Diyanet İşleri Başkanı Sn. Mehmet Görmez İzmir’de din görevlilerine yaptığı konuşmada, “Kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak, işe ehil bir kişiyi şehre müftü olarak atadıklarını” dile getirmiş ve “İzmir dindarlığının farklı olduğunu” ve “irfan geleneğine ihtiyacı olduğunu” söylemişti. Ben de Diyanet İşleri Başkanı'nın bu sözleri üzerine bir açıklama yapmış ve "Bu sözler İlahiyat eğitimi almış bir akademisyenin cümleleri olamaz. Bu sözler İzmir’i 'gâvur' zanneden çağdışı bir anlayışın uzantısı olabilir," demiştim.' Açıklama yetmez; İzmirlilerden Özür Dilemeli..
Bu açıklamam üzerine Diyanet İşleri Başkanı özel kalem basın müşavirliği vasıtası ile benimle temas edilmek istenmiştir. Bu girişim benim prensipli siyasi tutumumu anlamayan bir girişimdir. Diyanetin yapmış olduğu açıklama İzmirlileri tatmin etmemiştir.
Tekrar ediyorum; Sn. Görmez İzmir hakkında tefekkürü (Gereği gibi ve hikmetle düşünme) olduğunu göstermelidir. Aksi halde Diyanet İşleri Başkanı'nın gereği gibi ve hikmetle düşünmediği konusunda kanaatim güçlenecektir. Sayın Başkan'ın kutsal dinimizi siyasallaştırdığını düşüneceğim.
İzmirliler adına Türk bayrağına sarılı Kur'an götüreceğim
Böyle bir gaf karşısında çağdaş bir ülkede istifa etmesi gereken Diyanet İşleri Başkanı'nından İzmirliler adına ricam, “Kentin (İzmir) manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak müftü," sözleri nedeni ile özür dilemesidir. Bir hafta içinde özür dilenmedikçe Başkanlık ile görüşmeyeceğim gibi milletvekili olmaktan gurur duyduğum İzmirliler adına Diyanet İşleri Başkanlığına laik, demokrat ve inançlı İzmirliler adına kutsal dinimizin siyasallaştırılmasını protesto etmek için Türk bayrağına sarılı bir Kur'an-ı Kerim götüreceğimi kamuoyuna duyururum.