Topuz, TBMM'de gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, TBMM'de bu hafta başlayacak bütçe görüşmelerinde CHP olarak ülke siyasetine ilişkin görüşlerini, açılış ve kapanış konuşmalarında Genel Başkan Deniz Baykal ve 66 CHP sözcüsü aracılığıyla kamuoyuna duyuracaklarını söyledi.

2006 yılı bütçesinin, ülke gerçekleri göz önüne alındığında, AK Parti Hükümeti'nin son bütçesi olduğunu savunan Topuz, “Hem bütçe ödenekleri, hem AKP sözcülerinin açıklamaları öyle gösteriyor ki IMF'nin de desteğiyle, 2006 yılı içinde bir erken seçim yapılacaktır”dedi.

İktidarın her seçim öncesinde yapılan popülist yaklaşımlara girdiğini ve bu yolla topluma seçim rüşveti dağıttığını ileri süren Topuz, yapılan anketlerde AK Parti'de büyük düşüş yaşandığının görüldüğünü ve erken seçim yapılmasında bunun da önemli bir etken olacağını söyledi.

Ali Topuz, ekonominin çok kötü olduğunu, Kıbrıs politikasındaki yanlışlar nedeniyle iktidarın çok sıkıştığını ve AB müzakere sürecinde gerçeklerin yetkililer tarafından artık daha net görülmeye başlandığını öne sürerek, tüm bu etkenlerin, erken seçimi kaçınılmaz kıldığını belirtti. Topuz, “Hiç kuşku yok, bir erken seçimde AKP de Meclis'te yerini alacaktır ama gerçek boyuyla yer alacaktır. Şimdi olduğu gibi kendilerini dev aynasında göremeyeceklerdir” dedi.

“AZINLIKLARI, ATEİSTLERİ NE YAPACAĞIZ"

Başbakan Erdoğan'ın, (Din toplumun çimentosudur, Atatürk de bu görüşleri savundu) şeklinde açıklamalarda bulunduğunu belirterek, bu konudaki düşüncelerini soran gazeteciyi, Topuz şöyle yanıtladı:

“Din bu milletin temel değeridir. Bizim inancımızı temsil eder. Bu toplumun çok büyük kesimi Müslümanlığı seçmiştir ve inancını en özgür biçimde yaşamaktadır.

Sayın Başbakan, her zaman olduğu gibi, Nutuk gibi temel eserleri zamanında okuyup tam olarak sindiremediği ve alelacele okuyup yorum yaptığı için bu yanlışları yapmaktadır. Eğer din toplumun çimentosu ise o zaman bu toplumdaki azınlıkları ne yapacağız, ateistleri ne yapacağız, onları toplumun dışına mı atacağız.
Yıllar önce Necmettin Erbakan ve arkadaşları, teröre karşı milli birliği pekiştirmek için en önemli unsurun din olduğunu belirterek, terörü ortadan kaldırmak için Hizbullah örgütünü kurdurdu. Bunun sonuçlarını bugün hatırlamak dahi istemiyorum. Dini herhangi bir konuyla ilgilendirmek, ilişki kurdurmaya kalkışmak, dine karşı yapılan en büyük yanlış ve haksızlıktır.

Başbakan, laikliğin Atatürk tarafından getirildiğini, din ile devlet işlerinin mutlaka ayrılması gerektiğinin, Türk devriminin en önemli özelliklerinden biri olduğunu hatırlamalıdır. Başbakan, söylediği sözlerin altında kalmamak için Atatürk'ü kullanıyor. Nutuk'ta böyle bir şey olup olmadığını bilmiyorum. Başbakan çıkıp bu sözü önü ve arkasıyla açıklamalıdır. Ama eğer bunu yapmazsa, onun, Türkiye'nin bir numaralı din istismarcısı olduğunu yüksek sesle söyleyeceğiz. Sen bir başbakansın, benim de başbakanımsın, neysen onu söyle, başkalarına sığınma. Başbakan'ı siyasi erginlik düzeyine çağırıyorum. Başbakan'ın zedelenmesi beni de kırıyor.”

SOLDA YENİ GİRİŞİMLER

Topuz, solda yeni girişimler ve yeni parti arayışları çerçevesinde yapılan toplantılarla ilgili bir soruyu, bu tür girişimleri demokrasi açısından olumlu bulmasına karşın, objektif koşullar açısından doğru bulmadığını belirterek şunları söyledi:
“Eğer seçim fırsatçılığı ya da durumdan vazife çıkarma anlayışıyla bunlar yapılıyorsa, bunun hiçbir etkisi olmaz. Solun tartışıldığı söylüyorlar, Türkiye'nin en büyük sol partisine ana muhalefet partisine gelsinler önerilerde bulunsunlar ve burada tartışalım. Bu toplantılara katılan CHP'lilere de önerim, bu konuları partilerinde tartışmalarıdır.”
Ali Topuz, olası bir erken seçimde AK Parti'den daha fazla oy alıp almayacakları sorusunu, “Bu beklenti tek hedef olamaz. Ülke menfaatleri tüm beklentilerin üzerindedir. Milletin ümmet yapılma gayretleri var. Bunun engellenmesi için halkın iradesine başvurulmalıdır. CHP'nin elbette iktidar beklentisi vardır, ancak ondan da önemlisi bu iktidardan kurtulmaktır” diye yanıtladı.

CIA VE FBI BAŞKANLARININ ZİYARETLERİ

CIA ve FBI başkanlarının Türkiye ziyareti konusunda da Topuz, şu açıklamada bulundu:
“Her iki başkanın da Türkiye'ye terör konusunda bir şeyler öğrenmeye geldiklerini sanmıyorum, çünkü her şeyi biliyorlar. Bu ziyaretin, terörle mücadelede bizim isteklerimizi yumuşatıp kendi isteklerini kabul ettirme amacına yönelik olması daha muhtemeldir.

ABD'nin terörle mücadele etmesi için bizimle konuşmaya ihtiyacı yoktur. Apo'yu yakalayıp bize teslim eden ABD, isterse Kandil dağlarındaki teröristleri de yakalar. Bu ziyaretlerle Apo'nun serbest bırakılmasına ilişkin bir takım taleplerin de gündeme getirilmesi kaygısını taşıyorum. Teröre karşı olduğunu her fırsatta dile getirenlerin ve ABD'nin bu yaklaşımını anlamakta da güçlük çekiyorum.”