibi yerlerde çalışacak öksüzler arasında soy, mezhep ayrımı yapılamayacağı gibi koşulları belirterek, diplomatik bir tavırla reddeder.

Onun duyarlılıkla ve devlet adamı sorumluluğuyla, ayrımcılığa ve karıştırıcılığa gösterdiği bu tepkisinde söz ettiği acı deneyler arasında Osmanlı yönetiminin vurdumduymazlıkla izin verdiği Anadolu illerindeki Amerikan konsolosluklarının Hıristiyan azınlıkları, özellikle Ermenileri, eğiten misyoner okulları kurmaları, azınlıklara birer ABD pasaportu vererek onları Amerikanlaştırmaları ve misyoner okullarını, manastırları silah deposu haline getirmeleri, sonunda terör eylemleri, arkadan vurmalar gibi somut olaylar bulunmaktadır.”


--------------------------------------------------------------------------------


2007’de Türkiye! Ekonomi yabancıya emanet

ULU Önder Atatürk’ün 1922’den bugüne verdiği muhtıraya karşın, gerçeklerin sürekli üstü örtülüyor. Bugünkü tabloda Türkiye’nin milli değerleri, birer birer yabancılara emanet ediliyor. İşte, tartışmalı kararlar...

- Taşınmazlar elden gidiyor

Yabancılara taşınmaz satışında belirlenen sınırlar bile aşıldı. Mütekabiliyet (karşılıklık) prensibi göz önünde tutulmadan yabancılar Türkiye’nin her yerinden konuttan araziye kadar geniş toprakların sahibi oldular. İstanbul’dan Hatay’a, Mardin’den Urfa’ya dini özellikleri de bulunan kentlerde dini azınlıklar arazi zengini oldu. Almanlar, Fransızlar, İngilizler, Yunanlılar, Ege’den Akdeniz’e kıymetli sahilleri adeta yabancı yerleşim birimlerine çevirdi. İsraillilerin GAP bölgesinden yüklü arazi aldıkları belirtiliyor. Tehlikeye karşın satışlar için önlem alınmıyor.

- Milli kuruluşlar yabancılara geçiyor

Türkiye’nin milli ve stratejik kurumları birer birer elden çıkarılıyor. Türk Telekom’dan PETKİM’e, TÜPRAŞ’tan limanlara çok hayati önem taşıyan kuruluşlar hisse hisse yabancıların eline geçiyor.

- Bankacılık ve sigortacılık yabancı kontrolünde

Son dönemdeki satışlarla birlikte sigorta şirketlerinin yüzde 80’i, bankaların yüzde 40’ından fazlası yabancılar tarafından alındı. Türk halkının mevduatlarının bulunduğu, KOBİ’lerin yaşam kaynağı kredilerin verildiği bankalardan birçoğuna artık yabancılar hükmediyor.

- Ekonomide ‘sıcak’ korku

Ekonomideki yabancı etkisi endişe kaynağı. Dış borçlarla ilgili sarmalın üstüne bir de borsadaki yabancıların ‘sıcak para’sı da korkuyu artırıyor. Ekonomik bağımsızlık tehlikede.

- Azınlıklar konusu deşiliyor

Azınlıklar konusunda taviz üstüne taviz veriliyor. AB’nin, Lozan’da belirlenmiş azınlıklara karşın yeni tanım çabalarıyla Türk Devleti’nin asli unsuru Aleviler ve Kürtler de bu kategoriye sokulmaya ve Türkiye parçalanmaya çalışılıyor.

- Heybeliada sürekli gündemde

Özellikle AKP Hükümeti’nden yapılan açıklamalarla birlikte Heybeli Ada Ruhban Okulu’nun açılışı yönündeki talepler de arttı. AB’den gelen isteklerin ardından ABD’nin İnsan Hakları ve Demokrasiye Katkı Raporu’nda da okulun açılması isteniyor. Protestan, Yehova Şahitleri ve Bahailik gibi bazı dini grupların yasaklandığı ileri sürülerek Türkiye’ye baskı uygulanyor.

- Ekümeniklik tartışması sürüyor

Fener Rum Patrikhanesi’nin kullanmak istediği ve Lozan’a aykırı olan “ekümenik” sıfatı, Türkiye’ye gelen her yabancı davetli tarafından dillendirilir oldu. Dini özgürlükler ve ifade özgürlüğü gibi kavramlarla konu sulandırılarak, Türkiye’ye kabul ettirilmeye çalışılıyor: Türk vatandaşı olmayan kişilerin de rahip olarak kabul edilmesi, patrikhanenin tüm dünya Hıristiyanlarının merkeziymiş gibi benimsetilmesi için sürekli propaganda yapılıyor.

- Misyonerlik doğal süreç yapıldı

Atatürk’ün 85 yıl önceki muhtırasında dikkat çeken unsurlardan biri de misyonerler... Özellikle Anadolu’nun pekçok yerinde misyonerler, dini çalışmaların yanında siyasi faaliyetlerde de bulunarak dikkat çekiyorlar.

- Yerel lehçelerde yayın ve eğitimle zorlama

AB’ye uyum, ifade özgürlüğü gibi söylemlerle Türkiye’nin geleceği için tehdit oluşturan adımlar atılıyor, yasalar çıkarılıyor. Yerel lehçelerle yayın ve eğitim konusundaki düzenlemelerin ardından özellikle Güneydoğu’daki bazı belediye başkanları söylemleriyle tartışmaları körükledi.

TERCÜMAN


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


SEÇİM YASAKLARI BAŞLADI

AĞALIK SISTEMİNE OY KULLANMAYARAK PROTESTO

BAHÇELİ'NİN KARDEŞİ REKTÖR YARDIMCILIĞINA ATANDI
»  LEYLA ZANA HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILDI
»  "BU SAATTEN SONRA TAKTİR HALKIMIZIN"
»  BU KADINI KİM KONUŞTURUYOR?
»  PLAJLAR, TURİSTLERE KALDI
»  HAKKARİ'DE POLİSE ROKETLİ SALDIRI
»  ŞURA'DA KİMLER EMEKLİ OLACAK, KİMLER TERFİ EDECEK?
»  OY KULLANIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
»  LEYLA ZANA'NIN AÇIKLAMALARI ERDOĞAN'I KIZDIRDI
»  LEYLA ZANA'NIN PROVAKASYONLARI BİTMİYOR
»  ARINÇ, SADE VEKİLLİĞE HAZIRLANIYOR
»  BAŞBAKAN ÖYLE DEMİŞTİ AMA. ÖYLE DEĞİL MİŞ...!
»  O ALÇAKLAR ÖLDÜRÜLDÜ
»  BAHÇELİ: BİZ UYANIK KUZUYUZ
»  UNAKITAN GEMİLERİ VE MISIRLARI SAVUNDU
»  CHP'NİN YENİ AFİŞLERİ AKP'Yİ ÇOK KIZDIRACAK
»  UZAN'IN İDDİALARINA ÖMER ÇELİK'TEN JET YALANLAMA
»  ERDOĞAN'DAN ERBAKAN'A :''ALLAHIN AVUKATI''
»  PKK'LI TERÖRİST TSK'DA ÇALIŞMIŞ!
»  LEYLA ZANA: "TÜRKİYE'NİN BÖLÜNME ZAMANI GELDİ" DEDİ
»  DİĞER GEMİCİKLERDE ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI
»  WASHİNGTON POST'TAN SEÇİM SONRASI KEHANETİ!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.